DUAYEN / Ercan SARIÇAM
DUAYEN / Ercan SARIÇAM

İlker Çakır neyin peşinde...?

8 Ekim 2019 Saat: 12:39

Şu sıralar Gebze'de yine  bir İlker Çakır rüzgarı esiyor. Çakır'ın Gebzespor başkanlığı döneminde yaptıkları , ettikleri ,  kulübe kazandırdıkları, kazandırmadıkları, ödedikleri, ödemedikleri , cebinden harcadığı milyonlar vs. 

Belden aşağı vurdukları da var, Çakır'ın günahını aldıkları da. Durum böyle olunca İlker Çakır'da sosyal medyadan sıkça açıklamalar yapıyor ve  bir nevi haddı müdafa gereği duyuyor.  Uzaktan izliyorum. Gördüğüm ve anladığım o ki, Çakır'ı tanımayan, o'nu anlamayanlar ''vurun abalıya'' senfonisi peşindeler. Kısaca buna nankörlük denir.   Çakır'ı dün anlamayanlara, bugün de ısrarla anlamak istemeyenlere geçmişteki bir yazımızı tekrar yayınlayarak hatırlatmak istedim. 

26 Ağustos 2014 tarihli ''İlker Çakır neyin peşinde?'' başlıklı yazımız sanki güncelliğini koruyor. Çakır'ı anlamanın , o'nu tanımanın en iyi yolu , o yazımızı bir kez daha okumak. Buyrun bakalım.

------------------------

Bu soruya cevap verebilmek için önce  İlker Çakır’ı dinlemek, anlamak gerekiyor.  Ben de öyle yaptım. Uzun konuşmamız içinde kendisine bu soruyu sordum; Neyin peşindesin, amacın nedir?

Bunlara geçmeden önce İlker Çakır’a dair düşüncemi yansıtmakta yarar var. Kendisiyle bugüne dek oturup kalkmışlığım olmadı, çay-kahve içmedik, yemek sofrasınıda paylaşmadık. Fakat Gebze’de ismini sıkça duyduğum, uzaktan uzağa  tanıyıp takip ettiğim bir iş adamıdır..  Babası Salih Çakır’ı Gebze Tapu Dairesi’ndeki memuriyetinden tanırım. Yani İlker Çakır’ı değilde,  babasını  bilirim.

Taa ki  bir ay öncesine,  Gebzespor Başkanlığı görevine seçilene dek merak alanıma girmezdi İlker Çakır.  İşini iyi yapan, gayrimenkul alanında başarılı bir girişimci olarak tanıyordum.  Benim için Kontakt Gayrimenkul Borsası’nın sahibiydi . Hepsi o.

Ancak, son bir aydır  sadece benim gibi futbol özürlü birinin değil, neredeyse  tüm  Gebzelilerin ilgi alanına girmesiyle beraber  benimde konuşma duyumu uyandırdı. Elbette bunun sebebi Gebzespor Başkanlığı görevine  seçilmesiydi. Zira onunla birlikte son  günlerde Gebzespor denilen ‘hasta adam’ın yeniden uyanmaya, neredeyse dirilmeye başladığını  görür olduk.

Çakır’la konuşmak istememin bir sebebi de, Gebzespor’a ait olan otopark mevzuuydu. Belediyenin  otoparkı kulüpten geri  almaya teşebbüsü, bununla beraber Çakır’ın da  ‘eyvallahsız’ beyanatları  etken oldu bir araya gelmemde.

Önce Aksesapağı’ndaki beş katlı muhteşem ofisinde çay içtik, uzun uzun konuştuk, ardından Gebzespor tesislerinde gerçekleşen çalışmaları  gezdik.. Ve o sohbetimiz içinde hem Çakır’ı tanımak-anlamak, hem de Gebzespor’a yönelik değerlendirmelerini öğrenme  fırsatım oldu.

Yazının başlığındaki soruyu sohbet  içierinde sormuştum kendisine…Neyin peşindesin?

Bu soruya verdiği cevaba geçmeden önce Çakır’ın bende kalan intibalarını yansıtayım..

Gördüğüm fotoğraf  şöyle;

Ticarette büyümüş, amaçlarına ulaşmış, özel yatı- yalısı olan,  yanında onlarca insan çalıştıran  işadamı edasında değil.  Kaf dağı’nda gezmiyor. Aksine oldukça mütevazi. Hızlı ve seri konuşan, karşısındakine pozitif  enerji yayan naturel birisi.  Tıpkı benim gibi esmer, kirli sakallı ve sigara tiryakisi. Kararlı, azimli, yetenekli. Tabiri caizse uyanık, cin gibi, anasının gözü.

Böylesi niteliklere sahip bir kulüp başkanıyla  konuşurken ister istemez Gebzespor’un geçmişini düşünmeden edemiyor insan. Ki oldum olası spordan, hele de futboldan uzak kalmış bendeniz, film şeridi gibi Gebzespor tarihini ve başkanlarını hatırlamaya çalışıyorum.

