Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken O, okuduğu şiirle dikkat çekti. Cüneyt Şentürk, siyasi yaşamından ticari hedeflerine, özel dünyasından geleceğe dair çok şeyi Gölge Dergi’ye anlattı:
Muzaffer Başkan hep iyi niyetle baktı. ‘Bunlar aşılabilir, gençsin’’ tarzı şeylerle yaklaşınca Muzaffer Başkanın iyi niyeti aslında o zaman ortaya çıkmıştı. Muzaffer Başkan’la daha çok samimi olma dönemimizde ben Gençlik Kollarında Başkan Vekili oldum.
Ben AK Partiye girdiğim zaman daha önce hiç hastaneye gidip, hiç tanımadığım insanları ziyaret etmemiştim. Hiç huzur evine gidip, bir yaşlıyı ziyaret etmemiştim. Bir fakir aileye gidip onların derdiyle dertlenmemiştim.
Gençlere kitap okumayı biz nasıl sevdirmeliyiz diye düşündük. Sahilde kitap standları açtık. Kitabı bizimle 5 dakika okursanız, okuduğunuz kitap sizin olur diye, gençler sandalyelerde oturup kitapları açıp okudular.
Farabi Devlet Hastanesi’nde şehitlerimizi simgeleyen 250 tane ağaç diktik biz. Bu ağaçları kendimiz tek tek diktik. Hepsine de birer künye verdik. Künyelerde de 250 tane şehidimizin adı yazıyordu. Biliyorsunuz başhekimde bir tane çok büyük Türk bayrağı ve anıt dikti.
neden İmralı’dan geçerken bir bomba da Apo’nun tepesine bırakmadın. Ama baktık ki hakikaten bu işin içinde büyük bir oyun varmış.
Babam yemek işini bıraktıktan sonra biz uzun yıllar Sultan Pastanesiyle çalıştık. Orada da Ertuğrul abi benim için çok önemli birisi, siyasette 1 numaradır. Bana Antalya’dan döndükten sonra babam sordu. ‘’Ne yapacaksın?’’ Dedim, ‘’ambalaj yapacağım’’ ben.
Abdullah Örs’ü ve ağabeylerini babam iyi tanır. Eskiden de uzun süre ticaretleri olmuştu. Abdullah ağabeyin yanına gittim. Babamı tanıdığı için beni de tanıyor. Baktım orada. AVM’yi yapmış alt dükkânları yapıyorlar. Dükkânların birini dedi düşünmez misin?
Fotoğraflar: Dilek ARMAN
30 yaşında genç bir siyasetçi. Onunla konuştuğumuzda bir şey hemen dikkatimizi çekiyor. Oldukça donanımlı, kendini geliştirmiş, yetiştirmiş ve her konuda fikir sahibi olmuş. Öyle ‘benim ‘’ diyen yıllanmış siyasilere taş çıkartacak birisi yani.
Sohbetimiz sonunda anlıyoruz ki; AK Parti içerisinde sivrilmesi, o’nun hırslı yapısından, hazır cevaplığından, İlçe Başkanı Muzaffer Bıyık ’la olan uyumlu çalışmasından, Cumhurbaşkanı Erdoğan sevdasından, gençliğin sorunlarını iyi tanımasından ve biraz da ahde vefaya olan sadakatinden kaynaklanıyor. Tam bir görev adamı da diyebiliriz.
Yine sohbet sırasında bizde kalan bir intiba; O’nun yaşının üstünde fikir ve bilgi birikimi içinde olmasıdır. Ayrıca tek kelimeyle AK Parti neferi.
Sizleri fazla meraklandırmadan O’nun kim olduğunu söyleyelim. Elbette Cüneyt Şentürk’ten bahsediyoruz. AK Parti Darıca Teşkilatı Gençlik Kolları Başkanı’ndan. Biz bu söyleşiyi yaparken Şentürk halen Gençlik Kolları Başkanı’ydı. Bir hafta sonra da Muzaffer Bıyık’ın yine tek aday olduğu ilçe kongresi yapılacaktı. Nitekim Cüneyt Şentürk gençlik kollarındaki görevini tamamlamış, belki de Bıyık’ın ana kademesinde görevlendirilmiş olacaktır.
Lakin bizi ilgilendiren şu aşamada o genç başkanı daha yakından tanımak, sizlere de tanıtmak. Zira aslında O’nu bütün Türkiye sesinden tanıyor, özellikle de AK Partililer sıkça alkışlıyor. Çünkü o, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde grup toplantısında konuşurken Erdoğan’ı duygulandıran, tebessüm ettiren, salonu alkış kıyametine çeviren sesin sahibi. Hani Erdoğan konuşurken ‘’Tasalanma yiğidim, Allah bizden yanadır’’ şiirini yüksek sesle haykıran isim. İşte o, Cüneyt Şentürk’ten başkası değildi.
