7 Haziran seçimlerinin ortaya çıkardığı net fotoğraf ; Türkiye’de uzun bir aradan sonra yeniden koalisyonlu bir döneme geçildiğidir. Kaçınılmaz gerçek budur.
7 Haziran seçimlerinin ortaya çıkardığı net fotoğraf ; Türkiye’de uzun bir aradan sonra yeniden koalisyonlu bir döneme geçildiğidir. Kaçınılmaz gerçek budur.
Şimdi bu realiteden yola çıkarak siyasi partilerin nasıl bir koalisyon oluşturacağı, kimin kimle siyasi nikah kıyacağıdır.
Kamuoyunun merakla beklediği soru da bu.
Tabloya ve seçim öncesi siyasi söylemlere bakarak analiz yapacak olursak, bir nebze olsa da fikir yürütebiliriz. Görünürde, daha doğrusu topluma yansıtılmak istenen görüntünün AK Parti- MHP koalisyonu yönünde olduğunu göz önüne aldığımızda , bu varsayımın biraz güç olabileceğini söyleyebiliriz.
Gerçi siyasette neyin ne zaman nasıl olacağına Şeytan’ın bile aklı ermezken, her türlü sürprizlere hazır olmakta da yarar var.
Bu anlamda olası koalisyon senaryolarını irdeleyelim.
Bilindiği gibi AK Parti iktidarının masasına bekleyen başlıca konu çözüm süreci müzakereleridir. Bu konuyu nihayetleştirmek için kararlı olduğunu bildiğimiz AK Parti, gerek kamuoyuna gerekse seçmenine ve Kürt kökenli vatandaşlarımıza söz vermiştir. Yani çözüm süreci olmazsa olmazlarının başında geliyor. Diğer yandan MHP’nin çözüm sürecine olan tavrını biliyoruz. Şimdi böylesi bir ikilem içinde AK Parti ile MHP’nin bir koalisyon içinde olması demek; çözüm sürecinin rafa kaldırılması, barışa giden yolun tıkanması anlamına gelir ki, beklentileri karşılamayacak bir hamle olur. O yüzden sadece çözüm sürecinin bile MHP tarafından masadan kaldırılmak istenmesi muhtemel AK Parti-MHP evliliğini sıkıntıya sokacaktır. Her ne kadar ‘’ iki partinin tabanı birbirine çok yakın’’ şeklinde algı oluşturulsa da MHP’nin kırmızı çizgilerinin bu oluşuma izin vermeyeceğini ifade etmek yanlış olmasa gerek.
Aslında bir koalisyon durumunda mantıken ve vaatler ölçeğinde bir birini tamamlayacak olan AK Parti ile CHP nikahıdır. HDP’nin desteği zaten hazır. Böylesi bir oluşumda yine sıkıntı yaratabilecek tek konu 17-25 Aralık meselesi olarak akıllara gelebilir.
Her ne kadar genel seçimlerde oy kaybına uğramış olsa da yine birinciliği elde eden AK Parti’nin, bir şekilde hükümeti kuracağını düşünüyorum. AK Parti’siz hükümet olmayacağına göre, ülkenin hükümetsiz kalmayacağına göre siyaseten tüm dama taşları yerini bulacaktır.
Buradaki asıl mesele AK Parti’nin dört bakanı yedirip yedirmemesidir.