Hani şu ‘kahpe ve kalleş’ 15 Temmuz gecesi var ya…O, günün sonrasında meydanlarda tutulmaya başlanan ‘Demokrasi Nöbeti’’ni yakından takip ediyor, hemen her gece bir başka ilçemizde destek veriyoruz.
Bugün , meydanlardan kısa izlenimlerimi yansıtmak istiyorum..
Dilovası’ndan başlayayım.
Çok net ve açık ifade etmek gerekirse; Dilovası, Dilovası olalı böylesi bir bütünlüğü, coşku ve kenetlenmeyi hiç görmedi. Belediye önünde gerçekleşen nöbette ki muhteşem organizasyon, sunumlar, katılımcıların kararlılığı, belediyenin hazırladığı programlar tek kelimeyle süper. Elbette burada Başkan Ali Toltar’ın emeği, dirayeti çok önemli. Darbe teşebbüsünün özerinden iki hafta geçti, bu sürede Ali Toltar hiç uyudu mu, merak ediyorum. Zira o ve ekibi tabiri caizse , gece gündüz nöbetin başını çekiyorlar. Tabi Başkanı Osman Akbulut ve yönetiminin haklarını da teslim etmek gerekir.
Dilovası’nda nöbet tam bir görsel şölen. Erkekler ve kadınlar için kurulan ayrı platformlar, barkovizyondan yapılan gösteriler, insanların topluca namazlarını eda etmesi ise nöbetlere çok daha fazla anlam yüklüyor.
Şükrü Karabacak’ın Darıca’sına gelince..
‘Keşke’’ diyor insan, ‘’keşke Darıca Cumhuriyet Meydanı zamanında biraz daha büyük yapılsaymış.’’ Gerçi Karabacak’ta haklı. Bir gün meydanın demokrasi nöbetleri için nokta olabileceği hiç akla gelmezdi ki. Çünkü Darıca’nın neredeyse tamamı her gece orada. Her gece vatandaşlara ikram edilen Osmanlı şerbetinin yanında, darbecilere ‘Osmanlı tokadı’ nasıl atılırmış, Darıca’daki coşku gösteriliyor.
Gebze’ye yönelik notumu biraz uzun tutacağım.. Tutmamız gerekiyor.
Önceki gece Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker ile birlikte Kent Meydanı’na yürüdük. Sergi Sarayı’nın önünden meydana yürümeye başladığımızda hissettiklerim, gördüklerim anlatılacak gibi değil.
Geçirdiği iki yerel seçimi bir tarafa bırakalım, ilk kez Köşker’in böylesi bir yoğun sevgi seli ile karşılaştığına şahit oluyordum. Köşker’i gören herkes yanında olmak, el tutmak, fotoğraf çekilmek, sohbet etmek, dertleşmek için sıraya giriyordu adeta. Bir belediye başkanı bu denli mi halkıyla bütünleşebilirdi, görmüş olduk.
Bir iki fotoğraf yansıtayım…
Mesela Çamlık parkı içinde Gebzespor çadırı var. Orada nöbet tutan çok sayıda taraftar-futbolcu Köşker’i görünce davet ettiler. Kardeşlik, barış, ülke sevdası dedikleri sıcaklık ve Köşker’i sahiplenme o çadırda kendini gösteriyordu.
Meydanın içinde kurulu bir platform var. Yan tarafında misafirler, yöneticiler oturuyor. Platformun önü meydana bakıyor, konuşmalar buradan yapılıyor. İğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık seli kaplamıştı meydanı. Çamlık parkı dolu, cafeler etrafı dolu, meydan zaten ana baba günü. Dikkatimi çeken bir ayrıntıyı da aktarayım; O gece sayıları yüzü bulan Suriyeliler ellerinde bayraklarla kalabalığa karıştılar. Türk ve Suriye bayraklarıyla Türkiye lehine sıloganlar atıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek veriyorlardı. Bir ara Köşker’le karşılaştılar, o görüntü anlatılamaz işte. Kendi babalarını görmüşçesine Köşker’e sarıldılar.
Tüm bunlar olup biterken us’umda farklı düşünceler cereyan ediyordu. Son günlerde yine Köşker aleyhine düğmeye basan fırsat simsarlarının oluşturmak istedikleri algı operasyonları. Hani Köşker’i cemaat yapılanmasının içine sokmak isteyen üç-beş kişi var ya, onlara sadece ‘’siyasi fesat, çekemez, iftiracı’’ demek doğru olur. Bu konuyu gelecek yazımda ayrıntılarıyla işleyeceğim.