DUAYEN / Ercan SARIÇAM
DUAYEN / Ercan SARIÇAM

Başkanlık Sistemi

1 Şubat 2016 Saat: 12:34

Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın geçtiğimiz günler yüksek sesle  dile getirdiği ‘’Başkanlık sistemi’’ nin sadece tartışılması değil,  içi doldurularak hayata geçirilmesi de artık kaçınılmaz gibi görünüyor.

O nedenle  bugün,  Başkanlık sistemi denen yönetim biçimini irdelemekte yarar var.. Bu vesileyle  hem sisteme göz atalım hem de , Türkiye için gerekli midir ona bakalım.

Tabii bir de konuyu sadece Erdoğan üzerine oturtmak gibi yanlış algıları   sorgulamak gerekiyor.

Öncelikle şunu net söylemek lazım: Türkiye’nin geldiği  noktada uniter devlet yapısı,  artık bu devlete dar gelmekte ve yenilenme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bir yanlışta sistemin sanki Erdoğan’ın şahsi meselesi olarak işlenmesidir. Oysa basit anlatımla ifade edecek olursak ; bu dünya Kanuni Sultan Süleyman’a kalmadı ki Erdoğan’a  kalsın. Demek ki sistem değişiminin istenmesindeki ana tema ülkemizin yenilenmesi ve çağımızın ihtiyaçlarına ayak uydurma istemidir. Yoksa Erdoğan’da  sonuçta her insan gibi fanidir. Asl olan ülkemizin bekasıdır.

Peki Türkiye ‘Başkanlık Sistemi’’ne geçer mi, geçmeli mi, geçerse kriterler ne olmalı? Bu soruların cevabı çok önemlidir. Ayrıca yol haritasını da biçimlendirir.

Şu bir muhakkak ki, sistemin yolu sivil bir anayasa ile ilintilidir. Dikkat ederseniz ‘sivil anayasa’’ diyorum. Zira Türkiye’de 1960’tan gelen  ve onu devam ettiren 12 Eylül 1980 anayasası mevcuttur. Daha da geriye gidecek olursak  1923’ü de ekleyebiliriz.

Erdoğan’ın ifadesiyle ‘’Mevzuat Amca’nın ’’ ortadan kalkmasının  yolu da  yeni bir anayasadır. Başkanlık sistemine gitmenin yolu ise yeni bir anayasadır.

Tartışmaları takip ediyorsunuzdur… Başkanlık ama hangi tip başkanlık?

Evet bu soru  hassasiyetle tartışılmalıdır. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi ‘’Türk tipi Başkanlık’’ arayışının daha doğru olacağı kanaatindeyim. Zira ABD bize uymaz. Çünkü 52 devletin  birleşiminden doğan ABD  ile Türkiye’nin yapısal dengeleri ve unsurları da  çok farklıdır. Fransa’daki yarı başkanlık bize yine uymaz.  Suriye  veya Almanya’daki yönetim biçimleri de işimize gelmez.

O halde doğrusu;  Türkiye’nin  oluşum harcını , etnik kökenleri, azınlıkları  ve coğrafi dengeleri de dikkate alarak önce yeni bir anayasa, ardından referandum sonuçlu bir başkanlık sistemine gidebilmektir.

Şöyle bir endişe ve korku da yersizdir; Türkiye, başkanlık sistemine geçerse ülke eyaletlere bölünecek, özerk yönetimler devreye girecek. Yok böyle bir şey.

Türk tipi  Başkanlık sisteminin asıl gayesi aslında  ‘’Mevzuat Amca’’nın ortadan kaldırılması, iki başlı iradenin bertaraf edilmesidir.

O nedenle korkmaya, endişelenmeye, hayal alemine dalmaya gerek yok. Madem Dünya’da söz sahibi olacağız, madem 2023’ü hedef almışız aklın yolu birdir.

O yol, yeni anayasa ve  Başkanlık yoludur.

 

Gölge Gazetesi, Kocaeli Haber, Gebze Haber, Darıca Haber, Dilovası Haber, Çayırova Haber, Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Vali İlhami Aktaş...15 Kasım 2024 Saat: 13:58
KISA FİLM...11 Ekim 2024 Saat: 14:26
Gebze'de Asayiş ve Müdür Bilgili8 Temmuz 2024 Saat: 15:38
DDC Grup ve Muhammet Öztürk4 Temmuz 2024 Saat: 15:37
Tüm Yazıları
Yukarı ↑