Gözünü AK Parti iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan'la açmış olan yeni nesil pek hatırlamaz ama, bu ülkenin ivme kazanmasında, şahlanıp büyümesinde , gelişip hamle yapmasında bir ANAP dönemi vardı. Bir Turgut Özal ve bir Mesut Yılmaz vardı.
Türkiye , çok değil 30 sene önce başka bir Türkiye'ydi. Neredeyse her temel ihtiyaçta dışa bağlı, bir milyar dolar kredi almak için Dünya Bankası'nın kapısında yatan bir ülkeydi.
Ülkemizde özel televizyon yoktu, cep telefonu bilinmezdi, internet denen sanal iletişim bulunmazdı, sosyal medya dünyaya gelmemişti, üzerinde Marlboro sigarası , Dolar bulunduran kaçakçılık suçundan mahpusa atılırdı. Benzin, gazyağı, tüp kuyruklarından geçilmezdi. Ekmeğin bile karne ile satıldığı yıllardı o yıllar.
1980 ihtilalinden sonra demokrasiye geçilmesiyle bir Turgut Özal tanıdı bu ülke ve bir ANAP (Anavatan Partisi). Ve bir de Mesut Yılmaz.
Bugün ülkemiz teknoloji , telekominikasyon ve iletişim de çağ atlamışsa bunun temelini atan ANAP'tır, Özal'dır, Mesut Yılmaz'dır. Bugün medya bu kadar gelişmişse, her evde binlerce uydu yayını varsa, her elde model model cep telefonu bulunuyorsa bunu Özal'a, Yılmaz'a borçludur milletimiz. Yasaklı ülkeden özgür ülkeye geçişin liderleridir bu iki isim.
Mesut Yılmaz'la ilk tanışıklığım o'nun basından sorumlu Devlet Bakanı olduğu 1984 yılıdır. Kütahya'da düzenlenen Anadolu Basını Bölgesel Toplantısına katılmış, üç gün boyunca Kütahya'da yerel basının sorunlarını basaya yatırmıştık. Hükümeti temsilen Yılmaz vardı. Toplantıya iştirak eden en genç gazeteci olarak da , hazrolana bir konuşma yapmış ve mesleğimizin sorunlarını dillendirmiştim.
Sonrasında ANAP'ın tam içinde bulmuştuk kendimizi.
1987 yılında Ercan Dalkılıç'ın kurucu Belediye Başkanı olduğu Dilovası Belediyesi'nde 1994 yılına kadar ''Başkan Danışmanı'' olarak görev yaptığımız yıllarda, çok ama çok samimi ve yakın ilişkiler yaşadık Yılmaz'la. O'nu , ilkelerini, vatan aşkını, millet sevdasını yakından tanıma imkanı bulduk.
Ve bugün vefatıyla Türkiye bir değer kaybetti.
Yıl 1991. Mesut Yılmaz Başbakan. ANAP'ın en güçlü olduğu dönem. Ercan Dalkılıç Dilovası Belediye Başkanı. İkinci kez seçilmiş. Rahmetli Mehmet Laç Belde Başkanı. Biz ise Başkan Danışmanı...1987-1991 yılları arasında kahvehanede hizmet veren belediyenin devası hizmet binası açılıyor o gün.
Törenin sunumunu yapıyor, Başbakan Yılmaz'ı kürsüye davet ediyorum. Dalkılıç oldukça keyifli, gururlu. Zira Kocaeli'nin en küçük beldesine en büyük hizmet binasını kazandırmış.
Diğer fotoğraf Tuzla'da. ANAP Gebze Teşkilatı'nın düzenlediği dayanışma gecesi. Başbakan Yılmaz, o gün de Gebze teşkilatını yalnız bırakmamış, davete icabet etmişti. Gecenin sunumu , organizasyonu yine bendeydi. Başbakan'ı sahneye davet ettiğimde, uzun uzun övgüler yağdırmıştı bizlere. Sonrasında çok sağlam, çok güzel, abi-kardeş ilişkilerimiz oldu.
Bugün acı haberi alınca o yıllara gitti us'um. Çok ama çok üzgünüm. Ülkemize değerler katan, Türkiye'nin kalkınmasında, gelişmesinde, büyümesinde ciddi katkıları olan çok değerli bir devlet adamı, siyasetçi Mesut Yılmaz'ın vefatı derinden yaraladı.
Türkiye'nin başı sağ olsun. Allah rahmet etsin, mekanın cennet olsun Başbakanım. Dualarımız seninle.