10 Ağustos’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Türkiye’de siyasi dengeler değişecek olsada , Ak Parti’de yerel yöneticilere bundan sonraki süreçte de büyük sorumluluklar düşecek.
Hatırlayanlar olacaktır..
30 Mart seçimlerinin hemen ardından ‘Belediye Başkanlarına düşenler’’ başlıklı yazımda 10 Ağustos seçimlerine ve sonrasına dikkat çekmiştim. Özetle, ‘’Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Bölgemizdeki belediye başkanlarına düşen ; Daha çok çalışmak ve seçmenle barışıklığını sürdürürken kırgınlıklara yol açmadan gönüldaşlarını çoğaltmak olmalıdır.. Zira o seçimlerde de en azından 30 Mart oylarını yakalamak , hatta artırmak zorundadırlar. Aksi halde büyük vebal altına girerler ve kendi siyasi istikballerini tartışmaya açarlar.’’ demiştim.
Bugün aynı görüşümüzden devamla konuyu biraz daha genişletmek gerekir.
Çünkü sekiz ay sonra yeni bir seçimle karşılaşacağız. 2015 genel seçimleri gerek Ak Parti, gerekse bu partinin mensubu mevcut Belediye Başkanları için çok önemlidir.
Birkaç yönden ele alabiliriz.
Genel seçimlerde elde edilecek sonuçlar doğrudan Belediye Başkanlarının çalışmalarıyla irintili olacaktır. O yüzden Belediye Başkanları partilerinin ana sloganı olan ‘durmak yok’ felsefesinden ödün vermeden çalışmalıdırlar.
Elbette bu sadece projelerle sınırlı kalmamalıdır.. İşte bu noktada başkanlar çok daha azimli, çok daha yaratıcı, çok daha toparlayıcı ve toplumun herkesimiyle barışık olmalılar.
Yani, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin galibi olmanın getirebileceği handikabına kapılmadan meydanı boş bırakmamalıdırlar. Bölgemizde ikinci dönemini icraa eden de var, üçüncü döneminde bulunan Belediye Başkanları da..
Asıl sözümüz bunlara.
Siyaset uzun soluklu bir maraton ise, o maratondan kopmamanın yolu seçmenden kopmamaktan geçer.
Biraz açayım..
-Ben iki dönemdir başkanım,ayrıca önümde daha dört yıl var
-Ben üç dönemdir başkanım
-Cumhurbaşkanı da bizden, Başbakan da
-Benim kimseye eyvallahım yok
Gibi düşüncelerle rehavete kapılmak görevdeki Belediye Başkanlarının önünü kapatıp, siyasi geleceklerine ‘’yol ayrımı ‘’ getirebilir.
Bir başka önemli ayrıntıda, yerel seçimlere dört yıldan fazla süre kalmış olması da garanti değildir. Burası Türkiye.
Çok ciddi bir seçimden çıktık.
Madem ‘Yeni Türkiye’ demeye başladık, bilinmeliki yeni hamlelerin ve akla gelmeyecek siyasi kararların başlangıcıda olabilir. Siyasette her an değişkenliğin olabileceğini unutmamak lazım.
Mesela, 2015 seçimlerinde Ak Parti beklediği, dolaysıyla ‘Başkanlık’ sistemine geçişin yolunu açacak olan oy oranı yakalamayabilir. O durumda daha güçlü yapılanma için iktidar ve muhalefet ‘Haydi erken genel ve yerel seçime’ diyebilir..
Olmaz demeyin, olmaz olmaz.
Burası Türkiye ve Ak Parti’nin 2023, 2053, 2071 hedefleri var.
Bunun yolu genel ve yerel yönetimlerde ‘tam güç’tür. O anlamda 2015 seçimleri sonuçları ülkemize yeni siyasi sürprizler getirebilir. Bu yüzden mevcut Belediye Başkanlarının birinci aşamadaki ömürleri ve en büyük sınavları genel seçimlerdir.
O nedenle, ‘’Yerel seçimden yeni çıktık. Önümde Beş yılım garanti.’’ edalarına kapılmadan , yarın seçim olacakmış gibi çalışmaları görevleri olmalıdır. Kırmadan, dökmeden, toplumdan soyutlanmadan. Daha da önemlisi seçmene verdikleri ‘ sözlerini’ unutmadan. Seçmeni kandırmadan, kullanmadan, samimiyetsizliğe bürünmeden...
Unutmasınlarki; söz namustur ve söz vermek başka bir şeye benzemez.