Meclis'te 25. Dönem başladı. En yaşlı üye sıfatıyla geçici TBMM Başkanı olarak Meclis'i açan Deniz Baykal konuşmasında uzlaşı mesajı verdi.
TBMM Genel Kurulunda 25. dönem milletvekillerinin yemin töreni başladı. Genel Kurul, "en yaşlı üye" sıfatıyla Geçici Başkan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal başkanlığında toplandı. Baykal, en genç milletvekillerinden HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer ve AK Parti Tokat Milletvekili Fatma Gaye Güler ile Başkanlık Divanı'ndaki yerini aldıktan sonra "25. Dönem 1. Yasama Yılı"nın ilk birleşimini açtı.
ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞI LOCASINDA
Baykal Başkanlık Divanında yerini aldığı sırada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanlığı locasına geldi. Baykal, birleşimi açtıktan sonra Erdoğan'ın Genel Kurul'a geldiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, töreni izlemek üzere Cumhurbaşkanlığı locasındaki yerini alırken AK Parti milletvekillerince ayakta alkışlandı. Erdoğan'ı izleyici locasından da alkışlayanlar oldu. Sıraların üzerine "TBMM'nin 95. yılı" yazılı ilk gün zarfı ve pulları ile çiçek buketleri konuldu.
BAYKAL: YENİ BİR MECLİS'LE KARŞI KARŞIYAYIZ
Baykal, konuşmasında "Şimdi yeni bir Meclis ile karşı karşıyayız. Birbirini anlamak birbirine saygı göstermek zorunda olan insanlardan oluşan bir Meclis. Ancak el ele verirlerse ayağa kalkabilecek olan ancak kol kola girerlerse ilerleyebilecek olan insanlardan oluşan bir Meclis. Milletimizin takdiri böyle oldu. Şimdi bunu işletmek zorundayız. Uzun bir tek parti yönetimine dayanan iktidar döneminin acı tatlı deneyimleri sonucunda milletimizin kararı, uzlaşmak elbirliği işbirliği yaparak yönetmek doğrultusunda olmuştur" dedi.
UZLAŞMANIN TEMELİ HUKUK, AHLAK, YURTSEVERLİK OLACAKTIR
Baykal, "Uzlaşma temelinde hukuk olacaktır, ahlak olacaktır, yurtseverlik olacaktır. Elbette siyasi partilerimizin temel ilkeleri barış içinde yaşamamızı imkansız kılmayacaktır" diye konuştu.
KUTUPLAŞMAYI SÜRDÜRME ŞARTLARI ARTIK KALMADI
Baykal, şöyle devam etti: Demokrasi çeşitli güç merkezlerini kapsayan çoğulcu bir güç yapısının ortaya çıkışıyla ve herkesin birbirine ihtiyacı olduğunu kavramasıyla gerçekleşir. Demokrasi, kudret sahiplerinin lütfu değil mecburiyetidir. TBMM yeni bir demokrasi inşa etmenin çoğulcu alt yapı şartlarına sahiptir. Geçmişte yaşanan gerginliklerin çatışmaların dayatmaların sonucunda ortaya çıkan kutuplaşmayı sürdürmenin şartları artık kalmamıştır. TBMM’nin bunu en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum. Meclisin bu yapısını iktidar kullanmanın önünde bir engel gibi düşünmemeliyiz. Belki de tam tersine bu Meclis yapısı birbirimizi anlamanın birbirimize saygı göstermenin işbirliği yaparak katılımcı bir demokrasiyi hayata geçirmenin bir fırsatı olarak değerlendirilmelidir.
DİN VE İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ
Birbirinden farklı din inanç ve mezhep kimliklerine farklı etnik kimliklere sahip olmamız, bizi tek ve ortak bir milli siyasi kimlikte birleşip bütünleşmekten alıkoymamıştır, bundan sonra da alıkoymayacaktır.
Din ve inanç özgürlüğü demokratik bir toplumda doğal olarak din ve inanç örgütlenmelerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Ama bu durum din ve inanç örgütlerinin sıcak siyaset ve bürokrasi alanlarında mevzilenmeleri sonucunu doğurmamalıdır. Türkiye de yaşanan acı olaylar ve çevremizdeki savaşlar çatışmalar bizi bir kere daha laikliğin önemini keşfetmek durumunda bırakmıştır.
Aynı şekilde hukuku ve adaleti de siyaset dünyasının dışında tutma zorunluluğu bir başka temel noktamızdır.
Birinci TBMM’nden başlayarak bugüne kadar bu kutsal çatı altında görev yapmış Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün vatan evlatlarını saygıyla selamlıyor aramızdan ayrılmış olanlara Allah’tan rahmet diliyorum.