Başlıktaki sorunun cevabını yazının sonunda vereceğim. Soruyu biraz daha geniş tutayım; Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker yol arkadaşlarını , mesai arkadaşlarını, kendisine gönül vermiş olanları satar mı?
Soru bu…
Elbette bu soru durup dururken aklımıza gelmedi. Şayet Okan Kurt’la ilgili medyada iki gündür yer alan haberler olmasaydı , belki de bu soruya cevap aramak gibi bir düşünce içinde olmayacaktık.
Özellikle sanal medyada bir haber dolaşıyor.. Fırsatı fırsat belleyen Köşker muhalifleri ise haberi yaydıkça yayıyor. Benimde dikkatimi çekti. ‘’Gebze Belediyesi personeli Okan Kurt’un işine son verildi’ başlıklı haberlerin içeriği okunduğunda , ‘Vay be! neymiş bu Köşker. Acımasız ve zalim bir Belediye Başkanı, siyaseten kendisine rakip olmuş partilisini bile hiç düşünmeden ekmeksiz bırakabiliyor’’ dedirtecek cinsten.
Zaten haberin amacı da bu. Böyle düşünülmesini sağlayarak Köşker’e yara vermek, kamuoyunda ‘işçi düşmanı Köşker’ algısını oluşturmak. Oysa Köşker’i yakından tanıyanların bildiği bir Köşker gerçeği var. Ona da değineceğim. Fakat önce Okan Kurt konusunu irdelemek gerekir.
Siyasete ilgi duyan Gebzeliler Okan Kurt ismini hatırlayacaklardır.. 27 Mart seçimleri öncesi Ak Parti’nin Köşker’le beraber Gebze Belediye Başkanlığına aday olmuş on üç isminden biriydi. Kendisini tanırım, çay içmişliğimiz, oturmuşluğumuz, sohbetimiz var. Boylu poslu, yakışıklı, güzel bir insandır. Takım elbise reklamlarında oynayabilecek kadar da karizmadır.
Lakin bu meziyetler siyaseten yetmiyor. Nitekim yetmediğini ön seçim sonrası gördük. Yanlış hatırlamıyorsam ön seçimde en az oyu alan, temayüllerde de en alt sıralarda çıkan isimdi Okan Kurt. Yine o süreçte uzun bir sohbetimiz olmuştu. Gazeteleri geziyor kendini ifade etmeye çalışıyordu. Bize de gelmişti. Ardından bir yazımda Kurt’tan bahsederken aynen şu ifadeleri kullanmıştım; ‘’Kurt, iyi bir insan. Boylu postlu, yakışıklı. Ama siyasette bunlar ölçü değil ve karşılığı pek yok. ‘’
Kurt’la ilgili kaleme aldığım yazımın sonu bu düşüncelerimle bitiyordu ve özeti de buydu.
Şimdi Okan Kurt’un Gebze Belediyesi’ndeki iş akdinin sona erdirildiği, bunun sebebinin ise ‘siyasi düşünce olduğu ‘ havası yayılıyor. Ve Köşker, buradan vurulmaya çalışılıyor.
Konuya şöyle bakmak daha doğru olur; Resmi veya özel kurumlarda statüsü ne olursa olsun ‘’çalışanların iş akitleri sonsuza kadardır’’ diye bir kaide yoktur. Özellikle siyasetin oluşturduğu belediyelerde ‘hiç kimsenin yarını garanti altında olamaz.’
Çünkü belediyeler her ne kadar resmi kurum olsa da, siyasetin var olduğu ‘ekip ruhunu’ barındıran yönetim mekanizmalarıdır. Siyaseten gelmiş birisi kendi kadrosunu kurmak, uyum içinde çalışacak ekibini oluşturmak zorundadır. Aksi halde hizmet alanı daralacağı gibi, yönetimde tıkanmalar yaşanır ve koridorlar da huzursuzluklar oluşur.
