Aslında bu sorunun cevabını bulmak için biraz geriye gitmek gerekiyor. 17-25 Aralık tarihlerini milat alırsak; hani o, hükümetin yolsuzlukla suçlandığı meşhur kumpasların gerçekleştiği tarihi… O durumda pek çok soruya net cevaplar bulabiliriz.
Hadi başlayalım…
Son günlerde ısıtılıp ısıtılıp yeniden sofraya konulan bir iddia var: Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’ın Cemaatçi, hatta FETÖ’cu olduğu yönünde.
Ee konu , Gebze’nin iki dönem üst üste çok ara farkla seçilen bir belediye başkanı olunca bizim de duyarsız kalmamız, yorum yapmadan geçmemiz olmazdı. Nitekim bahse konu isim bu kentin Şehremeni, biz ise 36 yıldır bu kentte gazetecilik yapan bir vatandaşız. Hal böyle olunca tepkisiz kalmak ne bize, ne de mesleğimizin gereğine yakışmazdı.
Neyse konuyu dağıtmayalım…
Adnan Köşker ismini Gebzeliler aktif olarak 2004 yerel seçimlerinden itibaren duydular. O tarihe kadar ’’ Köşkerler Halat’la ‘’sanayici olarak iş dünyasında tanınan Adnan Köşker, Gebze Belediyesi Meclis Üyesi ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi olduktan sonra siyaseten de yıldızı parladı. Sanayici kimliğini bir tarafa bırakan Köşker’in kendini Gebze’ye ve Gebzelilere adadığını , ilçenin çamurlu sokaklarını, varoş bölgelerini çizmeleriyle gezdiğini Gebzeliler çok iyi biliyorlar. Yine meclis üyesi olduğu dönemde gördüğü eksiklikleri, Gebze’nin ihtiyaçlarını sıkça gündeme getirdiği, Gebzelilerle her fırsatta kucaklaştığı da hafızalardadır.
Siyaseten elde ettiği başarı, Gebzelilerin sempatisini kazanmış olması ve AK Parti teşkilatlarının her kademesinde karşılık bulması ise onu 29 Mart 2009 tarihinde , partisinin Gebze Belediyesi Başkan Adayı yaptı. Ve sonuç: Köşker’in Gebze’de birinci dönemi böylece başlamış oldu. Olmasına oldu da, aslında Köşker için iki şeyin de başlangıcı bu tarihtir.
Birincisi : Köşker, beklenenin çok üstünde ciddi performanslar sergilemeye başladı. ‘’İllah ki Gebze’’ dedi. Gebze’nin gelişmesi, büyümesi, marka kent olması için değil elini , bedenini taşın altına koydu. Yeni ve devasa projeler geliştirdi. İmar kirliliğine ‘dur’ dedi. Trafik sorununu çözmek için otopark yaptı, yeni yollar açtı, yeni yapılara mimari değer şartı kattı, Gebze’yi Türkiye’de ve Dünya’da tanıtmak, çekim merkezi yapmak için kafa patlattı, festivaller düzenledi, spora destek verdi, sanat ve kültüre yatırım yaptı… Yaptı da yaptı. Daha da önemlisi böbürlenmedi, çoğu siyasetçi gibi burnundan kıl aldırmamak değil saçını bu şehir için süpürge etti. Dolaysıyla halkla bütünleşti, Gebzelilerin alışık olmadığı bürokrasi dışı bir Belediye Başkanı profili sergiledi, uyguladı. Vatandaşla kucaklaştı, ‘Sen, ben, biz’ ayrımı yapmadı, gitmediği düğün katılmadığı cenaze kalmadı, ziyaret etmediği hasta, dara düşene el uzatmazlık yapmadı, onlarca hastanın şifası oldu, binlerce dar gelirliye aş verdi, sokakta gördüğü herkese sarıldı, Gebzelilerde ona sarıldı. Böylece Gebze siyasi tarihine ismi yazılacak olan bir Adnan Köşker doğdu.
Tüm bu yazdıklarımı abartı olarak değerlendirenler de olabilir. Lakin olup bitene ‘’at gözlüğü ‘’ ile bakmayan, vicdanı olan herkesin yazdıklarımı az bile bulacağını biliyorum.
İkincisi: Köşker’in bu önlenemez yükselişi ve tabandan gördüğü müthiş destek, elbette birilerini rahatsız etti. Çok açık söylüyorum önce kendi partisi içinden, bazı partilileri rahatsız etti. Zira kendi siyasi hesap kitaplarının önünde engel gördükleri Köşker’i harcamanın, o vesileyle de AK Parti’ye bindirmenin yolu yine Köşker’e bindirmekten geçiyordu. Nitekim öyle de yaptılar, yapıyorlar. Yani Köşker azınlık bir düşman kazandı.
Şimdi biraz daha açalım…
Dikkat ederseniz Adnan Köşker’i , yazılı veya sosyal medyada FETÖ’cu diye suçlayan insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Yani bu ‘’çamur at’’ algısından başka bir şey değildir. Bildiğim kadarıyla bunlardan üçünü söyleyeyim..
