Muhtemelen ‘’Bu Barzo da nereden çıktı, neyin nesidir?’’ diye düşünenleriniz olacaktır.
Ona geçmeden önce , aslında hayatın kendisinin bir Barzo olduğunu iddia etmiş olayım. Biraz enteresan giriş oldu ama, ne yapayım! Zira, bir takım siyasilere Barzo yakıştırmasını yapmaya niyetlendiğimden , kalpleri fazlaca kırılmasın diye işi sağlama alıyorum.
Aşağıda açılımını yapmaya çalışacağım Barzo’nun.
Ya da şöyle yapalım…
Son günlerde kafama fena halde takılan Barzo’luğa teşbihler yapayım, en son da aklımın erdiğince manalarını sıralamaya çalışayım. Sizde içinden neye, kime uyarlarsanız uyarın. Böylesi daha adaletli olacaktır.,
Hatta, çok değer verdiğim bir dostumla karşılıklı Barzo’laştığımızı itiraf ederek yumuşak geçiş yapayım.
Dedim ya, ‘hayatın kendisi Barzo’dur’ diye…
Eğer yaşama at gözlüğünde bakarsak, önce bakan , sonra da o açı içindekiler Barzo olabilir. Çünkü her insanın içinde biraz vardır bu karakterden.
Siyasilere bakalım…
Tanımlamalarım her siyasi için geçerli değil elbette , siz kime yakıştıracağınızı bilirsiniz.
Mesela;
Atıp tutarlar, hem de desteksiz. Somuttan uzak soyut söylemler sıralarlar. Hayalperest olanları vardır. Sallarlar. Bilgiden, eğitimden, donatıdan yoksundurlar. Kelime oyunlarıyla ikna etmeye çalışırlar halkı. Yeterli eğitimleri kültürel verileri yoktur, teknolojiyi bilgi amacıyla değil, ilgi maksadıyla kullanırlar. Kimi sözde okumuştur. Tahsil mahsil yapmışlardır, diplomaları sadece duvarda görsellik özelliği taşır. Bunlara eğitimli Barzo diyebiliriz. Özünde cahildirler. Barzo’nun bir anlamı da budur… Cahil.
Kaba olurlar..
Sevgiden bihaberdirler. Umumi ahali tabiriyle Kıro’durlar. Cihan-i devran görmemişlerdir. Değil uçağa atlayıp dünya kentlerini görmeyi, yaşadıkları şehirden dışarı adım atmamışlardır. Ahkam keserler, konuşmayı tavuk kesmek gibi görürler. Ağızlarını açtıklarında kan revan cümleler kurar, ne dediklerini kendileri de anlamazlar. ..Cahildirler
Oy ile rey’in farklı olduğunu sanırlar.
Seçmen karşısına çıkınca ,’Yerel seçimlerde oyunuzu bana verin, genel seçimde reyinizi istediğiniz partiye’’ talebiyle entelektüel havası yaratmaya çalışırlar. Kelime hazineleri sıfırdır.. O nedenle doyurucu cümleler kuramazlar. Kitap okumazlar, gazeteye tersten göz atarlar. Sözde köşe yazarlarını takip ederler, fakat hangi yazarın hangi gazetede olduğunu bir türlü tutturamazlar. Cahildirler.
Projeden yoksundurlar.
Proje sorarsınız o size projeksiyonun optik bir gereç olduğunu anlatmaya yeltenir. Cahildirler.
Gelelim bizim anladığımız Barzo’luğa…
Barzo'nun şuan ki anlamı her ne kadar kıro, öküz, görgüsüz gibi algılansa da zamanla bir takım iyi niyetli kişiler tarafından çarpıtılmıştır.
Aslında Barzo kişinin tanımı şudur:
-Doğaldır, evde nasılsa dışarıda da toplumu rahatsız etmeyecek derecede öyledir.
-Çok kasıntı bir ortam yoksa küfrü ağzından düşürmez.
-Güzel kalça, göğüs gördüğünde döner bakar, bakmamış gibi davranmaz.
-Kadına kıza laf atmaz. Çünkü kendininkine atıldı mı adamın ciğerini söker.
-Romantiktir, iyi sevişir. İyi sevişemese bile iyi sevişmiş gibi bir havaya girer, karşı tarafa iyi seviştiğini düşündürür.
-Hiç beklenilmediği anda kadınına on şairin bir araya gelse söyleyemeyeceği şeyler söyleyebilir.
-Genel kültürü üst düzeydedir, kitap okur, sanatla muhakkak ilgilenir.
-Çat pat bile olsa bir kadını tavlamaya yetecek kadar 1 yabancı dili vardır.
-En az 3 lisanda küfür edebilir.
-Bilmediği yok gibidir. Çünkü bilmediği bir konu bile konuşulsa , asla bilgisizliğini çaktırmaz.
-Klavye delikanlılığını sevmez, adresini verir. Adres verilirse yakın olmadığı takdirde gitmeye üşenir. Tembeldir biraz.
-Giyim konusunda çok zevklidir. Her markayı en az bir stilist kadar iyi bilir, ama üşengeçliğinden gidip üstüne başına bir şey almaz.
-Müziksiz yapamaz. Özellikle araçta radyosuz seyahat düşünemez.
-Araba kullanmaya bayılır, arabasına bakmaz.
-Sevgilisine çok pis küfür edebilir ve bu, ona deli gibi aşık olduğunu gösterir.
Bir de kadın Barzo’lar vardır…
-Aşık olup olmadıkları pek anlaşılmaz.
-Küfürbazlıkları ağır basar. Harbidirler. Sözlerini esirgemezler.
-Ukalalıkları vardır, ama eğiticidirler. Duygusaldırlar.
-Yalnızlığı severler. Kolay kolay hayatlarına bir erkeği ortak etmezler. Feminist değildirler, erkeklere de güvenmezler. Ancak gönül verdiği erkeğe ölümüne sevdalanırlar.
-Cimridirler. Egoistlerdir.
-Her şeye rağmen sadıktırlar.
-Arada bir yalan söylerler. Yıkıcı değil yapıcıdır küçük yalanları.
-Şımartılmayı severler. Bir buket çiçekten bile mutlu olabilirler.
-Disiplinli ve otoriterdirler. Eğitimli ve kültürlüdürler. Çok gezerler, çok bilirler.
-İnsancıldırlar.
-Zaman zaman mal gibi davranırlar. Uyuzlukları ve cinslikleri de vardır.
-Aşık olunacak, sevilecek ve tapılacak kadındırlar.
Şekilde görüldüğü gibi 30 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimlerle pek alakası yok bu yazının.. Biraz değişiklik olsun istedim. Öküzün altında buzağı aramaya gerek yok yani..
Bizimkisi biraz Barzo’luk, hepsi bu.