Adam; İngilizceyi, Rusçayı ana dili gibi konuşuyor. Makedoncayı, Bulgarcayı orta düzeyde biliyor.
Yani Sibirya’ya bıraksanız aç kalmaz, Kutuplara gönderseniz suyu bulur, Afrika’da yaşasa dostu olur, Amerika’ya gitse sokakları saf saf dolaşmaz.
Adam; İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Yüksek Okulu , Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü ve Makedonya Kiril Metodij Üniversitesi Türkoloji Bölümünü mezunu.
Adam; Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyeliği ile Dilovası Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyeliğinde bulundu. Futbol Federasyonu Dış İlişkiler Komite Üyeliği, Bursaspor As Başkanlığı, Vardar Spor ve Karagümrükspor Başkanlığı yaptı. Rumeli Türkleri Kültür Dayanışma Derneği ve Rumeli Eğitim Vakfında Başkanlık görevlerinde bulundu.
Yani Balkanların orta yerine koysanız sokaktan geçen selam verir.
Anlayacağınız kendini her konuda yetiştirmiş. Siyaseten de deneyimli. Damdan düşenlerden.
Damdan ilk düşüşü 2007 yılına rastlar. O yıl ilk ve son düşüşüydü. MHP’nin Kocaeli Milletvekili adayı oldu. Kendisi ikinci sıradaydı, birinci sırada Cumali Durmuş vardı, üçüncü sıraya ise Ruhi Çavdar oturmuştu. Kazanamadı, gidemedi, mebus olamadı.
2011 yılında yeniden aday oldu. Bu kez ismi birinci sıraya yazılmıştı. Arkasından Ruhi Çavdar ile İsmail Kurt geliyordu. Bu kez kendi gitti, arkasındakiler kaldı.
Damdan düşmüşlüğün deneyimi ile çok çalıştı, felaket çalıştı, acayip çalıştı. Ve mebus oldu.
Sadece mebus olmakla kalmadı, kimine göre TBMM’nde ‘’kabadayı ‘’ edasıyla siyaset yaptı, kimine göre iktidarı en sert o eleştirdi. Bazen magazin sayfalarına konuk oldu, çoğu kez sabahlara kadar genel kurul salonunda mesai yaptı. Arada bir yumruk yumruğa ,yaka paça siyaset ettiği de görüldü.
2011 ‘de aday olduğunda , “Milletvekili seçilince, maaşımı ihtiyaç sahibi öğrencilere burs olarak vereceğim” dedi ve kazanınca sözünde durdu. O gün bugündür maaşını öğrencilere ve ihtiyaç sahiplerine karşılıksız veriyor.
Malum, 7 Haziran 2015’da genel seçim var. MHP’den yeniden aday gösterildi. Bu kez liste başı değil, ikinci sıra adayı. Önünde Saffet Sancaklı, arkasında Hilal Elmas var.
Durum bu olunca aklıma tekrar 2007 yılı geldi . Hani o damdan düştüğü seçimler.
Dün kendime şunu sordum; Yine damdan düşer mi, yoksa hem kendini hem de peşindekini götürebilir mi meclise?
Gebze’de SKM’sinin açılışındaydım. Us’umda o soru. Gördüğüm manzarayı yansıtayım, sonra o soruya cevap vermeye çalışacağım.
Muazzam bir kalabalık. MHP’nin Gebze siyasi tarihinde görülmedik bir coşku. Gençlerin ağırlığı. 30 Yıldır tanıdığım Ülkücülerle, yeni nesil Ülkücü gençlerin oluşturduğu bir kitle. Ülke genelinde artan milliyetçi duygunun Gebze’ye yansıması SKM önündeydi.
Bir şey daha dikkatimi çekti, beş katlı SKM binası, kendisine 2007’de seçim kaybettiren eski SKM binasının hemen bitişiğindeydi. Sanki geçmişten intikam almak için özellikle yine aynı noktayı seçmişti.
Ama bu kez her şey farklıydı. Seçim için il genelinde çalışacak giydirilmiş 60 araç.
Kendisi için gönüllü çalışan binin üzerinde genç.
MHP’nin kazanması için bedenini taşın altına koymuş binlerce Ülkücü.
Kırgını, küskünü, yaralısı..Fakat iktidar olmak uğruna birbirlerine bu kez kenetlenmiş, el ele vermiş MHP’liler.
Bu seçim ne 2007, ne de 2011 gibi olacaktı onun için..
İkinci sıradan aday gösterilmesi belli ki çok daha fazla kamçılamış, kazanma hırsını en üste çıkarmıştı. O yüzden herkes ona sarılırken. o da herkese dokunuyordu.
O dokunuşlar sanki sadece kendisini değil, peşindekini de Ankara’ya taşıyacak sıcaklıktaydı.
Demem o ki; Lütfü Türkkan işi bu kez çok sıkı tutuyor.