28 Mayıs'ta tekrarlanacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin değerlendirmemize geçmeden önce , 14 Mayıs'a yönelik kısa notalarımızı düşelim.
İktidar partisinin Kocaeli listesi gösterdi ki, bu yönde eleştiri yaptığımızda ne denli haklıymışız. Akli, toplumsal ve seçmenle direk karşılık bulabilecek isimlerin çoğunlukta olmayışı, Gebze'de bir birinden değerli isimlere rağmen listede yer bulanmayışları , bugün AK Parti'nin Kocaeli'de 6 vekil almasına, oyunun düşmesine, mevcut yedi olan vekillik sayısını bile muhafaza edememesine sebep olmuştur. Bu gerçeği artık kabul etmek gerekir.
Kocaeli'de AK Parti'nin aldığı genel oyu ilçelere indirdiğimizde bir gerçek daha ortaya çıkıyor. Başiskele'nin en fazla oy çıkardığı Kocaeli'de ,Gebze üçüncü sırada bulunuyor. Yine il genelinden yola çıkarsak , Gebze'nin en fazla oy aldığı üçüncü ilçe olduğunu görüyoruz. Recep Kaya'nın kaptan köşkünde oturduğu Gebze teşkilatı için bu bir başarıdır.
Tabi bir de madalyonun diğer yüzü var. AK Parti'nin en az oy aldığı ilçe ise Dilovası.
Dilovası için tam bir başarısızlık ve becerisizlikle sıfatlandırabileceğimiz bir sonuç. Zira Milletvekili Cemil Yaman'a rağmen böyle bir sonucun çıkmış olması ; öncelikle ilçe teşkilatının, sonra da mebus Yaman'ın başarısızlığıdır. Çünkü bir dönem ilçede belediye başkanlığı yapmış, iki dönemdir de milletvekili kimliği taşıyan Cemil Yaman'ın bölgesine, hemşerisine , dostlarına, siyasiler'ine ve tabana sahip çıkamadığının somut örneğidir.
CHP'ye gelince....
Önceki dönem üç olan milletvekili sayısını dörde çıkarmış olmak elbette bir başarıdır. Ancak bu başarıda Gebze destekli Nail Çiler ve Serap Çakır faktörlerini unutmamak gerekir. Her ne kadar Serap Hanım beşinci sıradan çıkamamış olsa da, Nail Çiler'e büyük bir itici güç olmuştur.
MHP, İYİ Parti, YRP ve Yeşil Sol'un Kocaeli'den birer vekil çıkarmış olmaları benim için sürpriz olmadı. Seçim öncesi her platformda benzer rakamları telaffuz ettiğimi hatırlayanlar olacaktır.
Gelelim asıl can alıcı konuya....
28 Mayıs'ta ne olur?
Aklın, mantığın, matematiğin ve vicdanın sesine kulak veren herkes, 28 Mayıs sonucunun şimdiden Erdoğan lehine olabileceğini öngörür.
Konuyu dallandırmadan bu yöndeki düşüncelerimi yansıtayım...
Daha dün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu '' Kendimizi İstanbul'a , on ay sonraki yerel seçimlere adapte ettik.'' derken , tam da demek istediğimizi dillendirmiş oldu. Yani İmamoğlu'da 28 Mayıs'ta sonucun değişmeyeceğine kanaat getirdiği için , oturduğu koltuğunun verdiği görevlere geri döndü. Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik heyecan, hırs, beklenti bitmiş oldu.
Bu saatten sonra ne olur?
Yine kişisel öngörülerimi sıralayayım ;
1- Ata İtifakı'nın adayı Sinan Oğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la uzlaşır.
2- Oğan, cumhurbaşkanlığı yardımcısı veya bakan koltuğuna oturur.
3- İlerleyen süreçlerde Erdoğan'ın da desteğiyle Oğan, MHP'nin başına geçer.
4- Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran Cumhur İtifakı, Beştepe ile uyumlu çalışır çalışmasına da, yasa çıkarma, anayasa değişikliği gibi salt çoğunluğa sahip olamadığından hiç umulmadık bir karar alınabilir. Mesela on ay sonra yapılacak yerel seçimlerden dolayı TBMM üyelerinin yenilenmesi gibi bir sürpriz yaşayabiliriz.
Demek istediğim şu ; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı artık herkes tanıyor. Karakterini, kararlılığını , azmini ve hırsını biliyoruz.
28 Mayıs'tan sonra kalkıp ; ''Haydi seçime gidiyoruz. Meclis ve yerel yönetimleri tekrar seçelim. Meclisi ve kendimi fes ediyorum. Sil baştan üç seçimi de yapalım.'' derse, kimse şaşırmasın. Cumhurbaşkanı Erdoğan herkesi şaşırtabilir.