Hatırlayanlar olacaktır. Çetin Gürol başkanlığındaki Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin (KGC) yönetimi göreve ilk geldiği üç yıl önce yazdığım bir yazıda, bizim Levent Altun dahil, yeni yönetimi ‘deli’ ve ‘hadlerini aşanlar’ olarak nitelemiştim.
Evet, sanki KGC yönetimi değil, adeta ‘deliler kulübü’ olarak gözüme batmışlardı. Onlara ‘deli’ dediğim için şimdi özür diliyorum. Zira geçenlerde anladım ki, Gürol ve yönetimi sadece ‘deli’ değil, ‘manyak, manyak’.
Doğru söylüyorum.. Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, tam bir manyak. Öyle deli ve manyaklar ki, ucu bucağı yok. Göreve ilk başladıklarında onlarda gördüğüm heyecan ve projelendirmeler öyle kenara atılacak cinsten değildi. Kimilerine göre hayal, kimilerine göre hedefti. Lakin hepsinin tek gayesi; hayali hedefe, hedefi de sonuca ulaştırmaktı. İlerleyen günlerde görüldü ki, KGC yönetimi bize göre delilerden, başkalarına göre manyaklardan oluşmuş bir hizmet sevdalılarıydı.
Manyak olmasalar boylarından büyük işlere kalkışır ve başarıyla sonuçlandırır mıydılar?
Her şey ortada….
Durup dururken gazetecilere değer katmaya başladılar. Birlik, dirlik, beraberlik denilen olguları aynı çatı altında toparladılar. O yetmez gibi Anadolu’daki çoğu gazeteciler cemiyetine örnek oldular. ‘’Etleri ne ki butları ne olsun’’ diye düşünülürken kalkıp 180 dairelik gazeteciler sitesi kazandırdılar. Kocaeli tarihinde , hiçbir gazetecinin hayal edemeyeceği konut projesini yarattılar. Yetmedi , canları sıkıldıkça gazetecileri il il dolaştırıp kültürel faaliyetler gerçekleştirdiler. Yetmedi, seminerler, mesleki etkinlikler gerçekleştirdiler. Yetmedi, seminerler, mesleki etkinlikler düzenlediler. .. Yetmedi , Cemiyete İzmit merkezde dükkan satın aldılar, aylık kira gelir var. Orhaniye Köyü’nde 2,5 dönüm arazi aldılar, .sosyal tesis yapacaklar. Bodrum'da devremülk aldılar, üyeler ücretsiz tatil yapacak. Yetmedi, cemiyete bir binek araç aldılar, cemiyet hizmetlerinde kullanılıyor. Ve örnek olacak başka bir ilke imza attılar, Diyarbakırlı 20 gazeteciyi 3 gün boyunca Gebze’de ağırladılar. Tüm uçak masrafı, konaklama, yeme-içme, gezi vs. de karşıladılar.
Velhasıl bizim 37 yıllık meslek hayatımızda görmediğimiz, alışık olmadığımız bir yönetim başımıza bela oldu (!)
O gün de tutup bizlere İstanbul Boğaz turu attırdılar. Tabi bu tur ayrı yazılması gereken bir konu, başlı başına bir konu yani. Onu da bizim Görünmez Adam işlesin.
Demek istediğim şu; Çetin Gürol ve yönetimi bizlere bela oldu, evet bela oldu. Yıllar yılı sessiz sedasız bir KGC varken , şimdi bu yaştan sonra onların hızlarına, programlarına nasıl yetişeceğiz arkadaş. Manyak bunlar manyak.!
Neyse , konuyu değiştirelim…Biz yine asıl işimize, siyasete dönelim. Boğaz Turu demişken , Boğazdan bir de Darıca’ya bakalım. Hep söylüyorum ve iddia ediyorum; siyaset yapmak akıl işidir. Hele bir Belediye Başkanı hem akıllı, hem uyanık ve de zeki olmak zorundadır. Bu üç meziyeti barındırıyorsa kendinde, inanın ki Şehr-i emin, üç değil dört, beş dönem daha makamını hak edenlerden olur.
Buna örnek Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak’tır.
Adam akıllı, adam uyanık, adam zeki.
Sadece ilçesine hizmet projeleri kazandırmakla kalmıyor, halkın gönlüne girmesini de çok iyi beceriyor. Zekasının verilerini yerinde ve zamanında ortaya koymasını biliyor. Mesela o gün, o Boğaz turunun fikir babası bizim cemiyetti ama, destek veren de Karabacak oldu. Kalktı geldi tekneye, bütün gazetecilerle tüm samimi edasıyla kardeşçe bir gün geçirdi.
Zeka dediğim bu işte.
Şimdi anlıyor musunuz Karabacak’ın neden her kesimden herkesin gönlünde yer ettiğini..?
Dedik ya ‘siyaset akıl işi’’ diye.. Akıl, işte o durumlarda devreye giriyor.