Bizde herkes gibi bu genç ama çok yetenekli siyasetçi Cüneyt Şentürk’ü merak ettik ve yakından tanımaya, Gölge Dergi okuyucularına da tanıtmaya karar verdik. Bir koltukta üç karpuz taşıyanlardan Şentürk. Siyasi kimliği, ticari hizmetleri ve sosyal yaşamıyla çok konuşulan Cüneyt Şentürk’le Darıca’daki ofisinde bir araya geldik.
Oldukça şık, modern dekorasyonla bezenmiş, sade ve insanı yormayan bir ofisi var. Sarı renklerin hâkim olduğu ofisinde günlük ticari işlerini takip edip, siyasi projelerini hazırlıyor.
Keyifli iki saat geçirdik. Ne sorduksa net cevaplar aldık. Bir tek fotoğraf çekiminde zorlandık, kameraya pek alışık olmadığından. Biz sohbet sırasında oldukça eğlendik, bilmediklerimizi öğrendik. Sizlerde keyifle okuyun diye virgülüne dokunmadan sayfalarımıza alıyoruz. Buyurun bakalım.
GÖLGE: Önce sizin biyografinizden başlayalım. Kimdir Cüneyt Şentürk?
ŞENTÜRK: İstanbul doğumluyum. 1986 yılında Üsküdar’da doğdum. 1-2 yaşına kadar Fatih’te kalmışız daha sonrasında Gebze’ye gelmişiz. Medeni halim bekâr. Gebze’de babam yemek işi ile uğraşmaya başlamış. 20-25 sene boyunca burada esnaflık yaptı. İlkokulu Eşref beyde okudum. Ortaokuldan sonra Gebze Anadolu Lisesini kazandım. Lise eğitimimi tamamladıktan sonra, Kocaeli Üniversitesi, Turizm Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdim. Eğitim hayatımdan sonra askerlik maceram oldu. Askerden geldikten sonra babamın işine devam ettim. Babamın işleri bittikten sonra da kendim, 2008/2009 yıllarında Antalya maceram oldu. 1 buçuk 2 yıl orada bir arkadaşımla ortaklık yaptım. Fırın işiydi. Sonrada döndüm. İlk AK Parti’ye ait oluşumda zaten o yıllarda Antalya’da oldu.
GÖLGE: Siyasi hayatın nasıl başladı?
ŞENTÜRK: Antalya Manavgat’ta referandum vardı. Arkadaşımla beraber propaganda filan olduğu zaman hoşuma da gidiyordu. Benim il üyeliğim Gebze’de 2006 yılında oldu. Daha sonra Antalya’ya gittim. Orada örnek mahallesinde aktif olarak başladım. Bende orada AK Parti’ye üye olmak istedim. Gittim üye oldum, mahalle teşkilatında görev verdiler Manavgat’ta. Mahalle teşkilatında başladık 1 sene sonra da buraya dönüşüm oldu. Ailem zaten Gebze’de oturuyor. Burada Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Öztürk’le tanıştım. Oda ‘’Gel burada Gençlik Kollarına gir’’ dedi. Gebze’de oturmama rağmen nasip Darıca’da oldu. Gençlik Kollarında İlçe yönetimine girdim. Daha sonra Mustafa Ağabey sağ olsun yönetime aldı beni. İcra da görev verdi. Başkan Vekili yaptı. Başkan Vekilliğinden sonrada 2013 yılının sonuydu, 2014’te Mart seçimleri vardı. Mart seçimlerinde, yerel seçimlerde kendisi Meclis Üyesi Adayı olunca görevi bırakmak durumunda kaldı. Bende 2014’ün başından beri Gençlik Kolları Başkanlığını yapıyorum.
GÖLGE: Darıca Teşkilatın da aktif siyaset yapmanın bir nevi vesilesi de Mustafa Öztürk müdür?
ŞENTÜRK: Evet, Mustafa Öztürk’tür.
GÖLGE: Ailede milli görüşte miydi?
ŞENTÜRK: Evet, Ailem milli görüştendi.
GÖLGE: Kaç yıldır Gençlik Kolları Başkanlığı yapıyorsun?
ŞENTÜRK: 3,5 yılı geçti.
GÖLGE: Ticari yönünüz olmasına rağmen herkes sizi siyasi Cüneyt Şentürk olarak tanıdı. Ve Muzaffer Bıyık sevdalısı gibi de tanıdık. Çok özel seviyorsun İlçe Başkanını. Nedir bunun sebebi?
