15 yaşında futbola başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem futbolla hem siyasetle ilgilendim" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV ve NTV Spor ekranlarında yayınlanan %100 Futbol Özel'de programında, Rıdvan Dilmen ve Murat Kosova'nın spor gündemine dair sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Babam, Allah rahmet eylesin, “Kesinlikle okuyacaksın” diyordu. Top oynadığımı dahi çok sonraları öğrendi." dedi.
"Futbol oynarken siyaset ile de ilgileniyordum. İETT'de oynarken Gençlik Kolları İstanbul Başkanlığı'nı yürütüyordum." diyen Cumhurbaşkanı, "Futbol oynarken siyaset ile de ilgileniyordum. İETT'de oynarken Gençlik Kolları İstanbul Başkanlığı'nı yürütüyordum." şeklinde konuştu.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
7 YIL İETT'DE OYNADIM
Ali Sami Yen o zamanlar çimleri tam budanmış değildi. Çimi vardı. Çünkü sonraları çim mim görmek mümkün değildi; Ali Sami Yen o hale düştü. Orada amatör karmasına seçildik. Bir süre orada kaldık. 7 senelik süreçten sonra da İETT'ye transfer oldum. İETT'ye transfer olmak bizim için ayrı bir imkandı. Hem iş imkanı doğdu hem de İETT de sürekli zirveyi zorlayan bir takımdı. Orada da 7 yıl oynadım. Bunun da beş yılı hep grup şampiyonluğuyla, İstanbul Şampiyonası ve İstanbul Şampiyonluğu ile geçti. Bizim takım da çok iyi bir takımdı. Orada da malum Oğuz var. Sonra Fenerbahçe falan da yaptı. Bizim takım da devamlı grup şampiyonu olan, İstanbul Şampiyonası'nı zorlayan bir takım. Böyle bir süreci de orada yaşadık. Tabii bir de İETT'de takım kaptanlığım da oldu.
Babam, Allah rahmet eylesin, "Kesinlikle okuyacaksın" diyordu. Top oynadığımı dahi çok sonraları öğrendi. Tabii... Mesela ben futbol ayakkabısını falan, çok sonra Adidas ile müşerref oldum. Biz amatör kümede ilk zamanlar başkalarından ayakkabı alırdık. Aldığımız ayakkabılar da meşhur Dinyakos vardı, onlar... Dolapdere de, Yenişehir'de iki tane... Bir Rahman vardı, bir de İbrahim... Öldüyseler, rahmet okuyalım... Sağsalar, sağlık, esenlik dileyelim. Kösele, altında kramponlar, onlar da kösele... Toprak sahada oynuyorsun. O kramponlar falan, eriyor. Çiviler ayağı deliyor. Toplar, sonradan gelişti tabii... O Dinyakos ayakkabılar suyu da yiyince çamurlanıyor, iyice şişiyor. Karar vermek demeyeyim de... Babamı o konuda ikna ettim sonra. Yani ikna oldu.
Oradan çıkardım. Elmadağ'a doğru büfeler vardır. Orada müşterisi olduğum bir büfem vardı. Oraya gittiğimde anlardı hemen zaten. Bal-süt-muz hemen karıştırırdı. Verdiğimiz enerjiyi hemen orada yeniden alırdık. Bir kere... Çok da aslında ciddi bir şey değildi ama... Anadolu Hisarı Stadı'nda yanılmıyorsam Yıldız ile oynuyorduk. Takım kaptanıyım aynı zamanda... Kaptanlığın verdiği itirazı yaptım. Hakem bana kırmızı kartı çıkardı. Hayatımda bir kırmızı kart vardır; odur. Başka yok....