30 Mart’da gerçekleşecek yerel seçimlere iki ay gibi bir süre kaldı. Bizim Batıyakası’ndaki (Gebze, Darıca, Dilovası, Çayırova) ilçelerde ‘’durum nedir, sonuç ne çıkar ?’’ diye baktığımızda , karşılaşabileceğimiz muhtemel fotoğrafı daha net görebilmek için iyi gözlem ve analiz gerekir.
Bunu görmenin yolu üç aşamalıdır.
Birincisi adaylar ve nitelikleri.
İkincisi gerçekleşen hizmetler ve yansımaları.
Üçüncüsü ise genel siyasi havadır.
Başlıkları masaya yatırıp reel gözlemlerle sorunun cevabını bulma şansımız çok yüksek olur.
Önce adaylardan başlayalım.
Bilindiği gibi AKP bölgemizde iki mevcutla devam kararı aldı, ikisini de yenileyerek seçimlere katılıyor.
Önce Gebze’ye bakalım.
Çok uzun zamandır yazdığımız gibi, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker rakiplerine nispeten en az üç adım önde girecektir seçimlere. Makamın verdiği avantajlar, siyasi deneyim, partisinin popülaritesi , kamuoyundan aldığı şahsi destek gibi unsurlar Köşker’i açık ara seçime götürecektir. Bir de hizmetleri eklemek gerekir.
İşin siyasi yönünü bir tarafa bırakalım..
Vicdanlı ve tarafsız her yurttaşın bu noktada Köşker’e hakkını teslim etmesi gerekir. Zira Gebze’nin son beş yılda aldığı yol ortadadır. Hayata geçen projeler, Gebze’de yaşam standartlarının yükselmesi , sosyal yaşantının artması akla ilk gelen farklılıklardır.
Benim değerlendirmem bazı kesimlere çok radikal gelebilir ama, şu bir gerçek ki; spordan, sanata, sağlıktan, eğitim ve kültüre, altyapıdan üstyapıya Gebzelilerin yaşayarak fark ettiği değişimler, 30 Mart’ta doldurulacak Köşker karnesine yüksek puanlar yazacaktır.
O nedenle Köşker’in zorlanacağını düşünmüyorum.
Siyaset etmek ile belediye hizmetini birbirine karıştırmamak gerekir. Çünkü birbirinden farklı ve de, meziyet isteyen alanlardır. Siyaset, ‘insanları ikna etmek sanatı’ ise, hizmet gerçekleştirmek de ‘yetenek ve beceri’ isteyen ayrıcalıktır.
Bir nev-i gönül işidir.
İşte bu ‘gönül’ konusunda aklıma her daim Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak’ın ana sloganı gelir. Bir Belediye Başkanı veya siyasetçinin yol haritasını ve ilkesini çok net anlatan ifadedir.
‘’Hizmet gönül işidir.’’
Karabacak bu sloganı nasıl buldu ya da kim buldu bilemiyorum , lakin her şeyi özetleyen bir ifade olduğu tartışma götürmez. Bir tür anahtar kelime. Başarı kazanmak isteyen her siyasetçinin adapte olması gereken bir slogan.
Gerçekten de öyle değil mi?
Şayet insanların gönlünü kazanamazsanız veya hizmet gerçekleştirmek gönlünüzden gelmiyorsa başarıda peşinden gelmez. Dolaysıya hizmete önce gönül vermek, arkasından da gönülleri fethetmek gerekiyor.
Buna örnek Darıca’dır.
Ve oranın şehremini Şükrü Karabacak'tır.
Yine 30 Mart’ın Karabacak cephesinden fotoğrafını çekmek gerekirse, akli her insanın görebileceği hizmetleri görmemek insafsızlık olur. 10 yılın verdiği deneyim, ‘ustalık’ payesiyle üçüncü kez ödüllendirilen Karabacak’ın, yarıştaki açık ara şansını kabullenmek grekir.
Hadi Kültür Merkezi’nden bahsetmeyelim.
Tinercilerin, alkoliklerin her gece mesken tuttuğu İstasyon Caddesi üzerindeki parkın nasılda devası kültür merkezi olduğunu anlatmayalım.
Peki sahil şeridine ne demeli?
On yıllardır halka kapalı Bayramoğlu sahil şeridinden yararlanmaya başlayan Darıcalılar bu değişimin farkında değil mi sizce.?
Hadi bunu da geçtik diyelim…
Ya ramazan aylarında yıllardır süregelen ‘şehirlerin kaynaşması’ etkinliğine ne demeli.? Binlerce insanın nasılda coşkuyla kenetlendiğini mi atlayacağız?
Spora hiç girmeyelim.
Çünkü Darıca’da gerçekleşen sportif faaliyetlerin sadece Darıca ilçesi sınırlarıyla kalmadığını dünya alem zaten bizzat yaşayarak biliyor.
Darıca’da asıl mesel ne, biliyor musunuz?
Karabacak’ın kazandığı gönüller…
Çok açık ve net söylüyorum; Karabacak’ı ustalık dönemine taşıyacak en büyük güç, on yıldır kazandığı gönüllerdir. O gönüller sandığa aktığında çıkacak sonucu tahmin etmemek içten bile değildir.
Bilindiği gibi AKP Çayırova ve Dilovası mevcutlarını yeniden aday göstermedi. Bu iki ilçede kan değişimine gidilmesinin açılımı; ‘’Belediye Başkanlarımız yeterli performansı gösteremediler’’ anlamındadır. Fakat Dilovası’nda Cemil Yaman için AKP üst kurulunun kanaatine katılmadığımı da yinelemiş olayım. Ziyeattin Akbaş’ın Çayırova’da sosyal medyadan medet uman bir politika izlediğini, önceki başkan CHP’li Timur Koç’un projeleri üzerinde beş yılını çöpe attığını her defasında söylüyorum zaten.
Bu çerçevede Dilovası ve Çayırova’ya baktığımızda…
CHP’nin çıkardığı adayları nedeniyle AKP’yi bu iki ilçede riske soktuğunu görmek mümkün.
Siyasette iki saat dahi çok önemli bir zaman dilimidir..
O nedenle yarınlar ne getirir Dilovası ve Çayırova için bilemeyiz. Yine de bildiğimiz bir şey var, o da; CHP’li Ercan Dalkılıç’ın Dilovası’nda çok rahat olduğu.
Çayırova’da ise yine CHP’li Timur Koç’un biraz kendiyle ve çevresiyle barışık olması halinde şansının tavan yapabileceği.