Biri , İzmit merkezli bir yayın organıdır. Oradaki hesap tamamen ticari ve çıkar meselesidir.
İkisi, Gebze’de AK Parti’lidir. İp ucu vereyim bu ikisi de 30 Mart seçimlerinden önce aday adayıydı. Birisi avukat, diğeri belediyenin eski personelidir. Bu üç isim el ele vererek, her türlü operasyonda göbek bağı oluşturarak algıya devam etmektedirler.
Şimdi başa dönelim…
Dedik ya 17-25 Mart diye..
Tam da seçim üzeri, yani 30 Mart 2014… Yani Köşker’in ikinci döneminin başladığı ve silindir gibi ezip geçtiği ikinci seçimi. Bu tarihte de Köşker’in önünü kesmek isteyenler yine kendi partisinden olan çok az bir zümreydi ve ne ilginçtir ki onlarda aday adayıydı. 30 Mart seçimlerine ramak kala yine düğmeye basmışlar, bu kez 17-25 Aralık’ı baz alarak , bu kez Köşker’i Cemaatçi diye dilendiriyorlardı. O tarihte henüz FETÖ tabiri yoktu.
Ve yaptıkları tek şey; 11 aday adayının katıldığı yarışta Köşker’in çıkmamasını sağlamak, kendi hesap kitaplarını devreye sokmaktı. O niyetle başta adliyeye, ardından AK Parti genel merkezine içi boş , incir kabuğunu doldurmayacak iddialarla dilekçeler vermek ve kamuoyunun kafasını karıştırmak için basına servis etmekti.
Tüm bunlarda tutmadı…
Çünkü , Türkiye’de nasıl ki Cumhurbaşkanı Erdoğan milli iradeyi arkasına almış yürüyorsa, Gebze’de de Köşker halkı arkasına almış yürüyordu. Ondandır ki , 30 Mart’tan önce AK Parti’nin yaptığı tüm temayül yoklamalarından, parti içi ve kamuoyu araştırmalarından Adnan Köşker çıkıyordu ve aday gösterildi.
Şimdi gelelim yazımızın başlığındaki soruya… Köşker’den FETÖ’cu olur mu?
Neymiş efendim, bugün FETÖ terör örgütü mensubu olmaktan tutuklu bulunan Murat Dağdeviren bir zamanlar Köşker’in basın danışmanlığını yapmış ve Demokrat Gebze Gazetesi’ni Dağdeviren’e Köşker almış… Bu iddia bile , ne kadar art niyet ve sallama bir politika olduğunu çok net göstermiyor mu?
Bir süre önce Dağdeviren’in eski ortağı, CHP’li Ersan Çınar’a bu işin hikayesini sormuştum. ‘’Demokrat’ı nasıl aldınız?’’
Ersan Çınar çok dürüst ve harbi bir adamdır, yalanı asla sevmez, hayatta yalan konuşmaz. Söylediği aynen şuydu: ‘’Benim şahsi çeklerimi verdik Demokrat’ı aldık.’’
Yani o yakıştırmayla demek isteniyor ki, ‘Dağdeviren FETÖ’cu, o halde Köşker’de öyledir.’’ İyi de kardeşim, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın yaveri, Milli Savunma Bakanı’nın Özel Kalem Müdürü, Genel Kurmay Başkanı’nın yaveri FETÖ’cu çıkmışsa, bir Belediye Başkanı’nın on sene önce danışmanlığını yapan birisi kahpe FETÖ örgütünden tutuklanmışsa başkanın günahı nedir? O halde Murat Dağdeviren ‘e on sene önce gazetesinin Gebze temsilciliğini açan, ofis kurup dayayıp döşeyen, her türlü olanağı sunan gazete patronu da FETÖ’cu mu oluyor?
Yavaş yavaş toparlayalım ve 15 Temmuz gecesine gidelim… Hani o kalleşlerin, vatan hainlerinin, şerefsizlerin teşebbüste bulundukları geceye… O gece ev sonrasında ve de demokrasi nöbetlerinin olduğu gecelerde Adnan Köşker’in ne mücadele verdiği, kendini demokrasi ve ülkemizin bekası adına nasılda helak ettiğini zaten Gebzeliler çok iyi gördüler.
Daha ilk günde belediyenin iş makinelerini kilit yerlere konuşlandıran, halkın sokağa dökülmesi için kendini paralayan, ailesi ile birlikte on binlerce Gebzeliyle kent meydanında sabahlayan, belediyedeki tespit edilen FETÖ’cüleri yargıya gönderip işten atan, her gece binlerce Gebzelinin aşını suyunu temin eden, milli iradeye sahip çıkılması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin emir telaki edilmesi gerektiğini haykıran Köşker değil de kimdir?
Şimdi bu Köşker mi FETÖ’cu oluyor?
Hadi ordan sende, hadi ordan !