Lafı uzatmaya, eveleyip gevelemeye gerek yok.
Olan şu; Devletin içindeki ‘paralel devlet ‘ diye iddia edilen odak, başkaldırıya geçmiştir. Olacağı şu; Bu işten AKP yine karlı çıkacaktır.
Açalım...
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ‘Yolsuzluk ve rüşvet halkası’ ortaya çıkarıldı mı?
Evet , çıkarıldı.
Bırakın yüz milyonlarca dolarlık rüşvetin döndüğünü, 2009-2012 yılları arasında İran üzerinden 87 milyar dolar kara para transferi yapıldığı belgeleniyor mu?
Evet, belgeleniyor..
Kabinenin içinde bir bakanın oğlu aracılığıyla paranın anasını bellediği (!) kanıtlanıyor mu?
Evet, kanıtlanıyor..
Ses kayıtları, görüntüler, ele geçen dökümler iddiaları belgeliyor mu?
Evet, belgeliyor..
Rüşvet çarkının fotoromanı çekilmiş mi?
Evet, ekilmiş...
E daha neyin hesabındasın be kardeşim.!
Rüşvetse kralı, yolsuzluksa alası somutlaştırılıyor. Yargıdan nihai kararın çıkacağı da belli.
Diğer konu neydi?
‘Paralel devlet’in başkaldırısı..
Bunu farklı isimlerle de nitelendirebilirsiniz. Deyin ki, Okyanus ötesi.. Deyin ki, cemaat.. Deyin ki, çıkarların savaşı. Deyin ki, güç gösterisi.
Adını ne koyarsanız koyun.. İki gerçek var ortada. Birincisi; Rüşvet-yolsuzluk. İkincisi; İktidara sivil darbe teşebbüsü.
Şimdi bu iki gerçek nereye çıkar derseniz, cevabı da nettir. AKP’nin siyasi ataklarla ve duygusal yaptırımlarla lehine çıkar. Zira burası Türkiye, sürpriz beklemeye gerek yok. Demem o ki; tüm bu olup bitenlerden sonra kimse iktidardan ‘harç bitti yapı paydos’ diye bir jest beklemesin.
Olacaklara bakalım biz.
Bundan sonraki aşamada iki şey olur;
1- Hükümet hafta sonu kabine değişikliğine gider. Rüşvette ismi geçen bakanları kabine dışı yapar. ‘Suçlu varsa cezasını çekmeli’ der ve halkın karşısına çıkıp,’ Ey milletim, biz içimizde kara’ları barındırmayız. Ak’ımızı kara yapmayız. Bakın suçlular cezasını buldu, beraber yürüdük biz bu yollarda’’ diyerek , her şeye anında inanan milletin gönlünü okşar, gazını alır ve tüm bu olup bitenlerin birkaç gün içinde unutulmasını sağlar. Öyle de olur.
2- Hani iktidarın cezaevlerine yönelik bir düşüncesi var ya. ‘’Dağdakiler inecek cezaevleri boşalacak’ dedi ya Başbakan. Aslında bir ‘Genel af’ çalışmasının nabız yoklamasıydı o . Şimdi her kesimi tepkisiz bırakabilecek bir zemin içine girmiş oldular. Ergenokoncular, Balyozcular, KCK’cılar vardı. Bir de ‘Rüşvetçiler’ eklendi. Dolaysıyla o taraftan, bu taraftan, beri taraftan herkese bir af hazırlığı da ciddiye binmiş olacak.
Velhasıl, ‘iktidar sallandı, düşecek’ gibi safsatalara (!) girmeye gerek yok.