ŞENTÜRK: Ben Muzaffer Başkanı tanıdığımda daha gençlik kollarındaydım. Yani yönetime yeni girmiştim. Hatta üye olarak partiye gidip giderken tanıdım. O zaman yönetime girememiştim. Mustafa Öztürk’ün yönetimi doluydu çünkü. Ben Bayramoğlu mahalle teşkilatından Mustafa ağabey programlara gel dediği zaman gidiyordum. İlçede görme şansım oluyordu Muzaffer Başkan’ı. Bir sefer ismimle hitap etmesi, bir kere tanıştıktan sonra ismimi unutmaması ilk bunlar vesile oldu. Daha sonrasında, aslında benim fevri bir yönüm var. Patavatsızlık mı diyelim, fevri mi diyelim kendimi eleştirdiğim kısım orasıdır. Ben onun yerinde olsam, o yönlerimi, kendimi bazı şeylerde affetmezdim. Ya da hoşgörü ile bakmazdım. Benim gece yastığa başımı koyduğumda, kendimi eleştirdiğim, sen yanlış yaptın çok fevri davrandın dediğim zamanlarda bile sağ olsun Muzaffer Başkan hep iyi niyetle baktı. ‘Bunlar aşılabilir, gençsin’’ tarzı şeylerle yaklaşınca Muzaffer Başkanın iyi niyeti aslında o zaman ortaya çıkmıştı. Muzaffer Başkan’la daha çok samimi olma dönemimizde ben Gençlik Kollarında Başkan Vekili oldum. Başkan Vekili olunca Mustafa Öztürk Meclis Üyeliğine devam edeceği için, Başkan Vekili olarak daha çok mesai harcamaya başladım. Birde son zamanlarda, Mustafa Öztürk artık bırakacak ya Gençlik Kollarını, son 3-4 ay kala, ben şuanda yapıyorum. Siyasi hukukuna bırakıyor, toplantıları yönetmesini, bazı programlara katılmasını, o sıralarda biz Muzaffer Başkanla İzmit’e gidip gelmeye başladık, Mustafa ağabey gelmediği için. Bu gidiş gelişlerde de zaten onun naifliği, ağabeyliği, bazı şeylerde uyarı yapması, sürekli bilgi verip birikimini aktarması ve en önemlisi 40 yaşında bir insan yerine koyması, seninle birlikte dertlendiğini hissediyorsun. Muzaffer Başkanla öyle başladı bizim ağabey, kardeşliğimiz. Daha sonrada Gençlik Kolları Başkanlığı oluş sürecim var. Sağ olsun kendisi destek verdi. 3 tane aday olarak çıktık. Fuat ve Mustafa kardeşlerimiz vardı. O günden sonrada bazı şeyleri daha çok görmeye başladım. Gerçekten siyasetin zorluğunu, İlçe Başkanının nelerle uğraştığını
GÖLGE: Siyaset nedir? Cüneyt Şentürk siyasete nasıl bakıyor ve aktif siyasette bulunmasının sebebi ne?
ŞENTÜRK: Siyaset insanların mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmesini sağlamaktır. Adaletli yaşamı sürdürebilmesini sağlamaktır. Ben AK Partiye girdiğim zaman daha önce hiç hastaneye gidip, hiç tanımadığım insanları ziyaret etmemiştim. Hiç huzur evine gidip, bir yaşlıyı ziyaret etmemiştim. Bir fakir aileye gidip onların derdiyle dertlenmemiştim. AK Partiye girdikten sonra ben bunları gördüm. Ondan sonra dedim ki, gerçekten insan olarak bizim tamamlanmamız için, bazı şeylerin olması lazım. Buda AK Parti siyasetin de huzur evine gitmeyi, hastaneye gitmeyi, tanımadığımız bir hastanın ya da vefat eden birinin yakınının evine gitmeyi, bir garibanı sevindirmeyi bu partinin esas işi olarak öğrendim. Her ay hastaneye ziyaret olması lazım. Her ay huzur evine gidip aile ziyaret etmek lazım. Bunlar bizim partimizin olmazsa olmazıdır. Bir de bizim partide önemli bir söz vardır. Koltuklara oturana kadar gönüllüsün, kimse seni zorlamıyor, ama oturduktan sonra iş yapmak için zorunlusun. Bu yüzden bence siyaset insanların mutlu ve adaletli yaşamalarını sağlamaktır. Benim bunu yapma amacım da az önce söylediğim gibi, insanlara ulaşmak, insanları mutlu etmek, dertleriyle dertlenmektir.
