Aydın'da, 44 yıllık evli çift, dikili ağacı olmayan bataklık araziyi, 20 yıl boyunca gece gündüz çalışarak doğa harikasına dönüştürdü.
Aydın'ın Sultanhisar ilçesinde, sebze meyve halinde çalışan Arif Elibol (66), 44 yıl önce düğünde görüp aşık olduğu Sema Elibol'la hayatını birleştirdi.
Elibol, sebze meyve halinde bir müddet çalıştıktan sonra, 1997 yılında Atça Mahallesi'nde tamamı bataklık ve kullanılamaz durumdaki 20 dönümlük araziyi satın alarak işletme kurmaya karar verdi.
Çevresindekilerin "Deli misin, burayı alırsan zarar edersin." sözlerine aldırmayan Elibol, eşinin de desteğiyle kendi planladığı işi yapmak amacıyla kolları sıvadı.
Yaklaşık 6 yıl sürecek uzun ve yorucu çalışmanın sonunda önce bataklığı temizleyen ve yapay gölet oluşturan Elibol çifti, diktikleri ağaçların boy vermesiyle emeklerinin karşılığını da yavaş yavaş almaya başladı.
İçinde balıklar ve ördeklerin yüzdüğü, sandalla gezinti yapılan gölet, meyve bahçeleri ile korulukların arasından geçen patikalardan oluşan yürüyüş parkuruyla doğa harikası haline gelen ve "Arif Abi'nin Yeri" adını verdiği mekan sadece ilçeden değil, çevre illerden de misafirlerini ağırlıyor.
Fotoğrafçıların doğal fon olarak kullandığı mekan, özellikle hafta sonları dünyaevine giren çiftlerin düğün fotoğrafları için tercih edilen başlıca mekanlardan biri oldu.
Arif Elibol, alandaki güzelliğin meydana çıkmasında büyük emek ve fedakarlığın bulunduğunu söyledi.
Eşinin kendisine verdiği desteğe dikkati çeken Elibol, şöyle konuştu: "Burası tek bir insanın bile giremeyeceği bir durumdaydı. İçimden dedim ki: 'Ben burayı alacağım'. Eşimi alıp geldim ve araziyi gösterdim. 'Zor ama sen varsan ben de varım.' dedi. İnsanlar bana 'Sen deli misin, burayı nasıl alırsın, batarsın.' dedi. Araziyi satan kişiler de 'Bir deli bulduk, satalım.' dediler. Ağaçları diktik, burayı yeşerttik. Kepçeler, iş makineleri, işçiler geldi ama biz de yaz kış çalıştık. Gece gündüz burada bir ideal peşinde koştuk. Kafayı taktık, 'Ya olacak ya olacak.' dedik. 'İnsanlar gelecek, dinlenecek, balığını, meyvesini yiyecek, hizmet görecek.' dedik. Ben Allah’a sırtımı dayadım ve eşimle el ele verip burayı bu hale getirdik. Hanım arkamda olmamış olsa burayı bu hale getirmem imkansızdı. Arkanda bir kadın olmazsa başarılı olamazsın."
Eşiyle 44 yıldır mutlu bir evlilik yaşadığını anlatan Elibol, "Bizim 6 yıl boyunca çocuğumuz olmadı. 6 yıl sonra bir oğlumuz, sonra 2 kızımız oldu. 44 yıl kolay değil. Ben onun her şeyini seviyorum. Ufak tefek tartışmalar olur ama sonra hemen barışırız. Ona olan sevgim ilk günkü gibi. O, 3 gün kaybolursa 4. gün nerededir diye ararım." ifadelerini kullandı.
Sema Elibol da eşiyle birbirlerine olan sevgi, güven ve inançları sayesinde kimseden bir şey beklemeden el ele vererek zorluklara karşı mücadele verdiklerini, biriktirdikleri parayla aldıkları bataklığı dönüştürmek için günlerce uykusuz kaldıklarını anlattı. Elibol, "O zamanlar çamaşır makinesi yok, hem buradaki iş hem de evin işleri. Günler nasıl geçiyordu bilemiyordum. Bu işler el ele verilirse olur. Bir kadın erkeğe destek vermezse o, kanadı kırık kuş gibi olur uçamaz." diye konuştu. Eşiyle hem iş hem de hayat arkadaşı olduklarını dile getiren Elibol, "Sevgi, sadakat ve saygı olunca evlilik yürür. Her şeye küserseniz evlilik yürümez. O, benim her şeyim. Hem iş hem de hayat arkadaşım. Ne ben onsuz ne de o bensiz yaşar." dedi.