Niçin böyle düşünüyorum?
Kendimden bir örnek vereyim… Bu satırların yazarı 1987-1994 yılları arasında Dilovası Belediyesi’nde ‘Başkan Danışmanı’ olarak görev yaptı. ANAP’lıydık. Ercan Dalkılıç’ın başkanlığı döneminde beraber çalıştık. 1994 seçimlerinde RP’nin adayı Halit Yaşar’a karşı seçimleri kaybedince ,ertesi gün belediyedeki makamına gitmeyen üç kişiden birisi bendim. Zira belediyeyi yeni bir ekip kazanmış, rakibimiz yönetime seçilmişti. Biz siyaseten vardık, siyaseten ayrılmamız gerekir diye düşünerek görevimizi bıraktık. Ahlaki olanda buydu.
Okan Kurt’a dönecek olursak…
Gebze Belediyesi’nde Kurt’un iş akdi hangi gerekçeyle sonlandırılırsa sonlandırılsın, bunu siyasi rant elde etme yolunda kullanmanın mantığı olamaz. Ki , Kurt’un bu yönde kullanıldığını düşünüyorum. Birileri Okan Kurt’u sokağa sürecek, medyaya yönlendirecek, gaz verecek, ayar çekecek, ajitasyon yapacak ve Kurt’un durumundan nemalanmaya çalışacak. Görülen fotoğraf bu. Lakin Okan Kurt’un bu tür oyunlara alet olmayacak kadar ‘zeki’ ve ‘‘partisine sadık ‘’ olduğunu bilenlerdenim.
Başka bir pencereden daha bakalım…
Okan Kurt, dediğimiz gibi Gebze Belediyesi personelidir. Buna rağmen aktif siyasete girmiş, kendi partisinden olan kendi amirine rakip olmuş, daha reel anlatımla kendisinse ekmek verenin çanağına yan bakmıştır. O durumda siyasi ahlak ve nezaket devreye girmeli, Kurt 27 Mart’ı görmeden görevinden istifade edip gitmeliydi.
Gelelim Adnan Köşker’e…
Beş yıllık Gebze Belediyesi Meclis Üyeliği görevini de sayarsak, Köşker on küsür yıldır belediyede hizmet veriyor. Gebzelilerin beğenisi neticesinde başkanlıkta ikinci dönemimi yaşıyor. Dolaysıyla Gebzelilere mal olmuş bir isim. Siyasi istikbali olan birisi. Belki Gebze Belediye Başkanlığında üçüncü dönemini de yaşayacak. Ve hemen her kesimce sevilen, toplumla barışık olan bir Belediye Başkanı. Hata kaldırmayacak kadar dikkatli ve herkese aynı mesafede olan bir başkan. Bu niteliklerdeki bir Köşker’in , bir personelle dans edeceğine ihtimal vermek bile akla ziyan iştir.
Başlıktaki soruya gelince…
Köşker , adam satar mı?
Çok yakından tanıdığım için cevabım kati olur. Bugün hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklarda bulunan Adnan Köşker ne siyaseten, ne de özel yaşamında kendisine gönül vermiş insanları satmaz. Yol arkadaşlarını yarı yolda bırakmaz, kimsenin ekmeğiyle oynamaz, hele de personelinin ekmeğine yan bakmaz.
Zira aksi olsaydı, iki dönemdir aynı koltukta oturan Köşker’in çoktan işçi kıyımı yapması gerekirdi. Beş buçuk yıldır Gebze Belediyesi’nden tek bir işçinin çıkarılmadığı, personel alımlarının olduğu gerçeği düşüncemi doğrulayacaktır.
Kaldı ki, SHP’li M.Emin Akın’dan, RP’li Ahmet Penbegüllü dönemlerinde işe girmiş personel dahi halen evlerine ekmek götürmektedirler.
Velhasıl; Gebzelilerin tanıdığı Köşker su satar, simit satar, çay satar, ama adam satmaz.