Zeynel Abidin 22, Ali Abdullah 34, Kaddafi 42 ve Mübarek 30 yıl boyunca ülkesini yönetti. 2011'de çektirdikleri son fotoğraftan sonra hepsinin kaderi değişti.
Yemen'de geçtiğimiz gün Şii milislerce evi havaya uçurularak öldürülen devrik Cumhurbaşkanı Ali Abdullah ile Arap Baharı rüzgarları yeniden esmeye başladı. Arap Baharı'nın en etkili olduğu dört ülke'nin devrik liderlerinin bir arada çekildiği bir fotoğraf ise "lanetli fotoğraf" olarak sosyal medyadada hızla yayılıyor.
2010 yılında verilen bu poz Libya'nın Sirte kentindeki Arap liderleri toplantısında çekilmişti. Toplantının sonunda aile fotoğrafı için kamera karşısına geçen liderler hatıra fotorğafı için poz verdi. Karenin en önünde Tunus lideri Bin Ali (solda), Yemen lideri Salih (soldan ikinci), Libya lideri Kaddafi (sağdan ikinci) ve Mısır lideri Mübarek (sağda) vardı.
Ancak bu fotoğrafın çekilmesinden bir yıl sonra artık iktidarda hatta bazıları da hayatta değildi.
Yedi yıl önce başlayan iç karışıklık ve çatışmalar ile başlayan Arap Baharı'nın etkileri bugün hala o coğrafyalarda yaşanıyor.
Demokrasi arayışı ile başlayan bu "mücadele" yerini çatışma ve kaosa bırakırken, demokrasi arayışı da, tiranlıkların inşasına dönüştü.
Arap Baharı'nın en etkili olduğu dört ülke Mısır, Tunus, Libya ve yemen oldu. Bu ülkeler şuan öyle bir hale geldi ki, adeta halk geçmişini arar duruma geldi.
Yemen'de eski Cumuhrbaşkanı'nın öldürülmesi ülkede var olan kaos ortamını daha da katlaması beklenirken, Libya iç istikrarı bir türlü yakalayamadığı gibi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. Tunus'ta da devrilen hükümetin yeri halen toparlanamadı.
Arap Baharı'nın en kanlı olduğu ülkelerden biri Mısır olurken, Kahire'de halen sular durulmuş değil. Darbeci bir hükümetin ülkenin yönetiminde bulunduğu fikri bir tarafa, henüz sağlanamayan adil yönetim, demokrasi arayışçılarının sonu oldu. Müslüman kardeşler hapislerde çürümeye terkedildi, idam mangalarında ok sayıda kişi infaz edildi.
Tunus, Arap Baharı'nın başladığı ülke olarak tarihe geçti. 17 Aralık 2010 günü Sidi Bouzid kentindeki bir seyyar satıcı yaşadığı ekonomik sıkıntıları protesto etmek için kendini yaktı ve bir kibrit ile yanan alev dev bir yangının başlangıcı oldu.
Protestoların sonucunda, 14 Ocak 2011 günü, 1987 yılından bu yana iktidarda olan Bin Ali görevinden istifa etti, Bin Ali'nin ülkeden ayrılmasına izin verildi. Yazlık Sarayı'ndan bindiği bir helikopterle Malta'ya geçen Bin Ali, Daha sonra ise ailesiyle birlikte Suudi Arabistan'a gitti ve o zamandan bu yana Cidde kentinde yaşıyor.
Bin Ali'nin gidişi tabii ki Tunus'a çare olmadı, aksine durum daha da büyük sorunlara neden oldu. Ekonomik krizden dert yanan yerel halk artık istikrarsızlıkla da boğuşuyor.
Arap Baharı, Mısır'a Ocak 2011'de Tahrir Meydanı'nda düzenlenen protestolarla ulaştı. Eylemlerin başlamasından 18 gün sonra görevden ayrılmak zorunda kaldı.
Ancak, Arap Baharı dönemindeki protestoların en önemli gruplarından biri olan Müslüman Kardeşler'in kurduğu iktidarın bir darbeyle devrilmesinin ardından ülkenin iç siyasi dengelerinde meydana gelen değişim Mübarek için de yeni bir dönem başlattı. Sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine önce cezaevinden askeri bir hastaneye kaldırıldı.
Daha sonra, 2014 yılında, mahkeme, yargı sürecinde bazı teknik hatalar yapıldığı gerekçesiyle protestocuların ölümüyle ilgili suçlamaların ve cezanın düşürülmesine hükmetti. Mart ayında, hastaneden çıkarıldı.
Bugün 89 yaşında olan Mübarek, yaşamını Kahire'nin kuzeyindeki malikanesinde sürdürüyor. Oğulları da yolsuzluk suçlamalarından hüküm giymelerine karşın sık sık başkent Kahire sokaklarında görülüyor.
Libya'da hükümet karşıtı gösteriler Şubat 2011'de başladı. Kaddafi, bu gösterileri şiddet kullanarak bastırmak istedi. Libya'da hükümet karşıtı gösteriler Şubat 2011'de başladı. Kaddafi, bu gösterileri şiddet kullanarak bastırmak istedi.
Libya'da şiddet olaylarının artmasıyla birlikte önce uçuşa yasak bölge ilan edildi, ardından da NATO hava operasyonları düzenleyerek, müdahalede bulundu. Ağustos 2011 yılında silahlı muhalif gruplar başkent Trablus'u ele geçirdi. Böylece Kaddafi ve oğullarının birkaç sürecek kaçış dönemi başladı.
Kaddafi, 20 Ekim 2011 günü öldürüldü. O dönem iktidarda olan geçici hükümet, Kaddafi'nin çatışmada öldürüldüğünü açıkladı. Ancak olay sırasında çekilen ve internette yayılan görüntüler, Kaddafi'nin linç edildiğini gösterdi.
Libya'da istikrar halen sağlanabilmiş değil. Birden fazla grubun iktidar üzerinde hak iddia ettiği ve DEAŞ gibi örgütlerin faaliyet gösterdiği ülke, bugün bölge için de önemli bir istikrarsızlık kaynağı olarak gösteriliyor.
Arap Baharı'nın etkisiyle Ocak ayında Yemen'de Salih'in istifasıyla sokak protestoları başladı. Salih, protesto çağrılarını kabul etmedi ancak çeşitli suikast ve saldırılara maruz kalan Salih 2012 başında yapılan seçimlerin ardından resmen istifa etti.
2014 yılında Şii isyancı grup Husiler'in iktidarı ele geçirmesi sürecinde verdiği maddi ve manevi destekle önemli rol oynadı. Yemen'de iç savaşın giderek şiddetini artırmasının ardından ise Husiler'den desteğini çekeceğini ve Suudi Arabistan'ın desteklediği Abid Rabbo Mansur yönetimine destek vereceğini açıkladı.
Bu açıklamadan birkaç gün sonra Pazartesi günü Husiler tarafından öldürüldü.
Yemen şuan bir yandan iç savaş ve istikrasızlık ile mücadele ederken, diğer yandan da açlık, sefalet ve hatalıklara karşı ayakta durmaya çalışıyor.