GÖLGE: Hastaneye, huzurevine, yardıma ihtiyacı olan ailelerin yanına gitmek nasıl bir duygu?
ŞENTÜRK: Mesela ben babaannemi hiç görmedim. Onun bir eksikliği vardı bizde. Babaannemi hiç görmedim ama yaşlıları biraz daha anlamam için, onların yanına gittiğim zaman, dedem veya anneannem bana nasıl dokunuyorsa, o hastaneye gittiğin oradaki yaşlı insanların ve ya huzur evindeki insanların gerçekten aynı şekilde dokunduğunu hissettim. Evladı gibi davranıyorlar. Sende ona büyüğün gibi davranıyorsun. Orada bir sürü hikâye var. Hepsinin yaşanmışlıkları, yıllar önce çocuklarıyla olması var bayramda onların yanına çocuklarının gelmemesi var. Oraya gittiğin zaman bir kere mutlu oluyorsun ya daha çok gitmek istiyorsun. Sonrasında kendini oraya gitmek zorunda hissediyorsun çünkü seni bekliyorlar. Bunlar çok güzel ve değeri ölçülemeyecek şeyler. Bunu yürekten söylüyorum.
GÖLGE: 3,5 Yıl Gençlik Kolları Başkanlığı yaptın. Gençlik kollarının görevi nedir, Başkanın görevi nedir?
ŞENTÜRK: İlçemizdeki ilk icraatım, İlçemizdeki engelli vatandaşları tespit edip, o engelli vatandaşlara ulaşabilmekti. İlçede biz o zaman 14’e yakın engelliye ulaşabildik. Onları ekibimle beraber tek tek ziyaret ettim. Bu ziyaretin sonrasında da şunu gördük ki 7 tanesinin, gerçekten elektronikli tekerlekli araca ihtiyaçları vardı. Fakat maddi durumları imkân sağlamıyordu. O zamanlar bir bağış yapılmıştı. Biz o bağışlardan aldık ve ilçemizde ki ihtiyaç sahiplerini tespit edip ziyaretten sonra taktim ettik. İlk projemiz oydu. Ve ben bundan inanılmaz bir haz duydum. 2. Projemiz Gençlik Kolları olarak, gençlere kazandırmamız gereken ne var, kitap okuma alışkanlığı. Maalesef bu alışkanlık bizim ülkemiz de yok. Kitap okumayı biz nasıl sevdirmeliyiz diye düşündük. Sahilde kitap standları açtık. Kitabı bizimle 5 dakika okursanız, okuduğunuz kitap sizin olur diye, gençler sandalyelerde oturup kitapları açıp okudular. Okuyanlarda istedikleri kitabı alıp gittiler. Daha sonrada onlardan ricamız oldu tabi. Kitabı bıraktıktan sonra teşkilata gelir misiniz, teslim etmeye diye. Gelen kardeşlerimiz de projeyi beğendikleri için, buradan bir üye yapma, gençleri kazanma imkânımız oldu. Sonrasında ‘’gençler, Başkan sizi dinliyor’’ diye proje yaptık. Sahilde bir tane kabin gibi bir şey koyduk. Kabini kurduktan sonrada buraya bir tane ses kaydı koyduk. Ses kaydını da gençlik kollarında ki kardeşlerimiz dâhil oradan geçen gençler direk Belediye Başkanımıza iletmek üzere yerelde ne problemimiz var, gençlerden ne gibi bir şey bekliyorsunuz diye, ses kaydı yapıp kabine aldık. Kendi dertlerini orada anlattılar. Anlattıktan sonra bizde ses kayıtlarını aldık. Direk Başkana ilettik. Sorunun çözümüne ulaşmaya çalıştık.
GÖLGE: Gençlik Kolları olarak somut bir örnek verebileceğin bir hizmetiniz var mı?
