Evet, Genel Af olmalı..!

‘’Çözüm Süreci ‘’ ile başlayan toplum beklentisine baktığımızda, sonucun ‘Genel Afla bitmesi gerekir’’şeklindeki kanının yaygın olduğunu söylemek doğru olur..
Cezaevlerinin doluluk oranı ve sürecin nihai hedefi göz önüne alındığında,kamuoyunun haklı beklenti içinde olduğunu söyleyebiliriz. Son günlerde iyice dillendirilen genel af beklentisi her ne kadar hükümet erki tarafından red ediliyor gibi görünse de, başarılı bir çözüm sürecinin bitimi kesinlikle genel afla sonuçlanmalıdır.
Bunun elbette bir çok gerekçesi var.
Bunlara geçmeden önce . cezaevlerinin durumuna göz atmak gerekir. Resmi verilere göre; Cezaevlerinde 156 bin 195 tutuklu ve hükümlü var; bunların 22 bin 484'si tutuklu, 11 bin 538 hükümlü, 122 bin 173'ü ise hükümlü. Cezaevlerinde bulunanların 148 bin 535'i erkek, 5 bin 607'si kadın, 2 bin 53'ü çocuk. Cezaevlerinin mevcut kapasitesi 163 bin 251 ve doluluk oranı ise yüzde 95,7.
Ve, maalesef bu sayıların her geçen gün artığını da söyleyebiliriz.. Sosyo-ekonomik etkenlerden kaynaklı bireysel suçlar rakamları artırdığı gibi cezaevlerinin doluluk oranını da zorluyor. Yargıtay’da bekleyen bir milyonu aşkın dosyanın bulunduğunu da göz önüne alacak olursak , çözüm süreci sonunda genel affın çıkması kaçınılmaz bir realitedir.
İşin bir de asıl gerekçesi var.
O da, çözüm sürecinin başarılı bitmesi, toplumun kucaklaşması.
İki yıl önce başlayan ve gelinen notada başarılı gidişat olarak düşündüğümüz çözüm sürecinin olmazsa olmazı kesinlikle yine genel aftır. Bunu başka bir pencereden de değerlendirebiliriz.
Şöyle ki; kamu vicdanının rahatlaması ve toplum kucaklaşmasının yolu da yine genel aftan geçer.
Hükümetin bu yöndeki kararlı açıklamaları ortada. İmralı ile Kandil’in mesajlarını da okuyoruz. Üç tarafın müşterek beyanları önümüzdeki yılın Nisan ayına kadar nihai sonuca ermek yönünde. Ak Parti hükümetinin ele aldığı bir projeyi mutlak sonuçlandırdığı gerçeğinden yola çıkacak olursak, bu projenin de başarıyla biteceğinden şüphe yok.
Fakat bunu sağlarken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, kader mahkumlarının beklentisine derman olabilmektir. Bunun yolu da toplum barışını kökten çözmek, yeni bir sayfa açmak ve kardeşliği barışık tutmaktır.
Unutulmamalı ki; sürecin sonunda sadece PKK denen ayrılıkçı terör örgütünün gönlünü hoş tutmak, elebaşı Öcalan’ı da kapsayacak bir demokrasi paketi ile salıvermek, toplumda hem derin yaralar açacak, hem de infiale sebep olacaktır.
Bilinmeli ki; artık herkesimin destek verdiği ve kabullendiği çözüm süreci sonunda hatalar yapmadan genel bir af sağlıklı karar olacak, ayrıca hükümete toplumun güven ve desteği artacaktır.
Daha öncede bu konuda birkaç kez yazdık.
Henüz çözüm sürecinin başındayken kaleme aldığımız bir yazımızda dediğimiz gibi; genel af şart, ama herkese şart.
Sadece PKK’yı kapsayacak bir af değil, Yeni Türkiye’de kardeşlik ve dostluğu perçinleştirecek, adi suçlusundan kader kurbanlarına herkesi içine alacak bir af şart.
Hem çözüm sürecinin başarılı olması, hem de eşitlik ilkesine olan bağlılıktan yana bir genel af şart.
PKK’ya değil sadece, sağcısından solcusuna, katilinden adi suçlusuna herkesi kapsayacak bir genel af şart.
Yeni Türkiye’ye yeni bir kapı açacak, Ak Parti’yi de toplumda rahatlatacak bir genel af şart.
Ötesi yok.