Bilindiği gibi Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, görevde ikinci dönemini yaşıyor. Yerel seçimler öncesi Köşker’in aday gösterileceğini ve mutlak kazanacağını defaten yazmıştım.
Bu konudaki kesin kanımızın sebebi ; elbette onun sadece Ak Parti’li olmasından ve partisinin halk nezdinde itibar görmesinden kaynaklanmıyordu. Çünkü siyasette sadece güçlü bir partiye mensup olmak bazen kazanmak için yeterli olmayabiliyor.
Şahsiyet, kişisel beceri, toplumla barışıklık, seçmenin gönlüne girmek gibi bireysel yetenek ve meziyetlerde gerekli.
Seçim öncesi ‘Köşker ikinci dönemi görür, kesin kazanır’’ yönündeki öngörülerimin temelinde, Köşker’i çok iyi analiz edebilmem ve onun tabanla olan sıcak ilişkilerini okuyabilmem yatıyordu. Nitekim 30 Mart seçim sonuçları yanılmadığımı gösterdi.
Siyaset enteresan bir hayattır.
Bir tarafında satranç , diğer tarafında dama bulunur. Zeka işidir. Bununla beraber şans, biraz da yetenek gerektirir. Köşker, tüm bunları cüssesinde barındırıyor. Ve us’unu kullanarak Gebzelilerle bütünleştiriyor.
Meslek hayatımızda gördüğümüz siyasetçiler ifade etmeye ne parmaklarımızın sayısı, ne de saçımızın telleri yeter. Zira kimilerinin esamesi okunmuyor, kimileri aklımıza bile gelmiyor.
Bir de hafızalarımızdan silinmeyenler var.
Gönüllerde taht kurmuş olanlar.
Kentte iz bırakanlar…
Adını tarihe yazdıranlar..
İşte bu tür siyasetçiler parmakla gösterilecek kadar azdırlar. Teşbihte hata olmaz; onlar siyasi ölümsüzdürler. Topluma mal olmuş, efsanedirler. Yerel ve genel siyasette bu nitelemelere sokabileceğimiz insanların sayısı maalesef azdır.
Ve bu kategoriye giren siyasilerin ortak özellikleri ‘Allah vergisi sırlarıdır’’. Yani becerileridir, yetenekleridir, donatılarıdır.
İşte, bana göre Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’de bunlardan biridir.
Peki nedir Adnan Köşker’in sırrı?
Nedir onu kısa sürede Gebzelilerin kalbine işleyen güç?
Sizi bilmem ama, benim düşüncem şu ki; Köşker, Çakal Deresi’ndeki Ahmet Efendi ile aynı olabilme, anaokulundaki çocukla da el ele tutabilme mütevaziliğinden alıyor gücünü. Halka barışık ve eş olmasından alıyor. Gönül kapılarını feth etmişliğinden alıyor.
Küçük bir örnek vereceğim, değerlendirmeyi siz yapın ki ,söylemek istediğim daha iyi anlaşılsın.
Ailece bir acı yaşadık. Dün, ailemizin en büyüğü olan halamız Nergis Bulut’u 80 yaşında kaybettik . Bugün de son yolculuğuna uğurladık. O uğurlamada acımızı paylaşan yüzlerce dostumuz yanımızdaydı.
Bir de Köşker vardı.
Hz. Ömer Camisi’nin avlusunu dolduran o mahşeri kalabalığın Köşker’e olan ilgisi neredeyse acımızı unutturuyordu. Çaktırmadan izliyordum. Bir siyasetçi, bir belediye başkanı hemşerilerinden ancak bu kadar yoğun ilgi görebilirdi.
Sanki insanlar bizim cenazemize değil de Köşker’in mitingine gelmişlerdi.
Öğlen namazında beraber saf tuttuk.
Cenaze namazını yan yana kıldık.
Şunu anlatmak istiyorum; Köşker’in kazanmasına sebep olan etkenlerden birisi bu sosyal ilişkileri ve halkın acısını kendinde hissedebilmesidir.
Aynı Köşker’i düğünlerde sevinçlere ortak olurken de görebiliyoruz.Çok iyi biliyorum ki Köşker’in Gebze’de katılmadığı cenaze merasimi yoktur. Yine çok iyi bilirim ki, kendisine ulaşan her davete kesinlikle icabet eder.
Yani sadece şehre büyük hizmetler kazandırmak, önemli projeleri hayata geçirmek, kent kültürünün ivmesini yukarılara çıkarmak yetmiyor siyasette kazanmak için.
Bir siyasetçi gönül kazanmalı, kazandığı gönüllerde durabilmeli. Köşker buna örnektir.
Köşker’i Köşker yapan sır bu işte.