ŞENTÜRK: Bizim bazı yerlerle anlaşmamızda sandalye projemiz somut bir örnekti. Gençlik Kollarında Kardeşlerimiz ve ya bize ulaşan gençlerle alakalı bursları oluyor. Çocukların bunlara ulaşma şansı olmuyor. Biz bununla alakalı köprü vazifesi kurduk. Birincisi budur. İkincisi liseler arasında bir yarışma yaptık. O da Belediyeyle alakalı çok ses getirmişti o zamanlar. Dedik ki, Belediyeyle alakalı yerelde, gençler olarak sizin 1. Soru Belediyeden memnun musunuz? 2. Soru Belediye çalışması olarak yerelde görmek istediğiniz ne var? Bu soruları sorduk. Liseler de lise sonlara yaptık bunu. Yaklaşık 500’ün üzerinde form geldi bize. Biz bu formları okullara gittik. Dağıttık. Dağıttıktan sonra teslim aldık. Hepsinin içinden 1 tane şey kurduk. O formaları 10’a kadar indirdik. İlk 5’e düşürdük. İlk 5’ten sonra da Kültür Merkezine program yaptık. Milletvekillerimiz katıldı, Belediye Başkanlarımız katıldı. Belediyeye sunduk. Ve çocuklardan inanılmaz şeyler geldi. Mesela bir tanesinin projesi, araçlar sürekli sürtünme ile gidiyor. O tekerlekten bir enerji sağlayabilir miyiz? Misal. Şükrü Başkan hayata geçirebileceğimizi söyledi fakat bir seçim engebesi olduğu için projeler askıda kaldı. Benim Gençlik Kollarında yaptığım projelerle alakalı benim için en önemlisi, Farabi Devlet Hastanesi’nde şehitlerimizi simgeleyen 250 tane ağaç diktik biz. Bu ağaçları kendimiz tek tek diktik. Hepsine de birer künye verdik. Künyelerde de 250 tane şehidimizin adı yazıyordu. Biliyorsunuz başhekimde bir tane çok büyük Türk bayrağı ve anıt dikti. Onun açılışını yaptık. Buraya da Kaymakam geldi, Milletvekilleri geldi. O benim için hiçbir zaman unutamayacağım bir proje oldu. ‘’İftara 5 kala’’ programı ile sokakta olup, iftara az zaman kalmış, evine yetişemeyecek vatandaşlara, hurma ve su dağıtıyoruz ramazanlarda. Kompozisyon yarışmamız çok verimli olmuştu. Darıca’yla ilgili hayallerini sorduk liselilere. Teşkilatçı eğitimleri kapsamında Cumhurbaşkanımızın avukatı Halit Çokan ağabeyimizle, program yaptık gençlere. Birde siyasi hayatımda rol model olarak, Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli’nde Bakanımız Fikri Işık alıyorum. Teşkilatçılık olarak Kurucu Gençlik Kolları Bakanımız Şemsettin Ceyhan’a çok güveniyorum. Ve Emre Kahraman Gençlik Kolları İl Bakanımızın enerjisine de hayranım. Daha önce çalıştığım, İl Gençlik Kolları Bakanım Yusuf Akın ve İl Başkanım Mahmut Civelek’ten de çok şey öğrendim. Hepsinden Allah razı olsun.
GÖLGE: Gençlik Kolları Başkanlığın bitiyor. Önümüz de bir kongre var. O süreçten sonraki hedefin nedir?
ŞENTÜRK: ilk hedefim Muzaffer Başkanın yönetime girmek. Yönetime girdikten sonra da Başkanın yardımcısı olmaktır. Siyasi hedefim de Recep Tayyip Erdoğan’ı görebileceğim bir yerde olabilmektir. Onunla birlikte çalışabileceğim vaziyete gelmek. Koruma bile olabilir.
GÖLGE: Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgin hissedilir derecede, korkunç bir sevdan var. Bu aşkın özü nedir?
ŞENTÜRK: Şunun hiç matematiğini yapmamıştım. Tayyip Erdoğan’dan sonra yaptım. 1920’de bizim meclis kuruldu. 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. 1923’ten bu yana, 94 yıllık iktidarız. 16 yıllık AK Parti iktidarını bir kenara koydum. 78 sene bu ülke AK Parti olmadan idare edildi. Bugün AK Parti hükümetlerini bir kenara koyarsak, öncesinde 60 tane hükümet kuruldu. 78 senede 60 tane hükümet kurulduğuna göre 78 bölü 60 yaptığımda 1,5 seneyi bile bulamıyoruz. Ben şimdi diyorum ki, biz bu yetkiyi vatandaş olarak 4 yılda bir veriyor muyuz? Veriyoruz. Biz bu adamlara bunu vermişiz, 1 sene 4 ayda bir yapmışlar kaçmışlar. Bu matematiği taptığımız zaman, Tayyip Erdoğan bununla ilgili bir şeyden bahsetti. Ve biraz araştırdım. Bu adamlar seçim yaparken yalvarıyor. Oy ver diye. Seçiliyorsun ama 1 sene 4 ay sonra bırakıp gidiyorsun. Bunun sebebi ne? Tayyip Erdoğan’ın istikrarlı duruşu gerçekten ben seçimle geldim, seçimle giderim diyebilişi, bazı insanlardan vazgeçebilişi ona olan hayranlığımı oluşturdu. Ona gelen saldırılara baktım. En önemli olan neydi ‘’ben türküm’’. Ama Kürtlerle alakalı problemler, Tayyip Erdoğan 2002’de ülkemizde maalesef türk-kürt, sağ-sol, başı açık-kapalı gibi suni sorunlar ürettiler. Bunları bitiren Recep Tayyip Erdoğan oldu. İktidara geldiğinde Milliyetçi Hareket Partisi aşırı milliyetçiydi. Bir tarafta CHP vardı. CHP’nin sistemi zaten AK Partiye hiç uymuyordu. Öbür tarafta sağcı olmayan bir parti vardı. Niye %34 ile AK Parti iktidara geldi. O zaman bir tane parti barajı geçememişti. Bu seçimden sonra zaten Tayyip Erdoğan’ı okuyarak, görerek, yurt dışında yaptıkları bana eyvallah dedirtti. Bende araştırmayı sevdiğim için, kitaplarını okudum. Bazı şeyler beni Tayyip Erdoğan’a doğru yöneltti.
