Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından son tabliyesi kaynaklanan Osman Gazi Köprü’nün muhteşem görüntüsüne baktığımızda, 1970’li yılları hatırlamakta yarar var.
Türkiye’nin köprü ile tanıştığı ilk yıllar.
Kıtaları birleştiren, zamanı hızlandıran, ülke ekonomisine değer katan köprüler.
Boğaziçi Köprüsü, ardından Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Osman Gazi Köprüsü.. Her birinin projesinde imzası bulunanlar yelpazenin sağında olanlardır. Küçük bir ayrıntı belki ama, doğrusu da bu. Kabul etmemiz gerekiyor ki, tüneller , köprüler, devasa projelerin imza sahipleri her daim sağdakiler olmuştur. Neden böyle oluyor, onu da sizler düşünün.
Son örneği Osman Gazi Köprüsü…
Dünya’nın en uzun 4. Köprüsü unvanına sahip olan Osman Gazi , bölgemiz içinde bir şanstır. Bırakın onun Körfez üzerinde süzülen heybetini, çevreye yayacağı katma değer , ekonomiye getireceği güç; başta Dilovası olmak üzere ülkemize lokomotif olacaktır.
Lafı uzatıp eveleyip gevelemeye gerek yok.
Osman Gazi Köprüsü bir gerçeği de beraberinde getirmiştir. Günümüz teknolojisinin iyi kullanılması, siyasi erkin kararlı olması dev projeleri kısa sürede hayata geçirebiliyor. İşte dün son tabliyesi kaynak yapıldı, Mayıs ayında da fiilen hizmete girecek olan köprü, bir yıl gibi kısa zamanda hayat bulmuş olacak.
Demem o ki; 20 Şubat 1970 tarihinde yapımına başlanan Boğaziçi Köprüsü 30 Ekim 1973 tarihinde, yani 3 yıl sonra...
4 Ocak 1986'de yapımına başlanılan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü 3 Temmuz 1988'de, yani 2 yıl sonra hizmete girdi.
Adamlar, Dünya'nın en uzun köprüsünü ise, 1 yıl içinde yaptılar. Adına da 'Osman Gazi Köprüsü' dediler.
Bütün mesele bu işte.
Bilmem anlatabildim mi?