Strasbourg Mahkemesi, Fransa’da 2011 yılında yürürlüğe giren ve sokak da dahil olmak üzere kamuya açık her türlü mekanda kadınların yüzlerini tamamen kapatarak dolaşmalarını yasaklayan yasanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile uyumlu olduğuna hükmetti.
Karara temel oluşturan dava, Fransa’daki yasa yürürlüğe girdikten hemen sonra AİHM’ye başvuran, 1990 doğumlu Fransız vatandaşı Müslüman bir kadın tarafından açılmıştı. Adı açıklanmayan kadın, Fransa’daki yasağın AİHS’nin “insanlık dışı muamele”, “özel yaşama saygı”, “inanç özgürlüğü”, “ifade özgürlüğü”, “örgütlenme özgürlüğü” ve “ayrımcılık” konularındaki maddelerine aykırı olduğunu savunmuştu. Ancak AİHM, davacının kötü muamele, ayrımcılık ve ifade ve örgütlenme özgürlüğü konusundaki tezlerini “kabul edilemez” buldu ve davayı esastan incelerken dikkate almadı. Mahkeme davayı sadece özel yaşama saygı ve inanç özgürlüğü tezleri temelinde inceledi. Fransa’ya karşı açılan davaya AİHM önünde Belçika hükümeti, Uluslararası Af Örgütü, Open Society (Açık Toplum), Liberty, Justice Initiative, ARTICLE 19 ve Gand Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi de müdahil oldular. Davacıyı AİHM önünde merkezi İngiltere’nin Birmingham kentinde bulunan bir avukatlık bürosu savundu.
'Genel bir yasak gereksiz'
Fransız hükümeti AİHM önünde yaptığı ilk savunmada, davacının “yasadan zarar görmemiş” ve “iç hukuk yollarını tüketmemiş” olmasını gerekçe göstererek, şikayetin esasa girilmeden reddedilmesini talep etti. Bu talep AİHM tarafından geri çevrildi. Fransız hükümeti, esasa ilişkin savunmasını ise yasağın “kamu asayiş ve düzenini muhafaza etmek” ve “başkasının hak ve özgürlüklerini korumak” tezleri üzerine kurdu. Davaya bakan 17 yargıçlı Büyük Daire, güvenlik kaygılarını anlamakla birlikte, bu hedefe ulaşmak için genel bir yasağın demokratik toplumlarda gereksiz olduğunu düşündüğünü belirtti. Mahkeme, Fransız hükümetinin, yasağın “açık demokratik bir toplumun değerlerinin asgari temeline saygı” ve “beraber yaşama” tezlerine de temkinli onay verdi. İnsan hakları konusunda uzman çok sayıda uluslararası kuruluşun genel bir yasağın “orantısız” olacağına dair görüşlerini hatırlattı.
AİHM’nin de bağlı olduğu Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Avrupa İnsan Hakları Komiseri 2010 yılında aldıkları kararlar veya yayımladıkları beyanlarda peçeli çarşaf veya diğer dini sembollere yönelik genel bir yasaklamaya gidilmemesi çağrısında bulunmuşlardı.
Fransa'ya takdir yetkisi
AİHM genel bir yasağa karşı olduğunun altını çizse de Avrupa ülkelerinde konu hakkında müşterek bir uygulama olmamasını gerekçe göstererek Fransa’ya takdir yetkisi tanıdı ve Fransız yasama organının yasak kararının “beraber yaşama” hedefiyle “orantılı” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle uyumlu olduğuna hükmetti.
Karar AİHM’nin Büyük Dairesi tarafından 2’ye karşı 15 oyla alındı. Bu nedenle itiraz hakkı bulunmuyor. Karara karşı sadece Alman ve İsveçli yargıçlar oy kullandı. Gerekçeli kararda AİHM’nin geçmişte Türkiye’ye karşı açılmış Leyla Şahin (türban), Refah Partisi ve Aczimendi Tarikatı davalarına birçok kez atıfta bulunuldu. AİHM, 2010 yılında Aczimendi Tarikatı üyelerinin kıyafetleri konusunda açılan bir davada, söz konusu kıyafetlerin kamu düzenini tehdit eder nitelikte olmadığına hükmetmişti.