GÖLGE: Kaç kere tokalaştın kendisiyle, nasıl bir duygu?
ŞENTÜRK: 3 kere tokalaştım. Bir tanesi, İzmit’ e gelmişti. Miting vardı. Miting bittikten sonra, o zamanlar ben Gençlik Kolları Başkanı değildim. Baktım miting boşaldı. Tayyip Erdoğan sahneye çıktığında, arkası tırdır onun. Kapıdan çıktıktan sonra tıra girer, oradan aşağı iner. Baktım tır olduğunu o an anladım. Atladım demirden, tırın lastiklerinden kafayı eğdim baktım 3 tane koruma var. Ben buradan geçeyim dedim. Tayyip Erdoğan oradan çıktı. En sağdaki terk etti orayı. Bende tırın altına girdim sürünerek, oradan çıktım. Çıkınca Tayyip Erdoğan’da oradan indi. Ben yavaş yavaş geldim. Koştum koruma beni gördü. Görünce bağırdım ‘’Sayın Başbakanım’’ diye. Tayyip Erdoğan da bana gel işareti yaptı. Orada ilk tokalaştım.’’ Ben gençlik kollarındanım’’ dedim.’’ İyi bakalım aferin ‘’dedi. O kadar. 2.si Muzaffer Başkan sağ olsun. ‘’Cüneyt Başbakan geliyor’’ dedi. Belediye Başkanı, İlçe Başkanı ve ben gittik. Benim ismim listede yok. Belediye Başkanları, İlçe Başkanları var sadece. Dedi ki gel belki girersin. Koruma geçenlerin ismini hızlı hızlı okurken bakmıyor. Muzaffer Başkanın ismi okunurken o an elimden tuttu ve hızlı bir şekilde beni de yanında içeri soktu. İkinci olarak da orada tokalaşmıştım. 3.cüsünde mecliste oldu. Recep Tayyip Erdoğan’a uzun zamandan beri ‘tasalanma yiğidim’’ diye şeyler söylüyorlar. Onu Türkiye’de ilk söyleyen benim. Bülent Arınc’ın ağladığı vardı, ağladı gözyaşı döktü. O benim sesimdir. Biz Darıca olarak gittik oraya, 15 kişi. O zaman ben Gençlik Kolları Başkanı da değildim. Ne bir çalışma nede bir planlanma yoktu. Konuştu konuştu, tam FETÖ’nün patladığı zaman dedi ki, ‘’onların ablaları, sizin kapılarınıza geldiği zaman onlara şunu söyleyin, biz Başbakanımızdan memnunuz deyin, Allah elbet onları helak edecektir. Onlar bir kapıya gidiyorsa, siz bin kapıya gidip ‘’yapmanın, imarın, ihyanın mücadelesini vereceksiniz’’ dedi. Benim içimden bir geldi ‘’ tasalanma yiğidim’’ diye. Bizim 15 kişi baktı, dedim tekrar edin. Onlarda tekrar etti. Bu sefer durdu Recep Tayyip Erdoğan. Durdurduktan sonra şöyle döndü sola baktı. Ondan sonra meşhur oldu patladı gitti.
GÖLGE: Önümüzde yerel seçimler olacak. O seçimlerde Darıca’dan ne bekleniyor?
ŞENTÜRK: Darıca’da bizim hedefimiz, %65. Yerelde de olsa genelde de olsa, aynı. Burada bu hava var çünkü. Burada da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Hedefimiz %65’in üstünde almaktır. Yerel seçimlerde kaybetme gibi bir şey düşünmüyoruz, çalışıyoruz çünkü biz.
GÖLGE: Teşkilatla, Belediye yönetimi arasındaki uyum nasıl?
