10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Gebze Belediyeler Birliği , 11 Ocak’ta bir etkinlik düzenledi. Davetliydik. İcabet ettik. Konuyla ilgili yazımızı geç kaleme almış oluyoruz.
Yine de bir şeyler yazmak boynumuzun borcu.
Zira bu kentte 33 yıldır gazetecilik yapan ve kamuoyunda ‘ Duayen’ olarak tanınan birisi olarak, o geceyle ilgili fikir beyan etmenin gerekliliğini düşünüyorum.
Gebze, Darıca, Çayırova ve Dilovası belediyelerinden oluşan ‘Gebze Belediyeler Birliği’, son birkaç yıldır benzer etkinlik düzenliyor. Bana göre bu jest, Belediyelerin yerel basına olan saygısı ve beklentisiz samimiyetidir.
Konuya böyle bakmak lazım.
Kokteyl sonrası çeşitli gazetelerde eleştirilerde yer aldı. Neymiş, ‘Belediyeler Birliği organizasyon eksikliği yapmış vs. vs.’’
Ben işin o yönünde değilim.
Elbette her organizasyonda eksiklik olur. Normaldir.
Fakat konuya iyi niyet ve samimiyet çerçevesinde bakmak gerekir. Eğer bakış açınızda samimiyet yoksa, karşınızdaki ağzıyla kuş tutsa da nafile.
Hani bir deyim vardır ya; ‘’Yokluğu görmeyen varlığın kıymetini bilemez’’ diye. Bugün o etkinliği eleştirenlerin bu kafada olduğunu düşünmek doğru tespit olur. Önce Gebze Basınının nereden yereye geldiğini bilmekle eleştiriye başlanmalı.
Tarih dersi vermeyeceğim. Bugün gelinen noktayı ve sayısı her geçen gün artan yayın organlarının ve gazetecilerin durumunu da anlatmayacağım. O akşam kürsüde dilimizin döndüğünce değinmiştim.
Fazla uzaklara gitmeye gerek yok..
Beş yıl öncesi yeter.
Bırakın dünyanın her ülkesinde kutlanmayı, ülkemizde hemen her ilde 10 Ocak kutlanmasına karşın, Gebze’de böyle bir hareket yoktu. Taa ki Gebze Belediyeler Birliği’nin duyarlılığına kadar. Ne Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, ne Türk Basın Birliği Kocaeli Şubesi, ne Gebze Gazeteciler Birliği, ne de MAGDER öylesi bir etkinliği düzenleme cesareti göstermemişlerdi.
Bunları kabul etmek ve görmek vicdan meselesidir.
Yine son yıllara dönelim..
İşin siyasi boyutunu bırakın.. Kıskançlık ve riyadan da uzak durun. Kabul edilmelidir ki , Belediyeler Birliği bölgemiz basınının varlığını kendilerine hissettirmiştir. Yılda bir kez bile olsa gazetecileri bir araya getirmek, biz gazetecileri onurlandırmak önemlidir. Basına olan saygıdır. Yerel basını var saymaktır.
Kaldı ki, kokteylde konuşma yapan Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, Belediyeler Birliği Başkanı ve Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak ile Dilovası Belediye Başkanı Cemil Yaman’ın yaklaşım ve iyi niyetinden şüphe duyulmadan hakkı teslim edilmelidir.
Yazacak kalem bulamadığımız günleri yaşadık. Oturacak masalarımızın olmadığı günlerden geldik. Askerin sansüründen geçtik. Karanlık odalarda fotoğraflar tap ettik. Teleksten haberler yolladık. PTT binasında karşı ödemeli telefon bağlantıları yaptırdık. Kurşun potada harfleri eritip entertipten yazılar dizdik. Ama hiçbir zaman bir belediyenin Çalışan Gazeteciler Günü kutlama etkinliğine şahit olmadık.
Şimdi her şey kolay, basit, hatta keyifsiz. Alın teri bile yok. Gazeteciliğin ne heyecanı var, ne de tadı. Dijital ortam, saniyelik haber hızı.
Dünya globalleşmiş.
Enformasyon olanca hızıyla yaygınlaşmış.
Haber, habercinin ayağına gelmiş.
Herkes çıt kırıldım olmuş..
Geçmişi bilmeden gazetecilik yapanlar, rahatlık görünce '' ne oldum delisi'' olmamalı.
O nedenle, eleştiri yaparken teşekkür etmesini de bilmeli insan. Beş yıl öncesine kadar üç gazetecinin bir araya gelemediği Gebze Basının da, bugün onlarca basın mensubu aynı havayı soluyorsa, onun da kıymeti bilinmeli.
Ve eleştiriler yıkıcı değil yapıcı olmalı. Mesela denilmeliydi ki; Kokteylde Gebze Basının tarihini anlatan bir belgesel hazırlanmalıydı. En yaşlı ve en genç gazeteciye konuşma hakkı tanınmalıydı. Gazetecilere anılarını anlatma imkanı verilmeliydi…
Diğer eleştiriler teferruat.
Her şeye rağmen şahsen o geceden onur duydum, mutlu oldum. .Emeği geçen herkesi tebrik ediyor , kutluyorum.