Bu konuda yazmaya karar verdiğimde, klavyenin tuşlarına dokunduğumda henüz Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan ikili görüşmeye başlamamıştı. Dakikalar sonra ikisinin bir araya geleceğini, yarın (Salı) da Ak Parti’nin Cumhurbaş
Bu konuda yazmaya karar verdiğimde, klavyenin tuşlarına dokunduğumda henüz Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan ikili görüşmeye başlamamıştı. Dakikalar sonra ikisinin bir araya geleceğini, yarın (Salı) da Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını biliyoruz.
O adayın Erdoğan olduğunu ‘sağır sultan’ dahi bilmeyen kalmadı.
Bugün (pazartesi) saat 18.00 gibi Gül-Erdoğan görüşmesi gerçekleşecek. Cumhurbaşkanlığına yeniden aday olmayacağını dün seslendiren Gül, bugünkü görüşmede muhtemelen Erdoğan’a,’’Sen aday ol, ben partinin başına geçeyim’ diyecek.
Ki, bu satırların yazarını takip edenler hatırlayacaklardır; benzer konuyu bir yıl öncesinden kaleme almıştık. Üzerinden onlarca senaryo geçti, ama bizim görüşümüz baki.
Erdoğan, Köşk’e..
Gül, Genel Merkeze.
Konunun kısa tanımı bu. Fakat yine de Erdoğan’ın Köşk’e nasıl gidebileceğine bakmakta yarar var. Zira, CHP-MHP çatı adayından sonra meydanlarda kısasıya bir Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleşecek. Fakat sonucun değişeceğine ihtimal vermiyorum.
Nedeni şu;
Başbakan Erdoğan’ın mizacını tüm Türkiye tanıyor artık. Kaybedeceğini düşündüğü yarışın içinde hiç olmadı. Olmaz da. Nitekim Cumhurbaşkanlığı konusunda aylardır sürdürdüğü çalışma, nabız yoklamalar, yurt içinden ve dışından aldığı ‘seçmen desteği’ kendisini Köşk’e taşıayacak yeterliliğe ulaştı. Bunun farkında.
Bir de muhalefetin eksikleri, bütünleşmeden ayrışmaları var.
Öyle ki, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun çatı aday gösterilmesi CHP’yi ikiye böldüğü gibi, geçen her süreçte İhsanoğlu’nun sadece MHP adayı havasında algılanacağı görüşü ağır basacaktır. CHP , çatının kenarında kalacaktır.
CHP’lilerin İhsanoğlu’na uzak durması, samimi olmaması Erdoğan’ın lehine gelişecek ve Erdoğan ile HDP’nin olası adayı Selahattin Demirtaş’ın ekmeğine yağ sürecektir.
O nedenle ‘’Cumhurbaşkanlığı seçimleri nasıl neticelenir?’’ diye kafa yormaya değmez.
Özetleyerek ifade etmeye çalışayım..
CHP’nin Kürt ve Alevi kökenli seçmenleri İhsanoğlu’na oy vermez.
MHP’nin küskünleri İhsanoğlu’na rey atmaz.
HDP’nin adayı Demirtaş, CHP’den tepki oylarını alır.
Böyle bir tabloda HDP veya Demirtaş, tarihinin en büyük oyunu yakalar. Çatı aday formulu MHP’nin kemikleşmiş oylarını çeker, CHP’nin de kısmı oylarını.
Velhasıl Başbakan Erdoğan, büyük olasılıkla ikinci tur’a bile kalmadan Cumhurbaşkanı seçilir.
Haa ondan sonrası belli zaten… Geniş ve tam yetkili bir Cumhurbaşkanı. Siz ona ‘’Başkanlık sistemine’’ geçişte diyebilirsiniz.
Bir adım daha ileri gideyim..
Çözüm sürecinin başarılı olması halinde ise cezaevlerinin tümden boşaltılıp Apo’nun da serbest kaldığı bir ‘genel af’…
Ve , sonuç; Türkiye’nin eyalet bölgeleriyle tanışacağı ‘Yeni Türkiye’’
Mesel bu, meselenin özü de bu.