Rahmetli babam Dilovası'nda Basf Sümerbank'ta işçiydi, sonra bekçi oldu. Köyden hanemizi oraya taşıdığında henüz bebek yaştaymışım. İlkokulu Diliskelesi İlkokulu'nda bitirdim. Merhum Ağit Kaya ile Allah uzun ömür versin Ali Kemal Baloğlu değerli öğretmenlerimdi. Ortaokulu Gebze İstasyon Ortaokulu'nda bitirdiğimde ailece Gebze'ye, Arapçeşme Mahallesi'ne taşındık.
Gebze...
O tarihten bu yana her aşamasına, hemen her anısına şahitlik ettiğimiz ilçemiz. Misal; İstasyon garından kalkan bir kara trenin siren sesini Arapçeşme'deki evimimizden duyabiliyorduk. Evet, evet aynen öyle. Çünkü Gebze bomboş bir kasabaydı. Binalar, yayalar, zinalar bu kadar çoğalmamıştı. Gebze'ye belirli zamanlarda , haftanın belirli günlerinde jeneretörle elektrik verildiğini de hayal meyal hatırlarız. O günden bu güne sanayinin de etkisiyle çığ gibi nufüs alıp, kabardıkça kabardı Gebze. Şimdi bırakın Arapçeşme'den siren sesi duyulmasını, İstasyonda oturan bile zor duyuyor trenin kalkışını. Her yer bina, caddeler sokaklar yaya kaynıyor.
Ve bu hızlı büyümenin (gelişmenin demiyorum) çarpık ve plansız ilerleyişinin zararlarını , sıkıntılarını bugün hep birlikte yaşıyoruz. Trafik felç, ana arteler dar, sokaklar çıkmaz, binalar imara aykırı, planlama sıfır, mimari yok, görsellik zayıf, estetikten bihaberiz.
Peki yeni baştan bir Gebze yaratılamaz mı?
Uçak pisti kadar yeni caddeler, yeşili bol konut alanları, şehir dışına ruhsatlanacak ticari alanlar, otopark zorunluluğunun kağıt üzerinde kalmayacağı akıllı binalar, kaçaksız yeni yapı ruhsatları...
Sıfırdan, yeni baştan bir Gebze....
Peki Gebze kimin?
Gebze , hepimizin. İçinde nefes alan, aş bulup iş koşan, öldüğünde burada toprağa verilen herkesin. Kentine sahip çıkan , kenti için kafa yoran bütün Gebzelilerin.
Ama daha önemlisi Gebze şimdilik Başkan Zinnur Büyükgöz'ün. Vatandaşın rey'i ile yetkilendirilmiş bir Şehremeni olarak Gebze'nin ağası da, paşası da, reisi de Zinnür Büyükgöz'dür.
Demek ki, işin büyük ve asli sorumluluğu Büyükgöz'e düşüyor. Üstelik kendisi şehir planmacısı kimliğindedir. Yani tam da eğitiminin / yeteneğinin mesuliyet kazandığı bir görev icra ediyor.
Gebze'yi yeni baştan planlamak, bundan sonrası için yüzyıllar boyu kalıcı olacak projeler üretmek Büyükgöz'ün borcudur. Zira kendisi teknik bir insandır. Biraz kafa yorması, beyin tasarımını kullanması, kendisini kentine adapte etmesi iyi olacaktır.
Başka...
Zinnur Büyükgöz'e düşen çok mesuliyet var, ama bunlardan biri de insan ilişkileri ve her görüşe kulak kabartması olmalıdır.
Misal; Gebze için, Gebze'nin değerlerinin yükselmesi adına, yaşayanların müreffeh ve modern bir kentte gururla nefes almaları için ; güzel/akli/mantıklı olan her projeye, her sese ele uzatmalı, dinlemeli, dikkate almalı, gereğini yapmalıdır. Teklif sunan, proje öneren muhalafet bile olsa alıp başına koymalıdır.
Başka?
Başkası çok da, yine bir iki örnekleyeyim; Kapısını açık tutmalı, gönlünü açık etmeli, kindar olmamalı, baba şefkati taşımalı, adalet ve eşitlik yaymalı, hoşgörü ve dostluk saçmalı, rey'in sahiplerinden uzak/kopuk/itici durmamalı, her kesime, herkese sevgi aşılamalı, örnek olmalı. Zira şehreminlik her siyaset edene nasip olmayacağı gibi, her babayiğidin de hakkı değildir. Bu sözlerimi de cüzdanında taşımalı.
Bu şehir hepimizin, ama önce şimdilik Zinnur Büyükgöz'ün...
Zaman su misali akıp geçiyor. Yarın sandık vakti geldiğinde bugün alkış tutanların sandığa tekme atmayacaklarını kimse bilemez. Samimiyetse önce Zinnur Başkan samimi olmalı, kendisine samimi olanları bu şehirde yaşayanları göz ardı etmemeli. Gebze'ye sahip çıkmalı. Diğer türlü Gebze Belediye Başkanı gibi değil, Büyükşehir Belediyesi'nin ''Gebze Bölge Müdürü'' konumunda olur.