Türkiye'nin kanlı darbe girişimiyle ilgili sunduğu kanıtlarla ilgili iddialara cevap veren Başbakan, 11 Eylül'ü hatırlattı.
Başbakan Binali Yıldırım, Amerikan CNN televizyonunda yayınlanan GPS programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yıldırım, "Türk hükümetinin sağladığı kanıtların güçlü ve inandırıcı olmadığı"yönündeki iddialara ilişkin ise şunları kaydetti:
"Bu tür argümanları biz de duyduk ama size şunu söyleyebilirim, 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu, benzer bir şey 11 Eylül’de Amerika'da da oldu. Dönemin Başkanı George W. Bush, ABD’nin saldırı altında olduğunu ilan ettiğinde Türkiye yardım teklifinde bulunan ve Afganistan’a asker gönderen ilk ülkeydi. Biz bunun arkasında kim var diye sormadık. ABD, bu saldırının arkasında El-Kaide var, El-Kaide sorumlu dedi. Kimse ABD’ye El-Kaide’nin yaptığına dair delil var mı diye sormadı."
ABD'nin İran politikasının da bilindiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Irak'ın ilk ve ikinci işgalinden bu yana ABD ve İran ilişkileri iyi değil. Obama yönetimi sırasında, Birleşmiş Milletler'in (BM) diğer daimi üyeleriyle birlikte Almanya da dahil nükleer konularda yaptırımlar karşısında bir anlaşmaya vardılar. Şimdi yeni yönetim, Trump yönetimi İran'la karşı karşıya kalmaya daha istekli. Anlaşmayı saf dışı etmek, ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunun yasal olarak mümkün olmadığını düşünüyorum çünkü bu ikili değil, çoklu bir anlaşma."
Yıldırım, anlaşmanın Avrupalı taraflarının ABD ile aynı görüşte olmadığını vurgulayarak, "Biliyorsunuz, ABD bugünlerde bölgede yeni bir koalisyon kurmaya çalışıyor. Suudi Arabistan ve İran ilişkilerinin uzun zamandır iyi gitmediği de sır değil. Bu, birinci faktör. Diğer faktör ise küçük ülkeler bir araya geliyor ve Katar'a karşı bir ittifak oluşturuyor." diye konuştu.
Bu tür tutumların çok zararlı olduğuna işaret eden Yıldırım, "Biliyorsunuz, bölgede zaten çok sayıda sorunumuz bulunuyor. Suriye’de ve Irak'ta iç savaş var, yönetim eksikliği, DEAŞ var. Herkes DEAŞ’la mücadele etmeye çalışıyor. PKK, YPG ve PYD var. Kürt, Marksist-Leninist gruplar bunlar, bunlar Türkiye için sıkıntı oluşturuyor. Ayrıca ABD, DEAŞ’ı yenmek için bu örgütlerle birlikte çalışıyor. ABD’nin içinde bulunduğu tarzda bir iş birliğinin bölgede barış ve istikrarı inşa etmeye katkı sağlayacağını düşünmüyorum." ifadesini kullandı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olma isteğini kararlı şekilde yineleyen BaşbakanYıldırım, "Evet, tabii ki Türkiye AB’nin üyesi olmak istiyor ancak AB gideceği yöne karar vermeli. Bölgelerini tanımlamalılar, bu bölgeyi genişletecekler mi ya da Hristiyan kulubü olarak mı kalacaklar?" ifadesini kullandı.
Yıldırım, Türkiye'nin Batı'nın parçası olmak konusunda net olduğunu, zaten coğrafi ve bir anlamda kültürel olarak da Avrupalı olduğunu kaydetti.
Avrupa ve Asya kıtaları arasında bulunan Türkiye'nin yüzyıllardır iki kültürü, medeniyeti kaynaştırdığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Osmanlı Devleti'nden bu yana biz Avrupa'dayız, Ortadoğu ve Orta Asya'daydık, Karadeniz'in kuzeyindeydik. Bu nedenle kültürleri, dinleri kaynaştırdık, Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam yan yana 600 yıldan uzun bir süre birlikte yaşadılar. Bu toplumların dinini, dilini değiştirme gibi bir girişimimiz olmadı, yüzyıllar boyunca istedikleri gibi yaşamalarına izin verdik. Bizim inancımızda sömürgeciliğe izin verilmez. Bu nedenle bir Avrupa ülkesiyiz, 60 yıldır ortak üyeyiz, halen AB’nin bir üyesi olmayı ümit ediyoruz."