‘’10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü’’ nedeniyle Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’in bölgemizdeki basın mensuplarını yemekte ağırlayıp onore etmesi elbette önemlidir.
Bu konuyla ilgili düşüncelerimi aşağıda sıralamaya çalışacağım, ama beni asıl ilgilendiren Köşker’in yemekte açıkladı önemli bir projesiydi.
Köşker, ‘’41 Genç 41 Gelecek’’ isimli sosyal projesini açıklarken oldukça da heyecanlıydı.
Doğru, Gebze için son derece önemli ve gençlerin eğitiminden istikballerine katkı sunacak bir proje. Detayları sayfalarımızdan okuyacağınızdan ayrıntıya burada girmeyeceğim.
O proje üzerinden başka bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Şunu biliyorum ki Köşker; göreve geldiğinden beri gençlere ve sosyal yaşama büyük önem veriyor. Gebze’nin mega kent olması ve ‘Marka Şehir’ niteliğine kavuşarak Dünya ölçeğinde anılması adına kafa yoruyor. Kent kültürünü yükseltmek, bununla beraber teknolojiyi de kullanarak Gebze’yi ‘yaşanabilir bir şehir’’e dönüştürmek için emek sarf ediyor. Tüm bunlar bildiğimiz şeyler.. Gözle görülen, elle tutulan projeler geliştirdiğini görmezden gelmekte riya olur.
Gençleri kapsayan projeler geliştirmek , onların geleceğini eğitim alanında üst seviyeye çıkarmak da güzel.
Ancak tüm bunları yaparken globalleşmek ve de çağımızın en büyük nimeti olan teknolojiden de sınırsız istifade etmek gerekir. Çünkü sadece fiziki olarak hizmet kazandırmak ve proje geliştirmek, hatta hayata geçirmekte bazen tek başına yetersiz kalabiliyor.
Mesela internettin sunduğu dünyadan faydalanmak, o dünyanın içine girmek, oraya yönelik projeler de hazırlayıp vatandaşın hizmetine sunmak gerekir.
Özellikle çocuklar ve gençleri kapsayacak projeler olmalı.
Günümüzde interneti kullanmayan çocuk yok. İlkokula başlayan çocukların ilk iş olarak internetle tanıştığı gerçeğinden yola çıkarak projeler üretilmeli. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi her yıl binlerce öğrenciye bilgisayar hediye ediyor.
Gebze’yi çok seven, Gebzeliyi her platformda el üstünde tutma gayreti içinde olduğunu bildiğimiz Köşker’e , dolaysıyla da Gebze Belediyesi’ne bir öneri sunacak olursak; bir örnekle dile getirmemiz mümkün.
Teknolojiden yararlanmak ve çocuklarımızın değil sadece, tüm dünyanın Gebze’yi daha yakından tanımalarını sağlayacak internet projeleri geliştirmek gerekli. Böylece çocuklar ve gençler internet ortamında Gebze’mizin sosyo-kültürel yapısını tanımış olacak , hem de oyun tadında eğlencenin ve eğitimin keyfini sürmüş olacaktır. Ayrıca Köşker tarihi bir hizmete de imza atmış olur.
Gebze’nin tanıtımı sadece birkaç el ilanı ve kitapçıkla , 3-5 saniyelik video görüntüleriyle, ya da kent içinde kalabilecek kültürel etkinlikle sınırlı olmamalı. Dünya’ya açılmalı ve tek bir tuşla çocuklar ve gençler başta olmak üzere, Sibirya’da ki insan bile buz üstünde Gebze’yi tanımalı. Gerekirse oyun tadında yaşamalı.
GAZETECİLER GÜNÜ YEMEĞİ ÜZERİNE
Gelelim ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’’ toplantısına. Gebze Belediyesi dün bir yemek düzenledi. Davetliydik. İcabet ettik.
Bu kentte 35 yıldır gazetecilik yapan ve kamuoyunda ‘ Duayen’ olarak tanınan birisi olarak o davetle ilgili fikir beyan etmenin gerekliliğini düşünüyorum.
