Azez, Halep'in merkezi ile Türkiye arasındaki ana koridoru oluşturduğu için stratejik önem arz ediyor.
Türkiye geçtiğimiz günlerde angajman kuralları çerçevesinde sınırın hemen ötesinde bulunan Azez'de PYD ve YPGhedeflerini dört ayrı noktadan 'Fırtına' öbüsleri ile vurmaya başladı. Peki Azez Türkiye için neden bu kadar önemli? Azez etrafında kopan fırtınanın beş yıldır devam eden Suriye savaşına nasıl bir yön vereceği, sahada yeni aktörlerin doğmasına yol açıp açmayacağı da tartışıladursun BBC, Azez'in Türkiye için önemini uzmanlara sordu.
HALEP-TÜRKİYE ARASINDAKİ ANA KORİDOR!
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'ndan (SETA) Can Acun, Azez ve etrafındaki bölgenin hem Türkiye'nin ulusal güvenliği hem de Suriye savaşının gidişatı açısından önem taşıdığını söylüyor.
"Bu bölge Halep'in merkezi ile Türkiye arasındaki ana koridoru oluşturuyor. Hem insani olarak bölgeye yardımların ulaşabilmesi hem de askeri açından muhaliflerin bölgede tutunabilmeleri için stratejik olarak önem arz ediyor. PYD-YPG'nin elinde bulundurduğu kantonları (Afrin ve Kobani) birleştirip Türkiye'nin güney hattında bir kuşak oluşturulmasının önündeki en büyük engel olarak da bu koridor ön plana çıkıyor. Türkiye ayrıca Azez'i Cerablus'a kadar uzanan hatta DAİŞ'e (IŞİD) yönelik olası bir operasyon için dayanak noktalarından birisi olarak görüyor."
"TÜRKMENLER OLDUĞU İÇİN TÜRKİYE HASSAS"
Azez, tarihi açıdan Selçuklular ile Haçlılar arasında 1125 yılında çıkan "Azez Muharebesi"nin geçtiği yer olarak biliniyor. Kasabada ağırlıklı olarak Sünni Araplar, Kürtler ve Türkmenler yaşıyor. Türkmenlerin mevcudiyeti, burayı Türkiye için hassas kılan nedenlerden biri. Halen muhalif güçlerin kontrolündeki Azez, sınırdan 7-8 kilometre kadar mesafede, Kilis-Öncüpınar sınır kapısına doğrudan bağlanan bir hat üzerinde bulunuyor. Bu hat, 30 kilometre kadar sonra ise Halep'e uzanıyor.
"MUHALİFLER İÇİN HAYATİ ÖNEMDE"
Türkiye sınırından Halep'e giden bu koridorun Esad karşıtı güçlerin desteklenmesi açısından hayati önemde olduğu ifade ediliyor. Ancak söz konusu hat üzerindeki birçok nokta zaten YPG'nin de bağlı olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ya da Esad kuvvetleri tarafından ele geçirilmiş durumda.
Zehra ve Nubl kasabalarının düşmesinden sonra, önce Menag (Miniğ) Havaalanı ve son olarak da Tel Rifat kasabası SDG güçlerinin kontrolüne geçti.
"KÜRT KUŞAĞININ TAMAMLANACAĞI HALKA ORADAN ULAŞABİLİR"
Gazeteci Cengiz Çandar, bu gelişmeler nedeniyle zaten Azez-Halep hattının anlamını yitirmiş olduğu, Azez'e şu anda atfedilen hassasiyetin Türkiye'nin mevcut Suriye politikasını meşrulaştırması bakımından önem taşıdığı görüşünde.
"Azez, Türkiye'nin ABD ve uluslararası koalisyona dönüp IŞİD'e karşı kendilerinin de tavır alabileceği bir mücadele alanı olarak sunabileceği bir coğrafi bölge. Ayrıca Kürt kuşağının tamamlanacağı halka oradan oluşabilir, yani Türkiye'nin kendisi için güvenlik tehdidi olarak gördüğü bir nokta. Bir de orada Türkmenler var. Dünyaya ve iç kamuoyuna milliyetçi bir politika inşası üzerinden iktidarını konsolide etmeye bakan bir yönetim için, kullanabileceği çok elverişli bir argüman Türkmenlerin orada olması."
"AFRİN VE KOBANİ BAŞKA BİR HATTAN DA BAĞLANABİLİR"
Cengiz Çandar, ayrıca Azez'in YPG açısından hayati önemde olmadığını, YPG'nin Afrin ile Kobani kantonları arasındaki boşluğu başka bir hat kullanarak da bağlayabileceğini söylüyor.
Çandar şöyle devam ediyor: YPG Tel Rifat üzerinden Mare'ye yönelerek, Afrin ile Mare arasında bir hat kurar. Mare'den de yukarı doğru Cerablus'a çıkıp, Azez'i es geçerek yine bir hat oluşturabilir. O zaman da Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bir bravado imkanı sağlanmış oluyor 'YPG'yi Azez'e sokmadık' diye. Azez'e gireceğini söyleyen kim YPG'nin?