Bizimkisi zorunlu bir ayrılıktı. Yaklaşık kırk yıldır idame ettirdiğimiz, en iyi bildiğimiz , severek yaptığımız tek işimiz yazmaktı. İki yıla yakındır nadastaydık. Besiye mi yattık, hamladık mı, enerji mi depoladık onu zaman gösterecek.
Lakin vakit bu vakit, sizlerle buluşma vakti. Kalemimizi daha fazla pas tutmadan çıkaralım istedik,kınından. Mürekkebimiz daha fazla kurumadan.
Hergün yazmaya devam edeceğiz bu sütünlarda. Bir yandan uzun süredir atıl bekleyen Gölge Gazetesi'ni ve haber portalımız www.golgegazetesi.com 'u aktifleştirdik , diğer yandan sadece Gebze'nin değil , Kocaeli'nin en kaliteli dergisi Gölge Dergi'yi yeniledik. İnşallah Ekim'in ilk haftasından itibaren Gölge Dergi yine liderliğini sürdürecek. Bu arada Gölge Medya'yı çalışma ortamı çok daha verimli olan yeni yerimize taşındık.
Onca uzun ayrılıktan sonra bu ilk yazıda biraz dertleşelim istiyorum. Nasılsa , Allah uzun ömür verirse, yazacak günlerimiz çok olacak. Yaşadığımız sürece de yazacağız, bu kente gazeteci olarak hizmet etmeye, katkı sunmaya devam edeceğiz.
Kadere inanır mısınzı bilmem. Alın yazısına inanalardan mısınız, onu da bilmem. Lakin ben bu kavramlara sonuna kadar inanan insanım. Her insan doğarken alnında yazısıyla ki, biz ona ''kader' diyoruz, alın yazısıyla doğuyor. Ve o kaderin oyunu, filmi, acısı, tatlısı ne zaman devreye giriyor, işte kimse onu bilemiyor. Kimimiz daha doğarken tanışıyoruz kaderimizle, kimimiz yıllar sonra. Ama mutlak tanışıyor, yaşıyor insanoğlu yaradanın yazdığı o alın yazısını. Uzun ayrılığımızın bize göre sebebi , işte o alın yazımız, kaderimiz.
Ve hiç kimse, hiç bir Allah'ın kulu yarınını bilemiyor, bilemez. Mesela yarın veya siz bu satırları okurken bile , şu an neler yaşayacağınızı, neyle karşılaşacağınızı , bundan sonra nasıl bir hayat süreceğinizi, hayatın hangi sürprizleriyle karşılaşacağınızı, kimlerden nasıl bir iftira , kumpas geleceğini bilemezsiniz. Herşey, herşeyin tek sahibi olan yüce Allah'ındır. Allah'tan geldiğine inandığınız herşeyi başımıza koyup, şükretmek ise insanoğlunun görevidir. Biz de görev belledik, alın yazımızı.
Bugün paşa olan yarın poşa, bugün ağa olan yarın maraba, bugün zengin olan yarın fukara, bugün sağlıklı koşan yarın yatalak, bugün güzellik abisedi olan yarın çok farklı bir durumda bulabiliyor kendini. Bugün özgürlük şelalesinde su içen, yarın mapus damında volta atabiliyor. İşte alın yazısı, kader dedğimiz bu.
Hiç bir kul, alın yazısına yön verme gücüne sahip değildir.
Uzun ayrılıktan sonra, nadastan kalkınca çevreyi solumakla, gözlemekle, dost ziyaretleri yapmakla geçti günlerimiz. Bu sürede dostlarımızı daha iyi tanıdık, gizli düşmanlarımızın kafalarını nasılda pusudaki yuvalarından çıkardıklarını gördük. Salyalarını akıtarak varlığımızdan rahatsız olanları okuduk. Bu konulara daha sonra değineceğim.
Şimdilik şu kadarını söylemek istiyorum ; Biz Gebze Basını'nda kırk yıldır vardıysak, Gebze Basını'nda çok şeyin ilk başlatanı olduysak, bundan sonra da her şartta, her koşulda var olmaya gayret edeceğiz. Biz kırk yıldır kalemimizi hiç bir şartta satmadıksa, şantaja, tehdide, rüşvete, çıkar ilişkisine peşkes çekmedikse, aynı ilkelerle sadece gazetecilik yapacağız.
Biz kırk yıldır bize inan-güvenen, sırrını paylaşanı satmadıysak, ser verip sır vermediysek aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Biz kırk yıldır kimsenin aşıyla ,işiyle, ekmeğiyle oynamadıysak, sadece ve sadece Gebze'nin meselelerine yoldaş olduysak, ilçemizi, bölgemizi, ülkemizi nasıl ki tartşmasız sevdikse, aynı hazla devam edeceğiz.
Biz kırk yıldır nasıl ki Misak-i Milli sınırlarına baş koyduksa , bedenimiz ve ruhumuz kaldığı yerden devam edecek.
Ve biz kırk yıldır ilçemiz menfaatleri için, Gebzelilerin insanca yaşamaları yönünde proje geliştiren yerel yönetimlerin nasıl ki yanında olduysak, hislerimiz değişmeden devam edeceğiz.
Tüm bunları yaparken ve yaşarken de, hiç bir Allah'ın kuluna eyvallah etmeyeceğiz. Virgül gibi eğilmeyecek, su gibi buhar olmayacak, haksızlıklar karşısında sur olacağız.
Bir kalemimiz, bir yüreğimiz var. Bütün sermayemiz de bu.
Şimdilk sadece ''Hoş bulduk.''