Başlıktaki soruyu bir okurumuz yöneltti geçenlerde. ‘Duayen’ dedi ve ekledi ; ‘’Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’in üçüncü dönemi olur mu?’’
Çok sıcak, bir o kadar da erken soru olduğu için şaşırdım. Henüz 30 Mart’ın tazeliği burnumuzda tüterken karşılaştığım bu soru ilginç geldi bana.
Evet, çok erken olmasına karşın irdelenmesi gereken bir soru. Öyle yapalım, irdeleyelim. Hem sorunun sahibine, hem de bu köşenin müdavimlerine düşüncemi paylaşmış olayım.
Sağlıklı ve akli yanıtları bulabilmenin yolu, Adnan Köşker’in siyasi ritmini iyi analiz etmekten geçer. Beş yıllık meclis üyeliği, ardından beş yıllık belediye başkanlığı, aday adaylığı süreci, adaylığı ve ikinci kez kazanması siyasi boyutudur. Bir de insani (seçmen) ilişkileri var. Partisinin üst yönetimiyle olan dialoglarını da unutmamak gerekir.
Dolaysıyla, Köşker’i ve geleceğe yönelik olası konumunu yorumlarken üç kategoride değerlendirme yapmak gerekir.
Biz de öyle yapalım..
Bugünden başlayıp geri gidelim..Bunun adı performanstır.
30 Mart seçimlerinden sonra Gebze Belediye Başkanı Adana Köşker’in performansı mutlaka dikkatinizi çekiyordur. Benim özellikle ilgimi çeken bir ayrıntı bu…
Performans...
Gözlüyorum, izliyorum, dinliyorum.
Seçimlerden yeni çıkmış, üstelik, her türlü entrikaya rağmen oyunu artırarak kazanmış bir belediye başkanında öte, sanki yarın ön seçime girecekmiş gibi durmadan koşturan bir siyasetçi profili çiziyor.
O yetmiyor, yarın seçmenden oy isteyecek bir aday konumundaymış gibi sokak sokak gezip esnafı, vatandaşı dinliyor, hizmetlerini anlatıyor.
Alışılagelmiş bir belediye başkanı portresinden çok uzak, kendi kararları ve kurallarını işleten, ‘durmak yok’ diyebilen bir belediye başkanı olup çıkı vermiş. Klasik anlayıştaki bir şehreminin nasıl olduğunu bilenlerdeniz. O bilinçle Köşker’i gözlemlediğimizde; ‘’böylesi çizgi ötesi bir performansta giderken sadece yarını değil, yarınlarını da hesaplar durumundadır.’’ demek doğru olur.
Yeniden performansa dönelim…
Bir belediye başkanı uyandığı her güne, yeni ve taze fikirlerle başlıyorsa…
Ailesinden çok topluma zaman ayırıyorsa…
Gecesiyle gündüzü birbirine girmişse..
Tatil hakkına itiyaç duymuyorsa…
Haftasonu dinlencesinde kentin sokaklarını arşınlayıp kitlelerle vakit geçiriyorsa….
İşte o belediye başkanı ‘’üstün performanslı, üretken, hizmet adamı ve insan aşkıyla doludur’’ anlamına gelir. Seçimlerden iki ay önce çıkmış bir belediye başkanı, yarın seçim olacakmış gibi önündeki beş yılı aynı tempoda sürdürebiliyorsa ; yazımızın başlığındaki sorunun yanıtını yakalayabiliriz.
Gelelim diğer iki kategoriye…
Köşker’in genel merkezle olan yakınlığı malum. Merkezi yönetimin kendisini ne denli destekleyip önemsediği de bilinir. İl yönetiminden ilçe yönetimine, delegelerden salt üyeye kadar bir gönül bağı kurduğu da artık aşikar. Milletvekilleri Köşker’in yanında. Taban tam destek vermiş, seçmen sahip çıkıp yeniden seçmiş.
Ortaya çıkan sonuç; Siyasette hızla yükselen bir Adnan Köşker ve Gebze’de başarılı projelere imza atan ‘’kişilikli bir belediye başkanı.’’
İnsani boyuta bakalım..
Gebze’de artık bir ‘’Adnan Köşker sevenleri’’ olduğunu söylemem gerekir. Sağınıza solunuza bakın, komşunuza akrabanıza sorun, yandaşından muhalifine danışın.. Ne denli haklı olduğumu anlayacaksınız.
‘’Adnan Köşker’le yürümek’’ neredeyse parti üstü bir duygu olup çıkıverdi Gebze’de.
Peki niçin?
Çünkü adamlık farklı bir şey. Elbiseyle, makamla, kimlikle olmuyor.. Kişilik gerektiriyor.
Başka?
Yetenek, ahde vefa, ileriyi görebilme , kararlılık, proje geliştirebilmek, sağlam ekip kurabilmek, sözünün eri olmak, toplumu hayal kırıklığına uğratmamak. Zeka ve erken karar verebilmek, soğukkanlılık. Yönetebilmek.
Bu veziyetler Köşker’de mevcut.
Toparlayalım…
Parti içi hiyerarşiye vakıf.
Gebze’ye kalıcı ve devrim niteliğinde projeler hazırlamış, hayata geçiriyor.
Seçmeni iyi tanıyor.
Bölge sorunlarını ve çözüm yollarını biliyor.
Sokağa inince karşılık görüyor.
Partizanlık yapmıyor.
Ötekileştirme taraftarı değil, aksine birleştirici güç. Çekim merkezi.
Toplumun her kesiminin güvenini kazanmış. Kimine arkadaş, kimine kardeş, kimine abi, baba, amca, dayı, belediye başkanı olmuş. Yani, beşeri ilişkileri had safhada. Gönül bağı dediğim bu.
Çalışma arkadaşları, yardımcıları donanımlı, ekibi sağlam.
Hal böyle olunca…
Sizce, kendini Gebze’ye adamış, Gebze’yı düşünen ve ‘’uykuya hasret adam’ın üçüncü dönemi olmaz mı?