''Dilovası, Hamza Şayir'in kaderi midir, yoksa Hamza Şayir Dilovası'nın kaderi mi?'
Bu ''kader'' meselesine değineceğim...
Şayet dün Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir'in iki yılı değerlendirdiği basın toplantısına katılmış olsaydım, kader konusu ile beraber pek sok soru vardı us'umda. Basın sorumlusu Sabahattin Gültekin'den davet aldığımız halde gidemedim. Şansımıza dün gün boyu istirahat etmek zorundaydım. Biz küçük bir rahatsızlıktan dolayı evimizde yatarken , büyük bir basın toplantısını kaçırmış olduk.
Lakin, orada neler oldu bitti, Şayir neler anlattı hepsinden de haberdarız. Bu bağlamda toplantıya dair olmasa da , Dilovası'na önelik gözlemlerimizi değerlendirmek gerekir.
Bizde öyle yapalım, sonra ''Kader''e değineceğim...
Şunu çok net söyleyebilirim; Hamza Şayir denilince aklıma ilk gelen fotoğraf ; ''Omzunda patates çuvalı'' taşıyan bir belediye başkanı oluyor. O fotoğraflar ilçede sadece iz bırakmadı, gönüllerde yer edindi. Pandeminin yükselişte olduğu, halkın sokağa çıkamadığı veya karantinada bulunan vatandaşın kapısını çalıp ''Eksiğiniz nedir, bir isteğiniz var mı?'' diye soran , omzunda taşıdığı patates-soğanı, domates -biberi her eve dağıtan, temel gıda kolilerini seçmen ayrımı yapmaksızın bahçe kapılarına bırakan , maske-kolanya dağıtmaktan geri kalmayan bir belediye başkanı olarak akıllarda yer etti Hamza Şayir.
Başka?
Kendi sağlığını da tehlikeye attı. Saha çalışmasında virüs kaptı ve bir süre kendisi de karantinada kaldı.
Aklımdaki ikinci büyük fotoğraf ise; Tablet hizmetidir. Düşünün , dar gelirli bir ailenin rüyalarını süsleyen tablet gibi çağımızın eğitimde en önemli iletişim ihtiyaçlarından birini , Dilovası'nda 10 bin öğrenciye hediye etmesi, nasıl da hafızalarda yer etmiştir.
Başka?
Makam otobilinin parasını öğrencilere dağıtan da hamza Şayir değil midir? Eğitime çok ama çok büyük önem verdiğini bilenlerdeniz.
Dilovası'nda iki yılda gözle görülür, elle tutulur pek çok teknik hizmet var, doğru. Bunların bir çoğunu elbette Büyükşehir gerçekleştirdi. Fakat önemli olan ilçenin beklentilerini tesbit edip, çözüm odaklı projeler kazandırmak için Büyükşehirle entegre olabilmektir. Yani önemli olan ilçe halkının beklentilerini karşılayabilmektir. Velhasıl ölü rahmet ister, duayı kimin yaptığı önemli değildir. Ha Dilovası Belediyesi, ha Kocaeli Büyükşehir Belediyesi. Ve asıl önemli olan Dilovası'na kazandırılacak hizmetleri büyükşehir meclisinden geçirebilmektir. Başkan Şayir bunu da başarabilen bir resi olmuştur
Hamza Şayir'in anlattıklarını, 'yükselen şehir Dilovası'na kazandırdıklarını, yeni projelerini, kazandıracaklarını okumuşsunuzdur, duymuşsunuzdur, görmüşsünüzdür. En azından gazetemizde ayrıntılar var. O nedenle detaya girmeyeceğim.
Beni asıl kader ilgilendiriyor....Yazımızın başlığındaki kader..
Bilenler bilir. Dilovası 1987 yılında belde belediyesi oldu. Kurucu Başkan Ercan Dalkılıç'tı. 1989 yılında yapılan ara seçimlerinde de koltuğunu korudu Dalkılıç. Sonrasına dikkat, işte Dilovası'ndaki siyasi kader bundan sonra ortaya çıkıyor. 1994'de RP'li Halit Yaşar, ardından MHP'li Musa Kahraman, sonra AK Parti'li Cemil Yaman, Ali Toltar ve şimdi yine AK Parti'li Hamza Şayir.
Dilovası'nda seçilen her belediye başkanının bir dönem yaptığını görüyoruz. Dalkılıç hariç, hiç biri ikinci dönemlerini görmedi, aday gösterilmedi. Bu , Dilovası siyasetinin kaderi midir bilmem, ama düşünülmesi gerektiğini bilirim.
Şimdi Dilovası'nda cidden başarılı ve toplumda karşılığı olan Hamza Şayir gibi bir belediye başkanı var. Acaba Hamza Şayir , Dilovası'nın siyasi kaderini değiştirebilecek mi, yoksa kader , Şayir içinde geçerli mi olacak.?
Ya da şöyle sorayım; Dilovası, Hamza Şayir'in kaderi midir, yoksa Hamza Şayir Dilovası'nın kaderi mi?.. Bu sorunun cevabını gelecekte hep beraber göreceğiz. Umarım Şayir, Dilovası'nın ve partisinin siyasi kaderini değiştiren ilk başkan olarak tarihe geçer.
Tabi bu da, Başkan Hamza Şayir'in performansına bağlı.