Sakarya'da Hollanda seçimleriyle ilgili ilk kez konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Ey Rutte seçimde birinci çıkmış olabilirsin ama Türkiye'yi kaybettin" dedi. Geri kabul anlaşmasına da değinen ve Avrupa'ya kapıyı kap
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sakarya'ya geldi. Helikopterle kente gelen Erdoğan'ı Atatürk Stadı'nda Vali hüseyin avni coş ve öteki ilgililer karşıladı. Stat önünde Türk bayrakları ve pankartlarla bekleyen çoğunluğu öğrencilerden oluşan grup, Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini bekleyen kalabalığa otobüsten satranç takımı dağıttı. Daha sonra Sakarya Valiliğine geçen Erdoğan, valilik önünde kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen ziyaretin ardından Erdoğan daha sonra Demokrasi Meydanı'ndaki toplu açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada konuşuyor. Avrupa Adalet Divanı'nın başörtüsü kararına sert tepki gösteren Erdoğan, 'Yazıklar olsun sizin adaletinize" dedi.
"Peşlerindeyiz.İnlerinden çıkarıyoruz' diyen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Düşmanın dize getiremediği, depremin yıkamadığı Sakarya terör örgütlerine meydanı bırakır mı? Sakarya'nın 1,5 yılda 14 şehidi var. Bu namertler istedikleri hainlikleri yapsınlar; bizim askerimiz, polisimiz, korucumuz mertçe mücadelesini vermeye devam edecektir. Bunları inlerinden çıkarıyoruz. Peşlerindeyiz.Terör örgütleri ve arkalarındaki güçler ve FETÖ'cüler her türlü oyunu oynadılar. Askerimiz başarısız olsun diye, DEAŞ'ından PKK'sına tüm örgütler üzerimize saldılar. Türkiye'yi pes ettireceklerini, diz çöktüreceklerini sandılar. 15 Temmuz gecesi bir milletin nasıl tek yürek, tek bilek olarak ülkesine, özgürlüğüne, geleceğine sahip çıktığını gördüler.
GERİ KABUL RESTİ: GEÇİN O İŞLERİ
Suriye'de Mehmetçiğin DEAŞ, YPD/PYD'yi nasıl darmadağın ettiğini gördüler. Onun için böyle davranıyorlar, arıza çıkarıyorlar. Neymiş, Türkiye Avrupa'da seçim propagandası yapamazmış. Ey Hollanda İngiltere'de seçim propagandası yapıyorsun.Şimdi bunlar vizelerin kaldırılması meselesinde söz verdiler, tutmadılar. Şimdi 'geri kabul' diyorlar. Ne geri kabulü ya geç onları. Sen benim bakanımı Hollanda'ya sokmayacaksın, sen benim Dışişleri Bakanıma uçuş izni vermeyeceksin, benim topraklarım olan başkonsolosluk binasında görüşme yapmak, oraya girmesine fırsat vermeyeceksin, bizden buralara girişi bekleyeceksin. Yok öyle şey. Arapların güzel bir sözü var, 'Men dakka dukka.' Kim dak ederse, ona da dak olur."
HOLLANDA SEÇİMİ YORUMU
Sen atını, itini benim oradaki Türk vatandaşlarımın üzerine mi saldın. Bunun bedelini ödeyeceksin. Ey Rutte sen birinci parti olarak çıkmış olabilirsin ama Türkiye gibi bir dostunu kaybettin. 'Seçimden sonra Başbakanla bir yemek yiyebiliriz' geç o işi bizde öyle bir başbakan yok. Sen kaybettin.
Ben diyorum ya 'Bunlar yeni Nazizmdir.' Bundan çok rahatsız oluyorlar. Çünkü Hollanda Nazi tokadı yedi. Peki ey Hollanda, sen Srebrenitsa'da benim Müslüman kardeşlerimi, 8 bin 354 Müslüman kardeşimi katlettiniz, onu neyle ifade edeceksiniz? Bunları biz unutmuyoruz, bunların cibilliyetini biliriz. Orada Boşnak kardeşlerimizi şehit ettiler."
