AKP’de ilçe Belediye Başkan adayları açıklandıktan sonra, CHP’lilere ne denli haksızlık yaptığımı görüyorum.
İtiraf etmeliyim ki, CHP’lilerin davranış biçimlerini eleştirirken acımazca davrandığım olmuştur. Ancak şu iki günde AKP’lilerin edalarını görünce , CHP’ye yönelik kantarın topuzunu fazla kaçırdığımı düşünüyorum.
Ama bir şeyi düzelteyim..
Yanlış ifade olmasın.. ‘AKP’liler ‘ derken genelleme oldu, oysa AKP’nin Gebze’deki aday adaylarından iki ismi kast ediyorum.
Gebze’den örnek vereceğim.
Biliyorsunuz, ilçe adayları açıklanmadan önce AKP’nin Gebze’ye talip 16 cengaveri (!) vardı. Her biri kendi ölçeğinde ‘değer’ olan kişiler. Bir çoğunu yakından, hem de çok yakından tanırım. Bazılarını ismen, bir kısmını da sima olarak bilirim. Kişiliklerine, şahsiyetlerine diyebileceğimiz tek kelime olamaz.
Ancak, ‘siyasi ahlak’ konu olunca, işte o zaman CHP’lilere nasılda haksızlık yaptığımı anlayabiliyorum. Sıkça işlediğim bir konudur; ‘’çekememezlik, fesatlık ve kıskançlık.’’ Bu nitelemelerin sadece CHP içinde olduğunu sandığımdan, CHP’li dostları bu noktalardan eleştiriyordum. Ayıp etmişim.
Bugün gözlemliyorum ki, AKP içinde ‘kıskançlık, çekememezlik, fesatlık’ kavramları CHP’ye on fark atıyor. Hem de tüm iğrenç boyutlarıyla. Elbette AKP içişlerine müdahale etmek veya yönlendirmek gibi bir derdimiz yok. Lakin iktidar partisi içerisinde, hele de ‘Biat kültürü’ nün hüküm sürdüğü bir siyasi partide öne sürdüğüm olguların var olması, öncelikle AKP için, sonra da Gebze’nin istikbali için nahoş durumlardır. Bu nedenle hatırlatmak gerekiyor..
İşin özür şu;
Gebze Belediye Başkan adaylığı için mevcut Başkan Adnan Köşker dahil, 16 isim yarış süreci geçirdiler. AKP’nin belirleyici tepe organları ellerindeki verilerden yola çıkarak nihai kararını verdi.. Nitekim Adnan Köşker yeniden aday ilan edildi. Aslında bu beklenen karardı. Zira konuya ‘at gözlüğü’ ile değil de, kamuoyunun desteği ve intibasından bakıldığında zaten Köşker’in doğru ve yerinde bir karar olacağı ve sonucun Köşker lehine çıkacağı malumdu.
Bunu göremeyen ve fark edemeyen, adaylık yarışında umduğunu bulamayan iki aday adayının özellikle sanal medyada isyanlarını görünce, işte o ‘Fesatlık, kıskançlık, çekememezlik’ kavramları aklıma geldi ve CHP’lilere haksızlık yaptığım kanaatine hasıl oldum.
CHP’yi hatırlayın..
Gebze adayı ön seçimle belirlendi. Yakup Yılmaz sandıktan çıkınca tüm aday adayları kol kola saha çalışması yapıyor şu an. Ele ele, kol kola.
AKP’ye bakın..
Gebze için gerçekten çok önemli katkıları olan, devasa projeleri hayata geçiren Adnan Köşker gibi bir değerin ayağına ateş etmeye çalışanlar ise, maalesef rakip siyasi partiler değil, adaylık yarışını kaybeden AKP’li sadece iki kişi.
Nasılsa Facebook denen sanal alemde o iki ismi görüyorsunuzdur. Benim zikretmem doğru olmayabilir. Fakat bana göre doğru olan bir teşbih yapabilirim..
Donkişot’un yel değirmenlerine savaş açması gibi bir şey.
Veya, Sezar’ın Brütüsleri.
Evet, AKP’nin bu iki Brütüs’ü, sadece kendilerini gülünç duruma düşürmekle ve partilerine zarar vermekle kalmıyor, siyasette gerekli olan meziyetlerden de ne denli yoksun olduklarını dışa vuruyorlar.
Siyaset yapmak demek sadece ‘aday olmak’, veya bir parti içinde var olmak değildir. Bir makama aday olmak her babayiğidin harcı da değildir.
Yeterlilik gerektirir.
Boş ve fuzuli konuşmak, laf ebeliği yapmak, geçmişte siyaset yaptığı yarenin naaşı üzerinden paye çıkarmakta siyaset değildir.
Donanım gerektirir.
Proje adamı olmak, global dünyaya ayak uydurabilmek, geleceği görebilen, risk alıp çözüm üretebilecek medeni cesaret ister.
‘’Ben AKP’liyim ‘ demekle aday olunmuyor…
‘Aday’ gösterilmeyince anında ilkelerini satmakla da ‘adam’ olunmaz. Belli ki AKP’li Brütüs’lerin kafaları bir şeye basmamış; Partilerinin kurallarından da bihaberler. Halbuki, ‘’ilan edilmiş adayları etrafında kenetlenme gerekliliği’’ kendi partilerinin vazgeçilmez kuralıdır.
Konuya böyle bakabilme erdemliliğini gösteremedikleri için, o iki isim partilileri gözünde ‘Brütüs’ olarak anılmaya mahkumdurlar. Bunun tek sebebi de; çekememezlik, fesatlık, kıskançlık ve riyadır.
Maalesef Brütüs’ler her daim olabiliyor. Bu da siyasetin cilvesi işte.
Ve son not…
Demek ki o Brütüsler Genel Başkanlarını da tanımıyorlar.. O Genel Başkan değil midir ki, kuralı ve kararı uğruna bakanlarını bile bir çırpıda kapının önüne koyabiliyor..Brütüsleri ise hallaç pamuğu gibi sallar.