Yıllardan beri her fırsatta Gebze’nin kentleşmesi, modern ve çağdaş şehirleşmesi yönünde yazılar kaleme aldığım bilinir. Gebze’de sosyal yaşamın artması, çıtanın yükselmesi için öneriler sunduğumda oluyor.
Zira Gebze’yi çok seviyorum. Sadece Gebze değil elbet, Darıca, Çayırova, Dilovası’da aynı bakış açımdadır.
İstiyorum ki; benim kentimde mutluluk olsun, eğitim seviyesi yükselsin, yaşam standartları artsın, kültürel etkinlikler çoğalsın, insanların yüzü gülsün, çarşı-pazar yüzlerinden tebessümü eksik etmeyen Gebzelilerle dolsun. Asayiş ‘berkemal’ olsun.
Çok şey mi istiyorum?
İnsanca yaşamın, örnek kent olmanın yolu bu kriterlerden geçmiyor mu?
Gecesi ve gündüzüyle yaşanılır bir Gebze’nin oluşmasında yerel yönetim kadar, yerel basına da sorumluluk düşer. O bilinci taşıyabilen, kendisinde o sorumluluğu gören her bir ferde de aynı misyonu yüklemek doğru olur.
Gebzeli olmak, Gebzelileri düşünmek..
Sadece erkin başı olan siyasilere tüm yükü bindirmekte doğru değildir. Basın da elini taşın altına koymalı. Topyekün koymalı.
Koyanlara destek olunup sahip çıkılmalı. Bu da yerel yönetimin işidir. Duyarlı olabilmek.
Konuyu gazeteci İrfan Yormaz ve Gebze Sözcü ekibine getirmek istiyorum..Yazının sonuna bırakmadan hak ettikleri teşekkür ve tebrik kutlamamı da Yormaz’a şimdiden iletmiş olarak devam edeyim.
Cumartesi akşamı Gebze Kültür Merkezi’nde şahane bir tiyatro etkinliği izlettiler bize.
Yormaz’ın ekonomik durumu malum. Kıt kanaat geçinen, ama onurlu duruşundan taviz vermeden yoluna devam eden bir kardeşimizdir. Tüm o imkansızlıklarına karşın, olanakları dahilinde Gebze’nin sosyal-kültürel gelişimine katkı sunmak için kendini nasılda paraladığını herkes bilir.
Dün akşam da öyle oldu.
Türkiye’nin en popüler tiyatrosunu, Uygur Kardeşler’i Gebzelilerin karşısına çıkararak tiyarto severlerin eşsiz bir gece yaşamalarına aracılık etti.
Suheyl Uygur , Yormaz’ın kendilerine nasıl ulaştığını, nasıl hevesle ricalarda bulunduğunu anlatırken, ben de Yormaz’ın o gece için finans arayışında kendisini nasıl parçaladığını düşündüm.
Bir kentin marka olmasında iki farklı ölçü vardır. Yapılaşmayı bir tarafa bırakırsak, birisi o şehrin trafik düzeni, diğeri de sosyal-kültürel yaşamıdır. Gerisi boş.
İşte o yüzden yerel yönetim kadar basına da çok önemli mesuliyet düşer.
Dün gördük ki İrfan Yormaz yönetimindeki Nermin Dedebek, Merve Dedebek Yaşar, Rıfat Ürkmez, Alican Yormaz ve Ferdi Işık’tan oluşan ‘’Gebze Sözcü’’ ekibi örnek bir kentçilik sergilediler.
Bize düşen ise kocaman bir tebrik ve teşekkür etmek olmalı.
Ancak…
Bir de işin ‘ancak’ diyeceğim boyutu var.
Ancak ve keşke…
Keşke ..
Köşker’de o gecede olsaydı, ya da olabilseydi. Çok önemli kültürel bir etkinlikte Gebze şehremeninin olmayışı bizim kadar tüm hazrolonun dikkatini çekti.
Herkes birbirine soruyordu; Köşker nerede?
‘Dünyanın sonu’’ isimli oyunu Gebze Kaynakamı Mehmet Arslan’la izledik. Kaymakam bey eşiyle katılmıştı etkinliğe. Sanata, sanatçıya, kentine ve kentlisine sahip çıkmak budur işte.
Herkes gibi benim gözlerimde Köşker’i aradı. Olması gereken, varlığıyla geceyi düzenleyenlere katkı sunması gereken bir geceydi. Ama yoktu.
Yormaz’a sordum, ‘’ Belediye Başkanı gelmiyor mu?’’
‘’Davet ettik hocam, bilgisi var, geleceğini söyledi, programına aldı.’’ dedi.
Lakin yoktu..
İrfan’ı evladım gibi severim.. Gazeteciliğe yirmi yıl önce benim yanımda başladığından mıdır, yoksa sevgiyi hak eden karakter midır düşünmedim, ama çok sevdiğim bir kardeşimizdir. Köşker’in yokluğuna üzüntüsünü görünce teselli vermekte bana düştü.
‘’Üzülme, kafana da takma müdür. Adnan Köşker’in mutlaka çok önemli bir proğramı çıkmıştır. Öyle olmazsa kesinlikle burada olurdu. Gebze’yi ne kadar çok sevdiğini ve düşündüğünü biliyoruz, sanata ve kültür etkinliklerine verdiği değeri de biliyoruz. Söz verdiyse mutlaka sözünde duran, randevusuna sadık bir siyasetçidir Adnan Köşker. Ağzından söz çıktıysa yerine getirir. İnsanları kandırıp yalan söylemez. Kesinlikle zaruri bir durum gelişmiştir.’’ dedim.
Sunuç şu;
Bu kent hepimizin. Herkese görev düşer. Gebze’nin marka kent olmasının yollarından biri de, ilk başta yazdığım gibi sosyal-kültürel kalitenin yakalanmasıdır. Gebze’de hatırı sayılır sayıda basılı ve internet gazetesi var. Gazetecilik sadece haber vermek, yorum yapmak, abone toplamak, reklam-ilan peşinde koşmak olmamalı. Gazeteci, yaşadığı şehrine katkı sunmalı. İrfan Yormaz o katkıyı sunanların başında geliyor. Gebze basın tarihinde ‘’ilk kez’’ bir gazetenin böylesi etkinliği oluyor. Hem de sanat camiasının en baba isimlerini Gebze’ye getiriyor. Gebze’nin tanıtımı bundan daha iyi olabilir mi.
Biline ki; O Uygur kardeşler, Türkiye turnesinde gittikleri her yerde Gebze’yi anlatacaklardır. Gördükleri misafirperverlik ve buldukları coşku onlarla her yere gidecektir.
O yüzden İrfan Yormaz ve ekibine bu kenti yönetenlerin teşekkür ve vefa borcu vardır.
Bir tebrik telefonu gönüllerin kırgın kalmasının önüne geçebilir.