Bana göre bu jest, Köşker’in yerel basına olan saygısı ve beklentisiz yaklaşımıdır.
Nitekim yemekte yaptığım konuşmada da bu görüşümü dile getirdim. Konuya böyle bakmak lazım.
Yemek sonrası bazı gazeteci arkadaşlarımızın sosyal paylaşım ağlarında eleştirilerde yer aldı. Neymiş, ‘Köşker konuşmasında gazetecilik dersi vermiş’’ vs. vs.’’
Ben işin o yönünde değilim.
Davete iyi niyet ve samimiyet çerçevesinde bakmak gerekir. Eğer bakış açınızda samimiyet yoksa, karşınızdaki ağzıyla kuş tutsa da nafile.
Hani bir deyim vardır ya; ‘’Yokluğu görmeyen varlığın kıymetini bilemez’’ diye. Bugün o etkinliği eleştirenlerin bu kafada olduğunu düşünmek doğru tespit olur. Önce Gebze Basınının nereden yereye geldiğini bilmekle eleştiriye başlanmalı.
Tarih dersi vermeyeceğim. Bugün gelinen noktayı ve sayısı her geçen gün artan yayın organlarının ve gazetecilerin durumunu da anlatmayacağım. Fazla uzaklara girmeye gerek yok..
Beş yıl öncesi yeter.
Bırakın dünyanın her ülkesinde kutlanmayı, ülkemizin hemen her ilinde 10 Ocak kutlanmasına karşın, Gebze’de böyle bir hareket yoktu. Ta ki Gebze Belediyesi buna öncülük edene kadar.. Ne Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, ne Türk Basın Birliği Kocaeli Şubesi, ne de MAGDER (Ahmet Oğuz öncesi) öylesi bir etkinliği düzenleme cesareti göstermemişlerdi.
Bunları kabul etmek ve görmek vicdan meselesidir.
Yine son yıllara dönelim..
İşin siyasi boyutunu bırakın. Kıskançlık ve fesatlıktan da uzak durun. Kabul edilmelidir ki, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, bölgemiz basınının varlığını kendilerine hissettirmiştir. Yılda bir kez bile olsa gazetecileri bir araya getirmek, biz gazetecileri onurlandırmak önemlidir. Basına olan saygıdır. Yerel basını var saymaktır.
Kaldı ki, yemekte konuşma yapan Köşker’ın yaklaşım ve iyi niyetinden şüphe duyulmadan hakkı teslim edilmelidir.
Yazacak kalem bulamadığımız günleri yaşadık. Oturacak masalarımızın olmadığı günlerden geldik. Askerin sansüründen geçtik. Karanlık odalarda fotoğraflar tap ettik. Teleksten haberler yolladık. PTT binasında karşı ödemeli telefon bağlantıları yaptırdık. Kurşun potada harfleri eritip entertipten yazılar dizdik. Ama hiçbir zaman bir belediyenin Çalışan Gazeteciler Günü kutlama etkinliğine şahit olmadık.
Şimdi her şey kolay, basit, hatta keyifsiz. Alınteri bile yok. Gazeteciliğin ne heyecanı var, ne de tadı. Dijital ortam, saniyelik haber hızı.
Enformasyon olanca hızıyla yaygınlaşmış.
Haber, habercinin ayağına gelmiş.
Herkes çıt kırıldım olmuş..
Geçmişi görmeden anlamadan gazetecilik yapanlar, bulunca deli olmuş.
O nedenle eleştiri yaparken, önce teşekkür etmesini bilmeli insan. Beş yıl öncesine kadar üç gazetecinin bir araya gelemediği Gebze Basınında, bugün onlarca basın mensubu aynı havayı soluyorsa, onun da kıymeti bilinmeli.
Her şeye rağmen şahsen o davetten mutlu oldum. .Emeği geçen herkesi tebrik ediyor, Gebze Belediyesi Basın Bürosu’nu da kutluyorum.