Dr. Şendoğan Tezyüksel ile  Bülent Atasayan gibi isimler us’umda iz bırakmış kulüp başkanlarıydı. Çakır’ı tanıdıktan sonra kanaatim o ki; İlker Çakır’a çelme takılmazsa, siyaset sporun önüne set çekmezse ve Çakır’ı ideallariyle başbaşa bırakırlarsa bilinmeli ki, Gebzespor gelecek günlerde yeniden tarih yazmaya ve hasta döşeğinden kalkıp koşmaya başlayacaktır.

Neden mi?

Çünkü; Çakır’da gördüğüm heyecan ve hırs doğrudan  bu kanıyı uyandırdı bende.  Gebzespor’a bir aydır kattığı maddi-manevi  sinerji  sadece kulübü  ‘ölüm yatağından’ çıkarmamış , borçlardan  arındırmaya , futbolculara yatırıma, tesislerin de silbaştan restorasyonuna  etken olmuş.

Şunu da kabul etmemiz gerek; Gebzespor’un  başına  yıllar  boyu pek çok insan geldi geçti. Kimi siyasi rant elde etmek derdindeydi, kimi ticari menfaat. Kimi işin cakasında, kimi de makarasındaydı. Ve hemen hiç biri uzun soluklu  olamadı, kendileriyle beraber Gebze’mizin şerefi olan Gebzespor’u batırıp, yerlerde sürükleyip gittiler. Esameleri bile yok.

Bugün Gebzespor’un  direksiyonuna geçen İlker Çakır bende farklı algılar oluşturdu.

Örneğin;

Bir aydır görevde olmasına karşın, kulübü kurtarmak için  cebinden çıkan şahsi parasının miktarı neredeyse bir milyon lira.  Yaptığı masraflar ve aldığı malzemelerin, dolaysıyla parasının harcama listesi  faturalarıyla önünde duruyor. Bu rakamın 2 miyon 500 bin liraya kadar çıkabileceğini ve hazırlıklı olduğunu  düşünüyor. Kulübe kazandırdığı otobüs ise işin cabası.

Ayrıca,  icraatları  ve  anlatımlarını birleştirdiğimizde  idrak edilmesi gerken  bir  konuda ; Çakır’ın bu göreve sadece elini değil, bedeninin tümünü koymuş olduğu gerçeğidir.

Onda müthiş heyecan gördüm. Ve sitem dolu ifadeler buldum. Özellikle Büyükşehir  Başkanı Karaosmanoğlu ile Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’e kırgınlığını hissettim. Zira hak vermemek elde değil. Gebzespor’a ait otoparkın iptal edilme teşebbüsü bu kulübe vurulan bir darbedir. Kente ihanettir.

Demem o ki, madem Gebzespor’a sahip çıkmıyorsunuz, bari hevesli ve hedefli insana köstek olmayın.

Çakır’la ofisindeki sohbetin ardından Gebzespor tesislerini gezdik. İnşaat sahasına  dönmüş tesisler. Eski halini bilenlerin şu anki  değişimi görmelerini tavsiye ederim. Yatakhaneler  ve sosyal donatılar  yenilenmiş, çevre düzenlemesi yapılmış, yeşil alanlar çimlenmiş, bina komple restore dilip bakımı yapılmış, teras muhazzam bir hal almış..

Tabi tüm bunlar paranın gücü, İlker Çakır’ın bireysel gücü…

Zaten  o yüzden sormuştum, neyin peşinde olduğunu..

Cevabı da net oldu. ‘’Ben Gebzeliyim. Gebze’de yaşıyorum ve Gebze’de para kazanıyorum. Gebze’de ikamet ediyorum, öldüğümde Gebze’de olacak mezarım. Benimkisi Gebze sevdalılığıdır.’’

Bu açıklamaya şapka çıkarmaktan başka yapacak bir şey olmamalı.. Şayet gerçekten Gebze’yi seviyorsak ve Gebzespor’u yaşatmak istiyorsak,  Çakır’ a omuz vermek asli görevimiz  olmalıdır.

Ha  bazılarınız düşünebilir; ‘’İlker Çakır siyaset peşinde değil, ama ticari hayatının reklamı peşindedir.’’

Varsın öyle olsun, kime ne zararı var.  Amaç Gebzespor’u yaşatmak değil mi?  Ölü rahmet istiyor, dua'yı yapanın  ne önemi var.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Gölge Gazetesi, Kocaeli Haber, Gebze Haber, Darıca Haber, Dilovası Haber, Çayırova Haber, Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Vali İlhami Aktaş...15 Kasım 2024 Saat: 13:58
KISA FİLM...11 Ekim 2024 Saat: 14:26
Gebze'de Asayiş ve Müdür Bilgili8 Temmuz 2024 Saat: 15:38
DDC Grup ve Muhammet Öztürk4 Temmuz 2024 Saat: 15:37
Tüm Yazıları
Yukarı ↑