Mısır’da seçimle başa gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi askeri darbe ile devrildiği
2013 yılından bu yana Sisi yönetimi kurdukları rejime muhalif olan herkes için Mısır’ı açık
cezaevi haline getirmiştir. Bu süreçte binlerce sivil siyasi gerekçelerle tutuklanmış, işkence
görmüş, uydurma dosyalarla ve avukat yardımı alamadan askeri mahkemelerde
yargılanmıştır.
Mısır’da yapılan yargılamalar sivil Mahkemeler tarafından değil, askeri mahkemeler
tarafından yürütülmektedir. Burada verilen kararlar adil bir biçimde verilmiş kararlar değildir.
Bu zamana kadar yüzlerce kişi idam cezasına çarptırılmış ve aralarında Üniversite
öğrencilerinin de bulunduğu 94 kardeşimizin idam cezası infaz edilmiştir.
İdam cezası verilenlerin çoğu Mursi’yi destekleyen Müslüman Kardeşler teşkilatının
üyeleridir. Darbeci Sisi kendisine muhalif kimseyi istememektedir. Kendisine muhalif olan
herkes için tekrar ifade etmek gerekirse Mısır’ı açık cezaevini haline getirmiştir, getirmeye
devam edecektir.
Yapılan son infazlar göstermiştir ki Darbeci Sisi’nin ölüm cezasını kullanması tam bir insan
hakları krizi halini almıştır. Verilen karar ve yapılan idamlar karşısında Batı bir kez daha
insanlık suçu işlenmesine göz yummuştur. Bu süreçte Batı “İnsan Hakları” ve “Adalet”
kavramlarını kendi işlerine geldiği gibi anlamaya ve kullanmaya devam etmektedir. AB ve
diğer emperyalist yapılar idama karşı olduklarını belirtmelerine rağmen idam kararlarından
sonra Mısır Yönetimine karşı sessiz kalmışlardır.
Son olarak Müslüman Kardeşler teşkilatının aralarında Dr. Muhammed elBiltaci gibi önde
gelen siyasi liderlerinin de olduğu 12 kişi hakkında da idam cezası onanmıştır. Söz konusu
idam cezalarının infazının bundan öncekiler gibi ansızın yapılması kuvvetle muhtemeldir.

Buradan hareketle, başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleri liderlerinin, İslam İşbirliği
Teşkilatının ve D8’in bu konuda toplanıp caydırıcı kararlar alarak Mısırdaki damların infazını
durdurmaya yönelik fiili adımlar atılmasını bekliyoruz.
Mısır’ın İslam ümmeti içerisindeki itibarlı pozisyonuna geri dönmesini arzu eden Anadolu
Gençlik Derneği mensupları olarak bizler alınan bu siyasi idam kararlarının iptal edilmesini
en yüksek sesle haykırıyoruz.
Suriye, Irak, Mısır, Yemen ve birçok İslam ülkesinde yaşanan sıkıntıların ardında ırkçı
emperyalizm vardır. Irkçı emperyalizm, bölgeyi neredeyse bütün uluslararası haber
ajanslarında etnik ve mezhepsel adlandırmalar ile tasnif eden tasnifte işine geldiğinde etnik
yapıyı, işine geldiğinde mezhep farklılığını kullanan yapıdır. Bölge insanlarının emperyalizme
karşı ortak bir tavır sergilemesini önleyebilmek için her dönemde ırkçılığı ve mezhepçiliği
körüklemişler, provakatif olaylarla, darbelerle bölge insanını birbirine düşürmüşlerdir. Bugün
aynısı Mısır başta olmak üzere birçok ülkede siyonist ve emperyalist yapı tarafından tatbik
edilmektedir.
Bugün zalim Darbeci Sisi Yönetimi’ne bu zulümleri bir an önce durdurun diyoruz. Zalim
Darbeci Sisi yönetimi cezaevinde tuttuğu masum insanları bir an önce bırakmalı ve
zulümlerine son vermelidir.
Anadolu Gençlik Derneği, Milli Gençlik Vakfı Mensupları olarak Mısır’daki zulümler bitene
kadar, mazlum coğrafyalar özgürlüğüne kavuşana kadar kıyama durmaya devam edeceğiz.
Zalimlerin karşısında olmaya, mazlumlara kol kanat germeyi sürdüreceğiz.
Unutmasınlar ki bu zalimlikleri ebedi olamaz, kötülük muhakkak hüsrana
uğrayacaktır. Kim hangi planın içinde olursa olsun adil bir düzen muhakkak tesis
edilecektir. Muhakkak ki akıbet muttakilerin olacaktır.