Yazıdaki başlık, bir randevu saati. Yok endişelenmeyin, öyle kötü niyetli randevu saati değil. Kimseyi sokağa çıkmaya, vandallık yapmaya , kırıp dökmeye, milletin anasına küfür etmeye davet saati değil.
23.59, bir sahur randevusu...
Buradaki 1 dakilkalık ayrıntı dikkatimi çektiği için yazı konusu yaptım. Nitekim merakımdan da, randevu vereni arayıp sordum ; ' Neden 24 değil de, 23.59. ? '
'' Sahur randevu saatimiz 23.59. Yani Cuma'yı Cumartesi'ne bağlayan gece. Yani Cuma günün gecesi, son dakikaları. Yani Cumartesi'ne girilen gece, ama Cumartesi değil, Cuma oluyor. ''
Davet sahibi , Darıca Belediyesi Basın-Yayın Müdürü Selçuk Koç'tu. Başkan Muzaffer Bıyık'ın '' basınla sahur '' proğramına davet ettiğinde , iyice idrak edelim diye tane tane anlattı. Biz de randevu saatine uyarak, biraz da muziplik olsun diye tam da, saat 23.59'da Darıca Balıkçısı kapısında hazır olduk. Belediye Başkanı Bıyık ile müdürü Koç'da kapının ağzındaydı. Saat tam 23.59'du.
00.24'e bir dakika kala, o bir dakikalık farkın ne kadar önemli olduğunu insan yaşayınca anlıyor. Bir dakika, hayata belki de yön veren , insan hayatında akıl ötesi değişimlere yol açan çok kısa bir süre. Fakat çok büyük bir rakam.
Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık'ın geleneksel hale gelen basınla sahur davetleri, o bir dakikalık zaman dilimine neleri sığdırdığımızı da görmemize vesile olabildi.
Lezzetli kahvaltılı sahur, keyifli sohbet, mis kokulu Osmanlı şerbeti ve Bıyık'ın son bir yılda ilçeye kazandırdığı icraatları solurken , tüm bunları neredeyse o bir dakikanın içine sığdırdım. Zira o bir dakika kıymetliydi.
Başkan Bıyık, geçen Ramazan'dan bu seneye gerçekleştirdiği hizmetleri sinevizyonda yansıttıktan sonra , sohbet havasındaki değerlendirmelere başlayınca, aklım Palgaz ve Sedaş' taydı. Sorular soruldu , sorularım oldu. Tek tek, akıcı ve anlaşılır üslupla dillendirdi merak edilen her şeyi.
Siyasette neredeyse 'ekol' olan Başkan Bıyık'ın , Darıca'da geçtiğimiz aylar gelişen SEDAŞ ve PALGAZ felaketlerinde nasılda kahramanca mücadele ettiğini gördük. İlk günün şokunu atlatan Bıyık ve ekibinin günler süren felaket boyunca sergiledikleri başarı , sadece Darıcalıların takdirini değil , bütün bölgemizin ilgisini çekti.
Başarı bir ekip işidir. Başarıya giden yol ; orkestrayı çok iyi yöneten şef'ten geçer. Hak'kı teslim edilmeli ki , Bıyık iyi bir orkestra şefi olarak çok zorlu süreci neredeyse tek başına iyi yönetti. Darıcalılar karanlıkta kalmadı aydınlatma dağıtıldı, soğukta kalmadı soba dağıtıldı, aç kalmadı yemek dağıtıldı...
Sonrasında valisi, büyükşehir başkanı , milletvekilleri dahil olsalarda çalışmalara , işi kurtaran, Darıcalıları kimsesiz bırakmayan yine Muzaffer Bıyık oldu.. Felaket sonrası cepheyi kurtarmış edasıyla savaştan çıkan bir Belediye Başkan Bıyık yer etti bende. Mağrur, güçlü, bilinçli.
Tabii ki ; tüm bu olup bitenin Muzaffer Bıyık açısından bir de siyasi boyutu var. Darıca'nın politik geleceğine yön verecek olan sonuçlar...
Kanaatim o ki, Muzaffer Bıyık'ın tecrübesi ve kendisiyle bütünleşen siyasi yeteneği ; İnsan ömrünün nefes süresi bir dakika olsa bile , muhtemeldir ki, oraya sığmayacak kadar güçlüdür.