Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel’de Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki tarihi zirvenin perde arkasını anlattı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel’de Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki tarihi zirvenin perde arkasını, kendisine eşlik eden gazetecilere anlattı. Tüm liderlerle temaslarda bulunduğunu aktaran Davutoğlu, “Brüksel’de konuşurken kendimi hiç yabancı hissetmedim. İçeriden biri, üye gibi hissettim” dedi. Suriyeli göçmenlerin bulunduğu kamplarda Türkiye’nin yaptıklarının tüm liderler tarafından övgüyle karşılandığını vurgulayan Davutoğlu, İtalya Başbakanı Matteo Renzi’nin şu ifadelerini aktardı: “(İki İtalyan siyasetçi) Prodi ile Berlusconi her konuda anlaşmazlığa düşerler. Tek anlaştıkları konu Türkiye.” Davutoğlu, zirvede tüm Avrupa’yı birleşik gördüğünü vurgularken, “Herkeste ortak kader birliği iradesi gördüm. Bunu hayata geçirmemiz lazım” dedi.
AB’de psikolojik ortamı değişmiş gördüğünü belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: “Bu psikolojik değişim dışında beni memnun eden husus, stratejinin de değişmiş olması. AB-Türkiye ilişkisi ilk defa ete kemiğe büründü. Yılda iki kez zirve yapacağız. Bundan sonra, ‘Ne zaman zirve yapılacak?’ diye kimse beklemeyecek. İlk defa Türkiye ile AB, sadece Türkiye için bir araya geldi. Üst düzey ekonomik ve enerji diyalog mekanizması kuruyoruz. Siyasal diyalog üst düzeyde başladı. İlişkiler yapısal bir nitelik kazanıyor. Bu ilişkiler devam ettikçe her seferinde Türkiye’nin stratejik ağırlığını hissettirmesi mümkün olabilecek. AB Komisyonu’na Türkiye için ortak mektup yazan ülkeler oldu.”
Başbakan Davutoğlu, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve İrlanda Başbakanı Enda Kenny ile aralarında geçen diyaloğu da anlattı. Davutoğlu’nun “Kimlik bağlamında biz Avrupa kimliğine sahibiz. İslam, potansiyel bir tehdit değildir” sözleri üzerine, İrlanda Başbakanı Kenny “İslam bir barış dinidir” dedi. Davutoğlu, Macaristan Başbakanı Orban’a ise şunları söyledi: “Hangi İslam’ı seçeceğinize siz karar vereceksiniz. DAEŞ’in temsil ettiği İslam mı, Türkiye’nin temsil ettiği İslam mı? DAEŞ nasıl bizi temsil etmiyorsa, PEGIDA ya da Miloseviç de Hıristiyanları temsil etmiyor. Hangi İslam’ı güçlendireceğiniz de sizin elinizde.”
AB ile yapılan bu anlaşmayla mülteci sorununun bitmiş olmayacağını vurgulayan Davutoğlu, “Bu konuda çok makul bir noktada anlaşma sağlandı. Ancak Suriye sorunu çözülmeden mülteci sorunu çözülmez. Şam’da Esed oturdukça, mülteci sorunu çözülmedikçe, sorunlar bitmez” diye konuştu. Davutoğlu, mültecilerin yerleştirilmesi konusunu görüşmek üzere 8 AB üyesi ülke ile Avrupa Komisyonu’nun 17 Aralık’ta yapacağı zirve için de şu değerlendirmede bulundu: “Düzensiz göç düzenli hale gelecek. ‘Şu kadar sayıda mülteci alacağız’ diyecekler. Mülteci alma taahhüdüyle gelecekler. Bunun için birlikte çalışacağız. Bana ‘Mülteci gelmeyeceğini garanti edebilir misiniz?’ diye sordular. Ben de ‘Suriye’de kriz oldukça, hiçbir şey garanti edemem’ dedim.”
"YÜZDE 49.5 AYRI BİR GÜÇ VERDİ"
Davutoğlu’nun görüştüğü liderler, AK Parti’nin yüzde 49.5’lik seçim galibiyetini “Muhteşem bir başarı” diyerek tebrik etti. Davutoğlu, bu durumu anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Yüzde 49.5’lik bir Başbakan, ülke lideri olarak toplantılarda oturmak da bana çok ayrı bir güç verdi. ‘Burada alacağımız her karar, en az 4 yıl için icrai yetki anlamında yerine getirilecektir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından size verilen bir teminattır. Hiçbir demokrasi mükemmel değil, hepimizde eksiklikler olur. Birbirimizi eleştirme konusunda da rahat olmalıyız ama bir ateş çemberi içinde demokrasiyi yaşatmak İskandinavya’dan daha zordur’ dedim.”
AB ile vize muafiyeti konusunda tarihin net olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “İleri bir tarihte değil; ekim ayında vatandaşlarımız inşallah konsoloslukların önünde beklemeyecek” dedi. “Rusya’nın Türk vatandaşlarına yeniden vize getirmesiyle AB’nin vize serbestisi kararının aynı tarihe denk gelmesinin manidar olduğu” yorumları yapılırken, Davutoğlu “Türkiye’nin alternatifi ve yolu hiç tükenmez. Her zaman kendimize yeni yollar yeni yöntemler buluruz, tarihin dar yollarına sıkışıp kalmayız” dedi. “Mülteci sorunu olmasaydı da, Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı AB ile imzalayacaktı” diyen Davutoğlu, “Türkiye’den AB’ye yoğun nitelikli işçi gidişinin durduğunu, ‘kaçak Türk işçi’ diye bir kavramın kalmadığını ve Türkiye’nin artık bir cazibe merkezi olduğunu” söyledi.
-AB ile Türkiye gerekli adımları senkronize bir şekilde atacak.
-Mart ayında, AB vize serbestisine ilişkin ikinci bir rapor yayımlayacak.
-Haziran ayında 2-3 aylık pilot uygulamaya geçilecek.
-Ekim ayından itibaren Türk vatandaşlarının AB ülkelerinde vizesiz serbest dolaşımı başlayacak.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, pazar günü Brüksel’de yapılan AB-Türkiye zirvesi öncesinde Finlandiya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda, Avusturya, İsveç ve Yunanistan liderleriyle ‘mini’ bir zirve gerçekleştirdiği ortaya çıktı. İngiliz Guardian Gazetesi’ninhaberine göre, ‘mini’ zirvede, “sığınmacı politikasında uzlaşma sağlanamazsa AB’nin B planının ne olacağı” konuşuldu. ‘Mini’ zirvede, Türkiye ile anlaşmanın ardından, transit ülkelerde kalan sığınmacıların geleceği de ele alındı.