AK Parti’nin iç işlerine karışmak gibi bir durumda değiliz. Fakat gördüğümüzü, hissettiğimizi, tespitlerimizi yansıtmak hakkına da sahibiz.
7 Haziran’a giderken istiyoruz ki, o gün vatandaşın önüne kaliteli bir liste çıkarılsın. Çünkü o liste önce Ak Parti’yi temsil edecektir, sonra da listede yer alanlar vatandaşı. Dolaysıyla ülkeyi.
O nedenle iktidar partisine düşen; liste kalitesine dikkat etmek ve seçmenden teveccüh görecek isimleri bir araya getirmek olmalıdır. Sadece Ak Parti için değil, kaliteli liste düşüncem diğer partiler içinde geçerlidir. CHP ve MHP’de konuya böyle bakmalı.
Elbette bu konuda ciddi çalışmalar yapıyordur Ak Parti.
Yapacaktır da.
Yapmalı da.
Temayül yoklaması ve kamuoyu araştırması olacak, MKYK’da isimler tek tek irdelenecek.
Tüm bu süreç olağan.
Lakin ben işin halen ‘kaliteli liste’ tarafındayım. Çünkü ben, bu kez doğruya ve kaliteye tarafım.
Evet, resmen tarafım.
Bu sabah Ak Parti Aday adayı Dr. Hakan Höbek’in basın toplantısına giderken us’umda çok şey vardı. Çok iyi bildiğim, iyi tanıdığım, sadece benim değil koca Gebze’nin tanıyıp değer verdikleri bir Hakan Höbek karşımızda konuşacaktı.
Beni ilgilendiren Höbek’in neler anlatacağından ziyade , Höbek’in oluşturulacak o kaliteli listenin neresinde yer alacağıydı. Kati konuşuyorum, adım gibi biliyorum, Höbek , partisinin Kocaeli adayları arasında yer alacak, almalı.
Peki niçin?
İşte bu sorunun cevabı zaten ‘’kaliteli liste’’ dediğim düşüncenin gerekçesini ortaya koyacaktır.
Küçük bir beyin fırtınası yapalım.
Siyasi partiler seçimlere hazırlanırken nelere dikkat ederler, ya da aday belirlerken hangi kriterleri dikkate almalılar?
Mesela; kişinin eğitimi, mesleği, kariyeri, toplumdaki karşılığı, yaşı, karizması, kültürel donatısı, bölge ve ülke sorunlarına hakimiyeti, üreten ve yaratıcı kişiliği, lisanı, bireysel çevresi, kamuya mal olmuşluğu, toplum nezdindeki itibarı, milli-manevi değerlere bağlılığı gibi onlarca özelliği bir arada barındıran siyasetçi, işte o bahsettiğim ‘kaliteli’ hüviyetini elde tutmuş olur.
Ve mensubu olduğu parti, o değerleri dikkate alarak tespitini yapar, kararını verir. Doğrusu da böyle olmalıdır.
Hakan Höbek konuşurken bende bunları geçiriyordum aklımdan.
Höbek bu kriterlerin neresinde ?
Cevabını da çok iddialı veriyorum; Dr. Höbek bu kriterlerin tam ortasında, odak noktasında. Tevazu yapmıyorum, iş olsun diye de yazmıyorum,
Çok açık seçik ifade ediyorum…
Höbek, Ak Parti için bir şanstır, Gebze için, Kocaeli ve ülkemiz için bir ayrıcalıktır. Ve bölgemize ciddi katkılarının olacağını biliyorum.
‘’Nereden biliyorsun?’’ diye soranlara yanıtım da hazır. Çünkü Höbek’i yıllardır takip ediyorum.
Siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmadığı yıllarda dahi, kliniğinin kapısını çalan onlarca fakir fukarayı bedava tedavi ettiğine şahidim. Halen sahibi olduğu Merkez Hastanesi’nde kaç garibi ücretsiz ameliyat ettiğini bilirim. Gecenin yarısı telefonuna ulaşan vatandaşı hastanesinde tedaviye aldığını görenlerdenim.
Çoğuna şahit olduğum bu anlattıklarım gibi onlarca vaka sayabilirim.
Tüm bundandır ki Gebze’de bir Hakan Höbek gerçeği var. Sokakta, hemen her hanede bir Hakan Höbek efsanesi var. Bir nevi seçmeni sırtına almış koşan bir Höbek var.
Sadece hatırlatmak istedim.