Yeni bir araştırma, midesini küçülten diyabet hastalarının kan şekeri seviyelerinin normale döndüğünü ve insülin kullanmalarına ihtiyaç kalmadığını gösteriyor.
Marla Evans, sekiz yıl önce gastrik bypass ameliyatı olmadan önce Tip 2 diyabet hastasıymış. Ameliyattan sonra 36 kilo vermiş.
Evans, Cleveland Kiliniği’nde, gastrik bypass’ın diyabet hastalarını nasıl etkilediğini belirleyen araştırmaya katılmış
Doktor Philip Schauer, “Diyabet hastalığı tedavi edilmezse zamanla körlüğe, böbrek yetmezliğine, kalp krizine ve felce yol açabilir,” şeklinde konuşuyor.
Dr. Schauer araştırmasının ilk sonuçlarını birkaç yıl önce yayınlamış. Schauer mide küçültme ameliyatının Tip 2 diyabet hastalarını tedavi ettiğini görmüş. Son bulgular da aynı sonucu vermiş.
Doktor Philip Schauer, “Mide küçültme ameliyatı kan şekeri seviyesini üç yıl boyunca düşürüyor. Bu çok önemli,” diyor.
Mide küçültme ameliyatları, pek çok farklı teknik için kullanılan genel bir kavram
En yaygın yöntem, gastrik bypass ameliyatı. Bu yöntemde, cerrah hastanın midesini keserek ceviz büyüklüğünde bir kese oluşturuyor. Yemekler midenin büyük bölümünü atlayarak, doğrudan ince bağırsağa giriyor.
Ameliyattan sonra hastanın hayat tarzını değiştirmesi ve diyet yapması gerekiyor. Marla Evans çabasına değdiğini söylüyor: “Şu anki ölçülerimden memnunum. Ameliyatın sonuçları beni ilaçtan kurtardı, daha sağlıklı olmamı, daha iyi hissetmemi ve daha iyi görünmemi sağladı.”
Ameliyat pahalı. Ancak Dr. Schauer, diyabet tedavisinin daha pahalı olduğunu söylüyor: “Bence ameliyat, diyabet tedavisinden daha etkili ve daha hesaplı.
Dr. Schauer, ameliyatı geçiren hastaların tansiyonlarının normale döndüğünü ve kullandıkları ilaç miktarının da azaldığını söylüyor. Ayrıca hastaların kolesterol seviyeleri düşmüş ve genel sağlık durumları da düzelmiş.
Marla Evans, “Yeni bir hayatım var ve artık şeker hastası değilim,” diyor
Dr. Schauer, dünyada obezite ve diyabetin hızlı bir şekilde artmasından dolayı, mide küçültme ameliyatlarının giderek yaygınlaşacağını söylüyor.