ŞENTÜRK: Muzaffer Başkanla, Şükrü Başkanın uyumu gayet iyi. Mutlaka bir şeyler konuşuluyordur, diyorlardır filan ama biz kesinlikle dedikodulara kulak asmıyoruz. Belediye Başkanımız ve İlçe Başkanımızla Çok uyumlu şekilde çalışıyoruz. Ve vatandaşın hayrına olmayan hiçbir işin içinde bulunmuyoruz.
GÖLGE: Muzaffer Başkanın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsun?
ŞENTÜRK: Saygıyla karşılıyorum. Haddime değil tabii İlçe Başkanımızı değerlendirmem fakat söylemem gerekir. Çok güzel ve dürüst bir adamdır. 10 üzerinden 10’dur. Kişiliği, adamlığı, sabrı ile müthiş bir yöneticidir. Ayağı taşa değmesin. Ömrü uzun ve yolu açık olsun inşallah. O istediği sürece onunla birlikte yol yürümekten onur duyarım.
GÖLGE: 15 Temmuz’da hain darbe girişimi oldu. O gece Cüneyt Şentürk neredeydi, ne yaptı, nasıl öğrendi?
ŞENTÜRK: Akşam saat 20.00 gibi teşkilatta bir arkadaşı ziyareti gittik. Oradan çıktık eve geçtim. Oturdum. Saat 22.00’ye geliyordu. Babam, Cüneyt köprüde askerler var. Darbe mi oluyor? Dedi. Bende değildir dedim. Televizyonu izledik. Muzaffer Başkanlarda düğündeymiş. Biz bu işte bir sıkıntı olduğunu anlayınca, ilk Muzaffer Başkanı aradım. Dedim Başkanım, böyle bir durum var. Dedi ki; Cüneyt biz düğünden dönüyoruz, böyle bir şey konuşuluyor ama resmi bir şey yok. Bende Başkana teşkilata gidip ışıkları açıp oturalım mı dedim. Olur dedi. Olur dediği an çıktım. Çocukları toplayıp teşkilata geçtim. Sonra İlden telefon geldi. Dediler ki herkes teşkilatının ışıklarını açıp otursun. Biz zaten bir saattir oturuyorduk. Emre Başkan aradı. Dedi ki herkes ile gelsin. Tamam dedik. Mustafa Öztürk’ü aradım. Mustafa ağabey geldi. Yasin Altay Meclis Üyesi, ben, Mustafa Öztürk ve bir arkadaşımız onunla birlikte 50 dakika sürdü yol. Büyük ihtimal 40 dakika ağladım. Hıçkıra hıçkıra. Darbe değil de, dedim ki böyle bir şey oldu. TRT’de yayınlanan kadını radyodan dinledik. İzmit’e giderken. Bu kadın bunu okuyorsa ve Tayyip Erdoğan çıkıp bir açıklama yapmıyorsa kesin dedim öldü. İndim Mustafa ağabey sarıldı bana. Teşkilata girdik, yarım saat sonra anonstan Tayyip Erdoğan konuşması yayınlandı. Sonra çok şükür dedim.
GÖLGE: Nasıl değerlendiriyorsunuz hain teşebbüsü?
ŞENTÜRK: Halen değerlendirme yapamıyorum. Aklım almıyor. Gâvur olsa gayrimüslim olsa böyle bir şey yapamaz. Garip sorular var aklımda. Bu insanların üstüne ateş açacak kadar, insanları öldürecek kadar, 15 yaşında çocuğu vuracak kadar meclisi bombalayacak kadar gözü dönmüş lük var. Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeye zarar verdiğini düşünüyorsanız, bunun yolu bu mudur? Vatana faydası olmadığını düşünüp, Türkiye düşmanlarının maşası olarak bunu yaptılar. ‘Hocalığı bırak siyasete gir’’ diye seslendi ona Erdoğan… Madem kendince haklısın, neden İmralı’dan geçerken bir bomba da Apo’nun tepesine bırakmadın. Ama baktık ki hakikaten bu işin içinde büyük bir oyun varmış.
GÖLGE: 16 Nisan’da yapılan referandum hakkında ki düşüncelerini alabilir miyiz?
