Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık'ın basın toplantısında gözlemlediklerimi yansıtmam gerekirse ; bende iz bırakan tek kelimesi ''Üçlüyüz güçlüyüz'' ifadesi oldu. Bu konuya özellikle değineceğim. Lakin önce salondan içeri girelim.
Darıca Adnan Menderes Kültür Merkezi'nin (-2)'inci katında bulunan konferans salonu, muhtemelendir ki , Başkan Bıyık için önemli bir buluşma adresidir. Zira o salonda basınla , STK temsilcileriyle, birim amirleriyle, vatandaşla buluşur sık sık. Derdi olanın derdine, hizmet bekleyenin kapısına hizmet götürmeye çalışır. Bunu yakından bilenlerdeniz.
Ancak dün, o salonun farklı bir ahengi vardı. İçeriği , buluşma sebebi farklıydı. Başkan Bıyık, görevde, geride bıraktığı bir yılı değerlendirecek , bir nev-i hesap vercekti. Nitekim de öyle oldu. Ve bir yılın hesabını verdi. Hem vatandaşa, hem basına, hemde partisinin üst düzeyine hesap verdi. Niçin böyle diyorum? Salonda hazır olanlara baktığımızda o toplantının bir hesap verme günü olduğunu anlamamak için kör olmak gerekirdi. Mesela bölgemiz basını oradaydı, muhtarlar, dernek başkanları, bürokratlar oradaydı. Ve AK Partilier...
Ayrıca Milletvekili Cemil Yaman, Kocaeli eski Milletvekili ve MARTEK Başkanı Mehmet Ali Okur, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir, Büyükşehir Gebze Bölgesi Koordinatörü İbrahim Pehlivan, İlçe Başkanı Ufuk Acay, MHP İlçe Başkanı Adem Emre Aygün, Darıca eski Belediye Başkanı Şükrü Karabacak, Darıca İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Oğuz, sivil toplum kuruluşlarının başkanları , yöneticileri, erkek-kadın salondaydı. Tam bir hesap salonu.
Bir iki not yansıtayım....
Sosyal mesafe kuralları dikkat çekiciydi. Herkes maskeliydi ama pek çoğunu tanıdığımız için Başkan Bıyık konuşurken , insanların gözlerinden etki tepkiyi anlayabiliyorduk. Bıyık'tan önceki iki başkan ; İbrahim Pehlivan ile Şükrü Karabacak'ın sinevizyonu pür dikkat takip ettikleri, Muzaffer Bıyık'ı da nefessiz dinlediklerini gözlemledim.
Bende kalan intibalara gelince...
Aynı saatlerde İstanbul'da önemli bir randevumu iptal ederek Darıca'ya geçtim. Muzaffer Bıyık'ı belediye başkanı olduktan sonra ilk kez bir basın toplantısında dinleme fırsatım olmuştu. Beden dilini çok iyi kullandığını söyleyebilirim. Gerçekleştirdiği hizmetleri ve arkada bekleyen projeleri anlatırken beden dili ile ses tonunu harika buluşturuyordu. Vermek istediği mesajların tepesine bastırıyor, kelimeleri döve döve anlatıyordu. Bu ivme , siyaset sanatında ikna yöntemidir. İşini bilen siyasilerin dinleyicileri kendine hipnoz etmek için kullandıkları bir yöntemdir. Yani ''güç bende'' göstergesi. Bıyık'ta bunu sahnede başarıyordu. Vurguları , anlatımı, teşbihleri, diyaframdan çıkardığı sesi , diksiyonu bedeniyle buluşurken, ''Ben başarılıyım, verdiğim her sözün arkasındayım, Darıca'yıda çok iyi tanıyorum, beklentileri biliyorum.'' demeye getiriyordu. Bir de ahde vefa sergilemesi vardı. Bu da çok önemli. MHP Darıca Teşkilatı'na sık sık teşekkür etmesi, öne çıkarması , mütevazi yaklaşımı, partisinin üst düzey temsilcilerine minnet duygularını anlatma biçimi bile Bıyık'ın iyi bir hatip olduğu intibası kaldı ben de.
Yazının başında kullandığım bir ifadesine geri dönelim...
''Üçlüyüz Güçlüyüz'' dedi ya... Bu ifade çok önemli. Hem tabana, hem de tavana mesaj içeren bir deyim. Yani demek istiyor ki, ''Belediyeler bizde, büyükşehir bizde, Ankara bizde olursa hizmet gelir. ''
Bıyık'ı dinlerken bir şey daha ilgimi çekti. ''Ben değil, biz'' , ''Tekil değil , çoğul,'' ''Fevri değil , kitlesel '' mantığını öne çıkarıyor, öyle düşünüyordu. Tabii ki buda o'nun siyasette ve görevde çok daha uzun yıllar kalma isteğinin sinyaliydi aslında.
Bıyık uzun uzun anlattı. Yaptıklarını , yapacaklarını, vaadlerini, sözlerini, taahhütlerini sıraladı. Görsellerlede destekledi anlattıklarını. Çok da güzel şeyler söyledi , icraatlarının fotoğraflarını yansıttı ekrana. Toplantı bitince, söz sırası biz basın mensuplarına geldiğinde , o'nu dinlerken düşündüğüm bir soruyu kendisine yönelttim. Sanırım salonu dolduranlarda beğenmiş olmalı ki sorumuzun farklılığını , soru bitmeden salonda alkış tufanı koptu.
Sordum; '' Sayın Başkan, gece başınızı yastığa koyduğunuzda , bir yılınızı değerlendirip kendinize puan verecek olsanız, Muzaffer Bıyık'a kaç puan verirdiniz , Muzaffer Başkan sizce başarılı mı ?
Sorumuz üzerine salondan yükselen alkışlar ve kahkahalar arasında Başkan Bıyık, deneyim saçan cevabını dile getirdi. '' Benim için önemli olan vatandaşın vereceği puandır. Ben kendime göre değil , vatandaşın vereceği değelendirme ve puanı dikkate alırım. ''
Evet, uzun aradan sonra keyifli bir basın toplantısını geçirmiş olduk. Sanırım en çok keyif alan da, 1 yıllık performansını sahnede gururla anlatan Muzaffer Bıyık oldu.