CHP Kocaeli Milletvekilleri Mehmet Hilal Kaplan ve Haydar Akar, Kocaeli Derince Limanı'nın özelleştirilmesini eleştirdi. Akar ve Kaplan, Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Önder Avcı ve sendika temsilcileri ile TBMM Ana bina önünde basın
Limanların madenlerden sonra iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör olduğunu işaret eden Milletvekili Kaplan, özelleştirme sonrasında bu kazaların sayısında artış olduğuna dikkati çekti.
Mehmet Hilal Kaplan limanın kapasitesinin dolgu alanın yapılmasının ardından neredeyse iki kat artacağına işaret ederek, bunun beraberinde getireceği olumsuzlukların altını çizdi. Özellikle çevre kirliliği konusunun üzerinde önemle durulması gerektiğini vurgulayan Kaplan, "Avrupa ve gelişmiş ülkeler kıyılarını korurken, denizlerin ekosistemini sağlarken biz limanları doldurarak, ekosistemi bozarak, kıyı bütünlüğünü kaybederek, insanların denizle buluşmasını maalesef engelliyoruz. Kıyılarımız rant uğruna talan edilerek 1.750.000 kişinin yaşadığı Kocaeli’nde vatandaşın denizle buluşması nerdeyse imkansız hale gelecektir. Avrupa kıyı alanlarında uygulanacak kuralları belirlerken, eylem planları oluştururken kıyı çevresinin kıyı şeridinin korunmasını önemserken biz İzmit Körfezinde birçok Derince limanı gibi limanişletmeciside denizi doldurarak yasal mevzuata uymayarak doğal dengeyi ve eko sistemi bozmaktadır.
Kocaeli halkının sanayileşme uğruna yaşam alanlarının daraltılması kader değildir. Bildiğiniz üzere özellikle Dilovası’nda yoğun sanayileşmenin getirdiği kanserden ölümlerin ve Kocaeli genelinde buna dahil olmak üzere Türkiye ortalamasının üzerindedir" dedi. Geçmişte benzer olaylarda yetkililerin limanlar yapılırken ya da özelleştirilirken denizin doldurulmasına izin vermeyeceklerini söylediklerini, ancak bu sözlerin tutulmadığını da ifade eden Kaplan, şöyle devam etti:”Asıl düşündürücü olanı da, İzmit Körfezindeki birçok liman ve işletme denizi doldurarak işlerini çözmektedirler. Derince Limanında da yaklaşık 450 milyon metrekarelik bir alan, deniz doldurularak liman işletmeciliğine açılmak isteniyor. Bunun zaten kirli olan oksijenlenme açısından yetersiz olması nedeniyle, denizde yaşayan canlı türlerinin az olan sayısı, bu doldurma yöntemiyle denizin eko sistemini bozacağından dolayı canlıların denizde yaşam şansı kalmayacak.”
BU NASIL ÖZELLEŞTİRME?
Derince limanı 36 yıl süre ile işletme hakkının devredilmesi ile ilgili Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve TCDD ile işletmeci arasında sözleşme imzalanarak özelleştirilmek isteniyor.
İlk kez 2007 yılında ihaleye çıkıldı. Yaklaşık 200 milyon dolarla Türkerler Ortak Girişim Grubu aldı. Ancak; Danıştay Derince Limanıyla ilgili imar planındaki çelişkileri dikkate alarak özelleştirmeyi iptal etti. İkinci ihalesi de henüz kimsenin açıklayıcı bilgi vermediği ve bilmediği bir nedenle yeteri kadar firmanın katılmadığı, katılanların da çekildiği bir ortamda son ihale tarihi 28 Mayıs
2014 tarihinde yapılacaktır. Değerli basın mensupları size soruyorum kamuoyu vicdanına bırakıyorum. Bu nasıl özelleştirmedir? Kamu yatırımı mevcut haliyle birilerine verilmesi beklenirken Türkiye’nin 3. Büyük limanı olan ve gelecekte de ilk sıraya geçmesi beklenen Derince Limanın da deniz doldurularak doğa katledilerek bölgenin ulaşım sorununa büyük yük getirerek liman özelleştirilmek isteniyor. Bu özelleştirme değil yandaşlara rant sağlamadır.
Hatırlarsanız 2009 yılında hemen bu limanın yanında deniz doldurularak yapılmaya başlanan Dubai Port için dönemin Sanayi Bakanı Kocaeli Milletvekili Sayın Nihat Ergün yeni yapılacak limana karşıyım izin vermeyeceğim dedi. Bu kent insanı denizle barışık olmak zorundadır biz bunu sağlayacağız dedi.
Yine aynı konuyla ilgili Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’de bir metre kare denizi dahi doldurmalarına izin vermeyeceğiz dedi. Dönemin hala Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı olan Karaosmanoğlu’da onları mahkemeye verdik bu limanın denizi doldurarak yapılmasını engel olacağız dediler.
Ne oldu beyler? Ne değişti? Kim baskı kurdu? Hepiniz sus pus oldunuz. Dubai Port limanı yapıldı şimdi bunun yanına 450 bin metrekare deniz doldurularak Derince Limanı büyütülerek özel yandaşlara pazarlanmak isteniyor. Sesiniz çıkacak mı? Merak ediyorum. Değerli basın mensupları, Derince Limanı ile ilgili özelleştirmenin bugünkü boyuta gelinceye kadar, gerek ÇED raporlarında, çevre düzenlenmelerinde, bütünleşik kıyı alanları yönetim planındaki, dere ıslahlarında ve işletmede kiracılarla ilgili uygunsuzlukların olduğunuyakında kamuoyunda ayrıca bir toplantıda paylaşacağım.
Örnek özelleştirme sürecindeki limanlarda uzun dönemli kiralama yapılması uygun görülmez. Bu Başbakanlığa bağlı özelleştirme idaresinin mevzuatında vardır. Ancak; Derince Limanı için bazı firmalar yaptıkları sözleşme 2024’e kadar olduğu dikkat çekmektedir. Eti-Soda,Denvar gibi işletme içerisindeki kiracılar Ciner Holdinge aittirler. Ve bunların özelleştirme sürecinde olduğu bilinmesine rağmen sözleşmeleri 2024’e kadardır. Hatta sözleşmelerine özel madde konarak bu liman işletmesi özelleştirilirse eski sözleşmenin yeni sözleşme sahibi işinde geçerliliği olacağının maddesi ilave edilmiştir. Birileri birilerinikoruyormu? Yoksa bizim bilmediğimiz başka ilişkiler mi var? Bunları yakın gelecekte daha detaylı sizlerle paylaşacağım