Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bayburt'ta partisinin il kongresinde Bayburtluların "kurt gitti yazıya, meydan kaldı cıngıllı tazıya" sözünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt'ta AK Parti il kongresinde yaptığı konuşmasında "Bir avuç millet düşmanının milletimizin ortak değerlerini sömürmesine sessiz kalmayacağız." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bayburtluların sözünü hatırlattı:
"Bayburtlu kardeşlerimizin dediği gibi; kurt gitti yazıya, meydan kaldı cıngıllı tazıya. Bunların da sesleri sadece meydanı boş zannettiklerinde çıkıyor. Meydanı boş bırakmayacağız."
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"2020'ye kadar Gümüşhane ve Bayburt'a havaalanımızı bitireceğiz. Havaalanı inşallah uzun yolları kısa edecek. Gümüşhane ve Bayburt'a kapalı spor salonlarının da talimatını verdim. Bu salonlarımız da 3 bin ila 4 bin kişiyi rahatlıkla alabilecek salonlarımız olacak. İçeride kongreyi hızlandıralım çünkü bugüne 2 ilimizin kongresini planladık. Bayburt'tan Gümüşhane'ye geçip, il kongresini de yapacağız. Bayburt işini iyi biliyor. Siyasette Bayburt, referandumda da Cumhurbaşkanlığında da bir numara. Bayburt bizi sevdi, biz de Bayburt'u sevdik. İnşallah 2019'da da Bayburt bu kararlılığını yine gösterecek ben buna inanıyorum.
Bayburt'a yakışır 2 kapalı spor salonumuz olacak. AK Parti teşkilatımızın kıymetli mensupları, sevgili Bayburtlular, değerli bakan arkadaşlarım, milletvekillerimiz, geleceğimizin teminatı sevgili gençler, sizleri hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Yaklaşık 2 yıllık hasretin ardından, evliyalar şehri, milli mücadelenin şehri Bayburt'ta olmaktan büyük bi bahtiyarlık duyuyorum. Bizi gerçekten coşku ile bağrına basan tüm Bayburtlu kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Bayburt, bizi çok seviyor, biz de Bayburt'u en az onlar kadar seviyoruz. Buradan bütün beldelerindeki, mahallelerindeki kardeşlerime sevgilerimi yolluyorum.
Bayburt, 2. Plevne Savunması olarak tarihe geçen destansı mücadelenin şehridir. Dün olduğu gibi bugün de Bayburtlu kardeşlerim Türkiye'nin mücadelesine en güçlü desteği veriyor. Tüm kritik süreçlerde Bayburt'u daima yanımızda gördük. Bayburt bugüne kadar eğilmedi. Allah'ın izni ile bundan sonra da eğilmeyecek.
Vesayet odaklarının tüm güçleri ile üzerimize yüklendiği 2007'de Bayburt yüzde 67 ile demokrasi dedi. 2011'de yüzde 61.5 ile kalkınma dedi. 2014'te Bayburt yüzde 80 ile milli irade dedi. Çukur eylemleri ile, geleceğimizin karartılmak istendiği 1 Kasım 2015'te Bayburt yüzde 73 ile istikrarsızlığa hayır dedi. En son, bu yılın 16 Nisan'ında Bayburt yüzde 82 ile kalıcı istikrar dedi, büyük ve güçlü Türkiye dedi. Ben 16 Nisan Halkoylaması'nda yüzde 82 ile Türkiye birincisi olan Bayburt'a tüm kalbim ile teşekkür ediyorum. Bayburt, Türkiye'nin önünde farklı bir yol açmıştır.
Türkiye istikrarsızlıkların tarihe karıştığı yepyeni bir döneme girmiştir. Bu yolda önce bizi 2023 hedeflerimizle buluşturacak ardından da 2053 ve 2071 vizyonumuza taşıyacaktır. 2019 yılında yapılacak seçimler Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesinin en kritik dönüm noktasıdır. Ben size inanıyorum. Siz inanıyor musunuz? Bu anlayış ile 2019 hazırlıklarımıza şimdiden başlamış bulunuyoruz.
Bugünkü kongre 2019 seçimlerinin hazırlık kongresidir. Önümüzdeki sürecin adı değişim ve yenilenmedir. Yerel sağlam basarak yolumuza devam ediyoruz.
Sürekli güncellenmeyi başarabilen yegane hareket AK Parti'dir. Biz kendimizi günün şartları ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yenilemekten korkmadık, korkmayız. Hz. Mevlana'nın pergel misalinde olduğu gibi bir ayağımızı kadim değerlere sabitliyoruz. Diğeri ile de daha iyinin, daha yeninin peşinde koşuyoruz.
Şubat sonuna kadar inşallah bütün kongrelerimizi bitireceğiz. Bizi 2019 seçimlerine taşıyacak kadroları da oluşturuyoruz. Siyaset bir bayrak yarışıdır. Millete hizmet etme yarışıdır. Biz, bu milletin efendisi değiliz. Biz bu milletin hizmetkârıyız. Bizi diğerlerinden ayıran budur. AK Parti, bir davadır. Bir dava hareketidir. Şahsım dahil herkes bu davada sadece birer nefer konumundadır. Zaten nefer olmayı hazmedebiliyorsak zafer yakındır. Makamlar gelip geçicidir. Milletimize ve vatanımıza hizmet için birer araçtır makamlar. Kimsenin bu unvanları, bu makamları amaç haline getirmesine bizler rıza göstermeyiz.
