Irak'taki son gelişmeler acaba Büyük Ortadoğu Projesi hedefinde yer alan Ortadoğu haritası gerçek mi oluyor sorusunu gündeme getirdi.
2006 yılında ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi'nde Ortadoğu'yu yeniden şekillendiren bir harita yayınlandı.
Dergide "Daha iyi bir Ortadoğu nasıl olabilir?” başlıklı bir makale yazan Emekli Yarbay Ralph Peters'in haritası dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Peters yazısında "Azınlıkların durumu gözetilerek yeni sınırlar çizilmeli" uyarısında bulunuyordu.
İlk bakıldığında uçuk görünen Ortadoğu'nun bu yeni haritası ABD'nin resmen ilan ettiği ve eşbaşkanlıklar ile yürütülen Büyük Ortadoğu Projesi'nin de resmi haritası olarak lanse edildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bir konuşmasında BOP eşbaşkanı olduğunu ve Diyarbakır'ın bu projenin parlayan yıldızı olacağını vaat etmişti...
Aradan geçen sekiz yılda bölgedeki bölgedeki gelişmeler sözkonusu haritayı yeniden gündeme getirdi. Acaba Büyük Ortadoğu Projesi yahut diğer adıyla Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin hedefinde olan Ortadoğu haritası gerçek mi oluyor?
Bu haritada en başta dikkat çeken şey komşumuz Irak’ın üçe bölünmesi… Haritaya göre Irak, Kuzey-Orta ve Güney olarak üç bölge olacaktı. Kuzey’de Kürtler, Ortada Sünni Araplar, Güney’de yani Basra Körfezi’nde ise Şiilerin devleti kurulacaktı. Projenin Kuzey kısmı kısmen halledildi. Kuzey Irak bölgesel bir yönetim haline geldi ve bölge Kürtlere teslim edildi. Fakat burada da pürüzler vardı. Türkmenler ve Araplar da burada hak iddia ediyordu. Özellikle petrolün bulunduğu bölge olması hasebiyle burası çok değerli ve önemliydi. İşte bugün IŞİD faktörünün devreye girmesiyle Kuzey bölgesi diğer unsurların askeri güçlerinden neredeyse tamamıyla temizlendi. Önceki gün Kerkük’ün yönetiminin tamamen Kürt peşmerge ordularının denetimine geçtiği görüldü. IŞİD’in geldiği yerlerden Irak Ordusu çekiliyordu.. IŞİD Sünni bir İslam Devleti kurma peşinde olduğunu iddia ediyor. Kendisine merkez olarak da Bağdat’ı seçmiş görünüyor. Bu da gösteriyor ki IŞİD Bağdat’ı da kontrolü altına alarak Şiileri Basra körfezine kadar sürebilir. Böylece Şii Maliki’nin hakimiyeti burada sona ererek Irak’ın fiilen üçe bölünmesine hizmet edebilir. Yani IŞİD’in yürüyüşü tamamlandığında Irak tam da Büyük Ortadoğu Projesi’nde ön görülen haritadaki görünüme kavuşabilir. Kuzey’de Kürtler, ortada Sünni Arap devleti ve güneyde yani Basra’da Şii yönetim…
Bu durum bütün gözleri sözkonusu haritaya yeniden çevirdi. Çünkü haritada öngörülen planların bir bir gerçekleştiği görülüyor. O halde haritada yer alan “Özgür Kürdistan” ne olacaktı? Aslında bu kısım da Suriye’deki iç savaşla birlikte neredeyse halloldu. Rojava’nın yani Suriye Kürdistanı’nın özgürleştirilmesi ile birlikte Büyük ve Özgür Kürdistan için tek engel Türkiye’deki Kürt bölgeleri oldu… Geçtiğimiz günlerde Lice’de bayrak indirme hadisesi aslında sembolik olarak bu bölgelerin Türkiye’den koparılıp Büyük Kürdistan’a eklemlenmesi ihtimaline manidar bir gönderme oldu. Türk askerinin bu hadise karşısında sessiz kalması ise acaba bölgenin Türkiye’den koparılması mümkün olabilir mi sorusunu gündeme getirdi..
Öte yandan haritanın geri kalan bölümlerinde dikkat çeken, Suriye’nin Lübnan, Ürdün ve Kürdistan arasında bölümlendirilmesi, Suudi Arabistan’da kutsal toprakların da yer aldığı bölgenin Kutsal İslam Devleti adında bir devlete dönüşmesi, Kuveyt’in Irak’ın güneyinde kurulacak Şii Arap Devleti’ne dahil edilmesi, Özgür Belucistan, Kudüs’ün statüsü belirsiz bir konuma gelmesi gibi kısımlarının da gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman içinde göreceğiz…
BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ NEDİR?
Genişletilmiş Ortadoğu İnisiyatifi, Amerika Birleşik Devletleri 43. Başkanı Bush hükümeti tarafından Büyük Ortadoğu adıyla duyurulan, en batıda Fas'ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan'ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Kuzeyde Türkiye'nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen'e kadar uzanan bölgede, Müslüman ülkelere sözde demokrasi ihracını ve bu ülkelerin pazarlarının açılmasını amaçladığı iddia eden politik kuramdır.
Projenin 2001 yılındaki 11 Eylül saldırılarından sonra "terörizmi besleyen bataklıkları kurutmak" amacıyla ortaya çıktığı ve ABD'nin 2004 yılındaki G-8 zirvesinde gündeme getirildiği belirtilmektedir. Projenin maliyetinin yüksek olması sebebiyle ABD'nin bu yükü azaltmak için müttefiklere ihtiyaç duyduğu; fakat hakimiyet paylaşımını az tutmak için kendi payını yüksek tutarak "sınırlı paylaşım"ı esas aldığını savunulmaktadır.
ABD'nin kendi egemenliği dışında farklı bölgelerde farklı ülkeler adına yaptığı bu kuram kavramı birçok kişi tarafından eleştirilmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bir çok defalar BOP'un eşbaşkanı olduğunu söylemiş fakat bazı yerlerde de bunu inkar etmişti...