Darbenin her türlüsüne, zulmün, diktanın, korku imparatorluklarının hepsine karşıyız.

Demokrasi bugünün Türkiye’sinin vazgeçilmezi.

Ne askerin postalına, ne de ortadan kaldırmak isteyen her hangi bir şahsa demokrasiyi öyle kuzu kuzu vermeyiz.

Öyle rüzgarın estiği yöne göre tarafını değiştiren, dün efendi dediklerine bugün hain diye seslenenlerden değiliz.

İşimize geldiği zaman birileriyle kol kola girip, işimize gelmediği anda karşısında durup direnmeyiz.

Dün ne dediğimiz belli, bugün ne diyeceğimiz de.

Bir farkımız var yalnız, biz kuru bir toprak parçasına değil, üzerinde yaşayan bütün halklara değer veriyoruz.

Bu vatan varsa, bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar için var.

Bu sebepledir ki vatan toprakları üzerinde yaşayan hangi vatandaşa zulüm edilmişse karşısındayız.

Zulüm eden bize yakınsa susup, zulüm bize döndüğünde avazımız çıktığı kadar bağırmayız.

Cemaat yapılanmasının ne kadar tehlikeli olduğunu geçmiş yıllarda pek çok defa dile getirdik.

Aynı tehlikenin bugün iktidarda olan parti içinde geçerli olduğunu, mevcut yapıların ülkeyi karanlığa götüreceğini ifade ettik.

Ne cemaatin postalı, darbesi, ne AKP’nin karanlığı…

Biz bu ülkede insanlarının yüzünün güldüğü aydınlık günlerin hasretiyle varız.

Yazının başında özellikle vurguladım; vatansa biz bu vatanı dün cemaati destekleyip bugün takla atanlardan çok daha fazla seviyoruz.

Bunu belirtmesek ‘darbe sevici’ olabilir, ‘vatan haini’ ilan edilebilirdik.

Yazının başlığına bakıp, küfür etmek için ağzını açanları susturduysak şimdi devam edelim…

*

15 Temmuz’da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yer alan bir grup asker önce TSK içerisindeki komutayı ardından da ülke yönetimini ele geçirmek için darbe girişiminde bulundu.

Bu girişim engellendi, bastırıldı.

Girişim bastırıldıktan sonra ‘demokrasi nöbeti’ adı altında vatandaşlar sokaklara döküldü.

4 gecedir sokaklarda binlerce vatandaş ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyor.

Buraya kadar her şey normal.

Fakat işin artık cılkını çıkardılar.

Nöbetse, nöbet. 
Sizin geçmişte söylediğiniz, demokrasiyi bir araç gördüğünüz, demokrasiye saldırdığınız o günleri unutalım, girelim kol kola, kışlaların önünde nöbet tutalım; eyvallah.

Cemaatin dernekleriyle düzenlediğiniz ortak programları silelim zihnimizden, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’yle ortak yapılan Amerika ziyaretine dair tek bir anı bırakmayalım hafızamızda, cemaat yapılanmasına destek veren herkese karşı dimdik duralım; eyvallah.

Ali İsmail Korkmaz’ın sokak ortasında dövülerek katledilmesini, Cizre’de 10 gün boyunca buz dolabında bekletilen, öldürülme korkusuyla defnedilemeyen Cemile’yi, öldürülen gençleri, çocukları unutalım, sizin bütün taraflı kimliğinize rağmen sizinle oturup bu ülkede öldürülen bütün vatandaşlar için amasız yas tutalım; eyvallah.

Fakat artık nöbetin cılkı çıktı.

Nöbet diye sokağa çıkan vatandaşlar panayır yerine çevirdi ortalığı.

Ülke büyük bir tehlikeden kurtuldu, kutlama yapıyorsunuz; eyvallah.

Peki gecenin 2’sinde, 3’ünde kent merkezinde geze o TIR’lar da neyin nesi?

Hiç dinmeyen korna sesleriyle ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Sessiz direniş nedir bilmez misiniz?

Ses çıkararak şeytan mı kovalıyorsunuz?

Kent merkezinde hastası var, yaşlısı var.

4 gündür gece yaralarına kadar süren gürültü patırtı nedeniyle kimse uyuyamıyor.

Bunları düşünen tek bir yetkili yok mu?

*

Hacı Hızır Mahallesi’nden bir okur arıyor…

Mahallede bir kendini bilmez, 2-3 akşamdır 4-5 şarjör dolusu mermiyi harcıyor, kendi çapında etrafa gözdağı veriyormuş.

Sadece TIR kornası, gürültü, patırtı yetmiyor demek ki, bir de silaha sarılıyorlar…

Her neyse, okur sarılmış telefona 155’i aramış.

Polise mahallesinde, sokak ortasında havaya ateş açan bir şahıs olduğunu söylemiş.

Polis kutlama yapıldığını ifade ederek telefonu kapatmış…

*

Kent merkezinde yer alan bir başka mahallede ise gençler kafayı çekip, Türk bayraklarını taktıkları araçlarla sokaklarda sabaha kadar tur atıp kornalarla kendi çapında ‘demokrasi nöbeti’ tutup, kutlama yapıyorlarmış.

İnönü Caddesi bu gençlerden birinin kullandığı araç kaldırma çıkıp yol kenarındaki metal dubaların büyük bir bölümünü zayi etmiş.

Kamu malına verilen bu zarar karşısında da yine tek bir yetkili gereğini yapmamış.

*

Demokrasi nöbetine eyvallah.

Fakat iş çok farklı yerlere evriliyor.

Kendini bilmezler hem çevreyi rahatsız ediyor, hem de denetimsizliklerinin tadını çıkarıyor.

Dikkat etmek lazım; böyle nöbet olmaz.