Yıllar yıllar önceydi. Gazetede olduğum bir gün asistanım yan odadan aradı. '' Gültekin Şenel Bey geldi, sizinle görüşmek istiyor .'' dedi.
İsmini, Gebze Kent Konseyliği başkanlığından dolayı biliyordum, ama hiç tanışmak nasip olmamıştı. Merak etmiyorda değildim. Kalktım masamdan kapıyı açtım, odama davet ettim. Tokalaştık, yer gösterdim, oturdu. Asistanım da kahve siparişini aldı.
Çat kapı gelmişti. Meğer o da, benim o'nu merak ettiğim gibi , beni de o merak ediyormuş. Direk konuya girdi ; Ercan Bey , bir çok toplantıda , törende adınızı duyuyordum, Duayen diye övgüyle bahsediyorlar. Tanışmayı çok istiyordum, o yüzden geldim.
Şaşırmıştım. Bir o kadar da mutlu olmuştum. Karşımda oturan adam o kadar rahat , o denli açık sözlü, o kadar özgüveni yüksek , o kadar da kibardı ki, bir süre cevap veremedim. Sadece tebessüm ettim, ' Ayağınıza sağlık, hoş geldiniz .'' diyebildim.
Podyuma hazırlanmış manken gibi şık, haber bülteni sunacak spiker gibi davudi sesli, bir kentin sorumluluğunu sırtlamış şehremin edasındaydı. Konuştukça konuştuk. Konuştukça kaynaştık, kaynaştıkça birbirimiz anladık. Ben dinledim, o anlattı.
O zamanlar Gümüşay'dı şirketinin adı. Bir de iyi bir Ülkücü olduğunu duyuyordum. Gebze Kent Konseyi Başkanı'ydı.
Ticari hayatına, özel yaşamına, iş dünyasına yönelik düşüncelerine girmedik hiç. Sadece Gebze idi konuştuğu. Gebze'ye kafa yoran, Gebze için kendini paralayan, Gebze'nin modern kentleşmesinde projeler geliştiren , öneriler getiren ve bunu haykıra haykıra anlatan bir adamdı karşımdaki. Müthiş doluydu. Korkunç donanımlıydı. Hitabet yeteneği tavan yapmış bir insandı . Keyifle, zevkle devam eden sohbetimiz nasılda dört saat sürmüştü anlayamamıştık.
Sonrasında daha sık görüşür olduk. Dernekçilik faaliyetleri, iş insanları hizmetleri, stk görevleri, iş hayatı vs derken, nasıl dost olduk anlamadım gitti. Test götürmez bir dostluk böyle oluştu aramızda. O yıllar siyaseten bir iki ters düşmüşlüğümüz olmuştur. O , dönemin Belediye Başkanı Adnan Köşker'in kent konseyine karşı olan tutumunu beğenmezdi, bundan dolayı günü birlik çatışmalarımız olmuştur.
O gün bugündür Gültekin Şenel, nazarımda dosttur.
Bunları ilk defa yazmamın sebebi ; Gültekin Şenel'in bugün iş dünyasında yakaladığı başarı ve yükselişi de değildir.
Gültekin Şenel'in Gebze'ye, Kocaeli'ne ve Türkiye'ye kattığı katma değerdir. Evet bunun için yazıyorum bu satırları. Ve bugün Efora Grup Başkanı Gültekin Şenel'le dostum olduğu için değil, ülkemize kazandırdığı müthiş ivme ve katkı için gurur duyduğumdan yazıyorum. Zira bu haklı gurur sadece benim değil, bütün Gebze'nindir.
Bunları yazmama iten ise ; Efora Grup'un daveti üzerine katıldığım toplantıda , Efora ile alakalı öğrendiğim somut gerçeklerdi. Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin Şenel, kürsüde Efora'nın 2024'te geldiği noktayı anlatırken şunu söylüyordu ; Efora, 100 binin üzerinde vergi mükellefinin bulunduğu Kocaeli sıralmasında 150 'inci sıradadır. Bölgemizde SGK pirim ödemesinde ilk sıradadır.
Evet, bir Gebze markasının ulaştığı bu müthiş bilançolar, bu çok önemli başarılar sadece beni değil , toplantıda hazır bulunan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Hasan Soba'yı, GTO Başkanı Abdurrahman Aslantaş'ı, Çayırova Belediyesi Başkan Yardımcısı Ercan Aslan'ı , SGK Gebze Müdürü Ali Çifter, TSE Başdenetçisi Fatih Soylu'yu da heyecanlandırdı , gururlandırdı.
Bugün bünyesinde altı şirket ve yurt içinde dört , yurt dışında iki ofis ile 70 binin üzerinde insana iş istihdamı sağlayan Gebze markası Efora Grup, Gebzeliler için bir şanstır. Daha da önemlisi ; Gültekin Şenel gibi bu denli mütevazi isimler, takdirin en kralını hak eden gerçek iş insanlarıdır.
Velhasıl ; Sadece Kocaeli için değil , Türkiye'nin ekonomisi ve istihdamı için Gültekin Şenel'ler mutlaka çoğalmalıdır.