TUTUKLANAN O İSME SERT TEPKİ: AJANLIK YAPIYORSUN
Avrupa'da kim bunları yapıyorsa, ki Almanya başını çekmiştir, onlarla da bu işi enine boyuna konuşacağız. Bunlar bir ajan teröristi Alman rezidansında saklıyor. Sonunda mahkemeye çıktı, tutuklandı. Niye bu ajan terörist. Neymiş Alman vatandaşıymış, ne vatandaşı olursa olsun. Bunlar Türkiye'de ajanlık yapıyorsa bedelini ödeyecek. Türkiye'nin yurtdışında 3 milyon seçmeni var. Bu da 30 milletvekili seçme gücünde bir nüfus demektir. Böyle bir güç nerede yok sayılabilir? Orada seçim çalışması yapanın sana ne zararı var? PKK her tarafı yakıp yıkıyor, onlar sana zarar vermiyor, kalkıyor Berlin'de çadır kurduruyorsun...
METİN FEYZİOĞLU'NA...
Bizimki diplomat, sen diplomatın önünü kesiyorsun. Ben onların hakkını aramazsam kimin hakkını arayacağım? Hayır propagandası yapanlara kapınızı açıyorsunuz. Hayır kampanyası yapmak üzere PKK ile beraber Avrupa'da dolaşan ki bunlardan bir tanesi de Türkiye Barolar Birliğinin Başkanıdır. Sen nasıl Barolar Birliği Başkanısın? Senin PKK ile yan yana olmanı kim anlatabilir? Şu anda Kandil, PKK'nın başı, bölücü terör örgütlerinin yandaşları 'hayır' diyor mu? Kişi sevdikleriyle beraberdir, unutmayın.
ÇATLASANIZ DA PATLASANIZ DA SİSTEM DEĞİŞECEK
Bu ülkenin sistem değişikliğiyle nasıl bir sıçrama yapacağını bunlar iyi biliyor. Onun için korkuları var. Biz göreve geldiğimiz zaman Türkiye'nin IMF'e borcu 23,5 milyar dolar. Bunlar iktidara geldi IMF'e borcu sıfırladılar. İstiyorlar ki, Türkiye IMF'in kapısında dilenci olarak kalsın. Bu onları rahatsız ediyor. Çatlasanız da patlasanız da 16 Nisan yeni bir sistem, lider ülke Türkiye'yi meydana getirecek. Şimdi sesleniyorum 'hayır' diyenler, Cumartesi günü 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini atıyoruz, evet mi, hayır mı? Sıkıysa 'hayır' desinler. Diyebilirler mi? Niye? Artık millet bunları yutmuyor. Ve inşallah dünyanın bir numaralı köprüsü olacak."
AVRUPA ADALET DİVANI'NA SERT TEPKİ: YAZIKLAR OLSUN
Avrupa Birliği'nin Adalet Divanı bir açıklama yaptı. İşverenlere diyor ki 'İsterseniz iş yerlerinizde başörtülü çalışmak isteyenlere müsaade etmeyebilirsiniz.' Hani inanç, din özgürlüğü? Bunlar haçla hilal mücadelesini başlattılar. Başka bunun izahı olamaz. Açık söylüyorum, Avrupa hızla İkinci Dünya Savaşı öncesi günlere doğru yuvarlanıyor.Yazıklar olsun sizin adaletinize. Adaletiniz batsın.
"KILIÇDAROĞLU YALAN SÖYLÜYOR"
Sayın Kılıçdaroğlu yalan söylüyor. Meclis kapatılıyor diyor. Tam tersi meclis güçlendiriliyor. Bu zatın meclise, milletvekillerine, insanlara bakışı bu. Hem parlamenter sistemi savunuyor hem milletvekillerine hakaret ediyor. Dün ilk defa meydana çıkmış, 600 milletvekiline ne gerek var diyor, bu zatın meclise bakışı bu, hakaret ediyor. Dersini çalışmıyor bu! Ana muhalefet sistemden değil milletten korkuyor, biliyorlar ki 16 Nisan'dan sonra söz de karar da yetki de millete geçecek. Hakikate gözünü kapatan biri sanır ki 16 Nisan'dan sonra Türkiye batacak, halbuki 20 gelişmiş ülkeye baktığınızda çoğu başkanlık veya yarı başkanlık ile yönetiliyor. Gelişmiş ülkeler ağırlıklı olarak başkanlık veya yarı başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Bizde tercihimizi başkanlık sisteminden yana kullanmak için sandık başına gidiyoruz. Biz Türkiye olarak kendi kültürümüze uygun bir yönetim modeli geliştirdik. Hukuk bilmeyen, anayasa nedir bilmeyenlerin hezeyanları budur.