ŞENTÜRK: Ülkeyi yönetenlerin verecekleri karar bunlar. Bizim yasalarımız da zaten referandum yapamazsın diye bir kanun olsaydı, bu referandum olmazdı. Bu yetki verilmiş mi? Verilmiş. Halka seçme yetkisi verilmiş mi? Verilmiş. Bu yetkiyi hükümet kullandı, Milliyetçi Hareket Partisi destek verdi. Bu seçime girdik ve kazandık. Bu seçim bize ne getirir. Bir kere şu, bu seçimin en büyük artısı, halkın %51’nin teveccühünü alan adam seçilecek. Bir kere bu çok güzel bir şey... Bence de 1 kişi yönetsin ülkeyi. Ve de sen bu adama hesap sormuyor musun?4 yılda bir zaten hesap soruyorsun, sandıkta ver dersini. Çok olağan üstü bir durum olduğunda zaten bizim partimiz içerisinde bunlar konuşuluyordur. Recep Tayyip Erdoğan’la farklı görüşte olan fikrini beyan eden bir sürü yöneticimiz vardır. Bunlar doğaldır ve parti içi meselelerdir. Şunu da anlamamız lazım. Tayyip Erdoğan Peygamber değil, hataları olabilir. Kendisi de bunu söylüyor. ‘’Ben faniyim, benimde hatalarım var’’ diyor. Maksat terazi yapıp iyi olan şeylerin, her şeyin üstünde olduğunu görmektir.
GÖLGE: Ticari bir kimliği de var Cüneyt’in, ticari hayat nasıl başladı?
ŞENTÜRK: Esas işim, ambalaj benim. Kullan at malzemeleri. Babam yemek işini 20 seneden fazla yaptı. Bu süre zarfında da Sultan Pastanesiyle çalıştı. Antalya’dan döndükten sonra sordu; ‘’ ne yapacaksın’’ diye. Bende, ‘’ambalaj işi’’ dedim. O da Ertuğrul abiye götürdü beni. Orada da Ertuğrul ağabey benim için çok önemli birisi, siyasette 1 numaradır. Bana Antalya’dan döndükten sonra sordu. Ne yapacaksın? Dedim ambalaj yapacağım ben. Hızlı tüketim olduğu için o işe girdim. Girdiğimde de hiç müşterim yoktu. Babam beni Ertuğrul abiye götürdü. Babam ona dedi ki; ben sizinle yıllarca çalıştım şimdi sıra sende... Şimdi siz bu çocuğa destek olacaksınız. Tamam mı? Tamam. Biz orada ticarete başladık. İşler çok iyi gitti. Ertuğrul abi çok destek oldu. Siyasete döndü sonra bu iş. Ben gençlik kollarına girdim. Başkanlık sürecinde de beni çağırdı. ‘’Bak dedi sana bir şey diyeceğim. Senin bir İlçe Başkanın var. Muzaffer Bıyık’a yamuk yaparsan, bozuşuruz haberin olsun’’ dedi. ‘’Tamam’’ dedim. ‘’Sıkıntı olursa sen bırakacaksın’’ dedi. ‘’Tamam’’ dedim. Sonra Kahve Deryasına geleyim. Ambalaj halen devam ediyor. Oraya da babam bakıyor. Darıca’da ticaret yapmaya karar verdiğimde Darıca’da oturuyordum fakat iş konusunda da Darıca’da bağım olsun istiyordum. Gebze’de oturuyoruz. Ticaretim Gebze’de. Ama bütün çevrem Darıca’da ve dedim ki benim Darıca’da bir şey yapmam lazım. Beni buraya bağlayan bir şey olmalı. O ara da AVM yapılıyordu. Abdullah Örs’ü ve ağabeylerini babam iyi tanır. Eskiden de uzun süre ticaretleri olmuştu. Abdullah ağabeyin yanına gittim. Babamı tanıdığı için beni de tanıyor. Baktım orada. AVM’yi yapmış alt dükkânları yapıyorlar. Dükkânların birini dedi düşünmez misin? Dedim ki onun için geldim. Gebze’ye de Kahve Diyarı açılmış, İsmail ağabeyimizin. İşleri de iyi. Abdullah ağabeye dedim bana burayı ver ben buraya bir cafe açayım. Ne getireceksin marka olarak dedi. Dedim Kahve Deryası. Çok duymadığı için biraz soğuk baktı. Ben oradan çıktım Mustafa Öztürk’e gittim. Böyle bir yer açılıyor ağabey burayı alalım dedim. İyi tamam dedi. O gün bugündür Kahve Deryasını işletiyorum.
GÖLGE: Dergimiz aracılığıyla vatandaşlara söyleyeceğin, siyasi, ticari mesajların var mı?
ŞENTÜRK: Siyasette yaşlılar hepten düştü. Gençlerin siyasete önem vermesi lazım... Ama ondan daha önemlisi okumaktır. Ben karşı görüşlü yazıları da okuyorum.
GÖLGE- Güzel bir sohbet oldu. Bize zaman ayırdığın için çok teşekkürler Başkan. Başarılarınızın devamını diliyoruz.