Bizler oturduğu koltuklardan güç alan hayata sadece bu pencerelerden bakan insanlar olamayız. Sonunda gideceğimiz yer neresi, boyumuz kadar bir mezar. Bir şey gelecek mi bizimle beraber. Servetler gelecek mi? Makamlar gelecek mi? Gelmeyecek. Hocaefendi, musalla taşında, bizi oraya yerleştirdikleri zaman ne diyecek? 'Cumhurbaşkanı niyetine', 'Başbakan niyetine' demeyecek, 'Trilyarder niyetine' demeyecek, 'Er kişi niyetine', 'Hatun kişi niyetine' diyecek. Mezara yerleştirecekler. Sana eğer hiç olmazsa, vefalı evlatlar vefalı yakınlar, zaman zaman o mukaddes kitabımızdan bazı sureler okursa öp başına koy.
'Yollar yaptılar, havaalanları yaptılar. Teröristlerle mücadele ettiler, onları gömdüler. Allah onlardan razı olsun.' Bunun için de sürekli nefsimizi hesaba çekmeli, yolumuza devam etmeliyiz.
Biz değişim dedikçe adeta birilerinin uykusu kaçıyor. Genel başkan değişikliğini dahi kasetle yapabilenler, AK Parti'nin bütün bu süreçleri şeffaf yürütmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Tüm seçimleri kaybetmiş zat, AK Parti'ye dil uzatma hadsizliği gösteriyor. Şark kurnazı bu çevrelere diyoruz ki, siz dönüp önce kendinize bir bakın.
Demokrasi karneleri o kadar kötü ki, bunların pişkinliğini biz de hayretle takip ediyoruz. Bunların ikiyüzlülüğüne daha fazla tahammül göstermeyeceğiz. Gazete köşelerini tutmuş, televizyon ekranların ipotek koymuş bir avuç millet düşmanının milletimizin ortak değerlerini sömürmesine sessiz kalmayacağız. Gazetelerinede, şehitlerimize 'şehit' demeye dahi dilleri varmaz.
Bayburtlu kardeşlerimizin dediği gibi; kurt gitti yazıya, meydan kaldı cıngıllı tazıya. Bunların da sesleri sadece meydanı boş zannettiklerinde çıkıyor. Meydanı boş bırakmayacağız.
Bu ruhu faşist, beslenme kaynağı komünist, söylemi popülist çevreye sesleniyorum. Demokrasi düşmanlığı, ezan bayrak düşmanlığı yaptığınız günler artık sona ermiştir.
Pensilvanya'daki şarlatan gibi ihanet devriniz kapanmıştır. Türkiye, 1400 yıllık medeniyet değerlerinden, ne 2000 yıllık değerlerinden, 94 yıllık cumhuriyet değerlerinden asla geri adım atmayacaktır.
Bizim derdimiz başka diyorsanız o da birilerinin bileceği iştir. Biz kendi yolumuzdan dönmeyeceğiz. Ülkemizi, saplantılarınızın oyuncağı haline getirmenize göz yummayacağız. 2019 yaklaştıkça çelme takmak isteyenlerin operasyonları da artacaktır. Birkaç gündür yaşadıklarımız gerçeği görmek isteyenler için yeterlidir. Geçtiğimiz aylarda Avrupa ülkeleri başkentlerinin birinde alnımıza silah dayanmış posterlerle gösteriler yaşanmıştır. Şahsımız öldürene araba vermeyi vaadeden densizler ortaya çıkmıştı. Bütün bunlar olurken bazıları sanıyordu ki sorun Tayyip Erdoğan'dır. Sorun AK Parti'dir. AK Parti bunların planlarını, oyunlarını bozdu. AK Parti Türkiye'yi 3 kat büyüttü. Bunu hazmedemiyorlar.
23.5 milyar dolar IMF'ye borcu olan Türkiye vardı. Sene 2013, artık IMF'ye borcu olan Türkiye yok. IMF bizden borç istedi. 5 milyar dolar, o zaman sordu bana, ekonomiden sorumlu olan başbakan yardımcısı arkadaşım, dedi "Verelim mi?", "Verin" dedim. Sonra onlar vazgeçtiler.
Biz 135 milyar doları da aşacağız, ilk hedef 150 milyar dolar. Maliye Bakanınıza söyleyin çok çalışsın. Dedik Bayburt'tan alalım, eli bereketlidir. İnşallah bereketli olacak. Sürekli köpürtülmeye çalışılan İslam karşıtlığı ve Türk düşmanlığının sebebi Türkiye'nin sırat-ı mustakim üzerine olmasıdır.
NATO tatbikatında Atatürk'ü ve şahsımı hedef tahtasına yerleştirdiler. Skandala imza attılar. İşin içine Atatürk de dahil edince meselenin gerçek yüzünü anlamış olduklarını ümit ediyorum. Açıklamaları olumlu buluyorum. Mesele şahıs meselesi, parti meselesi değildir Hedef Türkiye'dir, Türk milletidir. Biz her şeye hazırlıklıyız.
Trabzon'a şuraya buraya değil. Pisti büyük düşündük. Artık benim Bayburtlu, Gümüşhaneli kardeşim, Bayburt'a inecek. İşi hızlı tutacağız. İnşallah, 2020 diye bana tarih veriniz. Ben diyorum ki seçim öncesi bu bitecek. 450 gün sonra hastanemizin açılışını yapacağız."