Gebzeliler olarak bir çok hizmete aç değil miydik?
Tamam azıcık trafik sorunu var, birazcık otopark sorunu var, kentin giriş çıkışı şimdilik yetersiz ama, benim Gebze'm de artik çok iyi şeyler oluyor. Sanat, spor, kültür hizmetleri tam gaz. Kentleşme adına yapılanlarda cabası
Asayiş de berkemal.
Ayrıca son günlerde artan kültürel etkinlikler ise Gebze’nin gelişimine katkı sunan aktivitelerdir. Elbette tüm bu olup biten gelişmeleri görmezden gelmek, sadece siyasi bakış açısıdır. Ki buna da muhalefet etmek denir. Yani ‘inkar politikası’
Demek istediğimi açayım…
Adnan Köşker ikinci döneminin birinci yılını geride bıraktı.Geçen süreye baktığımızda hem Köşker’in performansını , hem de Gebze’de elle tutulur gözle görülür değişimleri görmemek riyadan öte bir şey değildir.
Hafızalarımızı yoklayalım…
Gebzeliler olarak bir çok hizmete aç değil miydik?
Mesela Eskihisar sahilinde denize kuru kuruya bakmıyor muyduk? Oturacak bir tesis, ailece nefes alabileceğimiz tek bir dinlence alanı var mıydı?
Törenlerden gösterilere, sanatsal etkinliklerden yürüyüş ihtiyacına her şeyi Cumhuriyet Meydanı’na sığdırmıyor muyduk, Kent Meydanı diye bir şey mi vardı?
Sempozyum, panel dedikleri neydi?Bugünkü Gebze’ye bakalım.
Metropol edasında yürüyen bir kent. Toplumun sosyal yaşam çıtsını yükselten hizmetler.
Günlük yaşamı kolaylaştıracak devası projeler. Örneğin; Anibal kavşağının ihale aşamasına çıkması, doğu ve batı kavşaklarının yapımına başlanması. Sadece bu iki proje bile Gebze’nin kent girişine nefes aldıracak önemli projeler ve görsel şölenlerdir.
Parkları konuşmuyorum bile.
Öğrencilere verilen desteği, asker ailelerine sunulan katkıyı, dar gelirlilere sağlanan hizmeti, hasta-yaşlılara gösterilen ilgiyi yazmaya bile gerek yok.
Bir de iki sene sonrası düşünelim…
Trafik sorununu kapalı otoparklarla kökünden çözmüş bir Köşker, raylı sistemle şehir içi ulaşımına kavuşmuş bir Gebze.
Yeni adliye sarayı, emniyet müdürlüğü, hükümet konağı.
Geceleri ışıl ışıl parlayan Eskiçarşı.
Sabaha kadar insanların gezdiği kent meydanı.
Kuyumcuları bir araya toplayan ‘Kuyumcular Çarşısı’’
Vee, yeşillikler.
Ben, bugünü düşündüğüm kadar geleceğin hesabı içindeyim. Çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl bir Gebze bırakacağımın derdindeyim.
Gördüğüm şu ki, yaşanabilir bir kentin içindeyiz. O anlamda marka şehir Gebze’nin doğru yolda olduğunu söyleyebiliriz.
Beni ilgilendiren Gebze’nin geleceğidir. Yoksa üç müdür gitse ne olur, kalsa kime ne.!